- 1490 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
BAYRAM GİBİ BAYRAM
Türkiye’de yakın zamanda dört tane bayram kutlandı. A)- 21 Mart Nevruz Bayramı B)- 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı , C)- 1 Mayıs İşçi ve Emekçinin Bayramı , D)- 3 Mayıs Türkçülerin Bayramı.
Bunlar içinde elbette ki en anlamlısı, en güzeli 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramıydı. Ancak bu bayram Çocuklara armağan edilmiş bir bayram olduğu için gençler ve büyükler maalesef içlerinde birikmiş olan enerjiyi iş bu bayramda boşaltmak imkanını bulamadılar. Hem Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı büyüklerin pek de işine gelen bir bayram değildi. İki sebeple değildi: 1- Bu bayram büyükler için biraz pahalıya patlıyordu. Çocuğu kız ise ona gelinlik ya da kırmızı kurdelalı, fiyonklu şeker- kız kıyafetleri almak zorundaydı erkekse Katibim, asker, ya da başka meslekleri temsil eden kıyafetler almak zorundaydı . 2- Milli Egemenlik ve çocuk bayramında yeterince ayrıştırma olamıyordu. Çünkü çocuk ne din, dil, ırk renk ayrılığı biliyordu ne de sağ-sol- ileri- geri-aydın-laik- gerici- yobaz-ırkçı-bağnaz- faşist- hain gibi kavramlar onların dünyasında yer bulmaktaydı. Onların nazarında her çocuk, kendisi gibi bir çocuktu hepsi o kadar. O bakımdan da Mevlana’nın : ‘’ Gel, kim olursan gel’’ sözü sadece ve sadece 23 Nisan Milli Egemenlik ve çocuk Bayramında gerçek yerini ve değerini buluyor, dünyanın dört bir tarafından gelen çocuklarla birlikte bu bayram bir Dünya bayramı oluyordu. Ama dedik ya bu çocukların bayramıydı. Büyüklerin enerjilerini boşaltmak için başka bayramlara ihtiyacı vardı. Hem 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı tehlikeli bir bayramdı da üstelik. Çünkü sadece bu bayrama mahsus bir kaç dakikalığına makam koltuklarına oturan çocuklar büyüklere öylesine mesajlar veriyorlardı ki büyükler , çocukların bu büyüklükleri karşısında ezim ezim eziliyorlardı.
Ama ne mutlu ki büyüklerin de kendilerine göre bayramları vardı(!) Mesela 21 Mart Nevruz Bayramı.
-Türk’ün Bayramı…
-Hayır efendim Kürt’ün bayramı…
-Yahu İşte Türk Milletinin Ergenekon’dan çıkışının bayramı. Hani şu demirden dağı eritmiştik ya..Hah..İşte onun bayramı…
-De Gidin lo..Demirci Kawa’nın Zalım Dehhak’a karşı isyan edip Kürt bağımsızlık ateşini yakmasının bayramı…
Hani bazen büyükler çocuklara bir kağıt para verir de ‘’ bunu kardeş kardeş paylaşın’’ derler. Ancak kardeşler arasında paylaşma denilen bir mefhum yoksa her ikisi de paranın bir ucundan çeker ‘’ Benim ‘’ Diye ve sonunda para yırtılır. Ne birinin ne ötekinin olur. İşte o hesap Nevruz da ne Kürt’ün olabildi bu ülkede ne de Türk’ün.
Kimse darılmasın, gücenmesin ve de elini vicdanına koyarak söylesin. Çok yakın zamana kadar Türkiye’de Nevruz Bayramı kutlaması diye bir şey var mıydı? Sadece bazı takvimlerde görürdük ‘’Nevruz ‘’ Diye hepsi o kadar. Belki Asya’daki Türk Dünyasında kutlanıyordu ama bizim kesinlikle böyle bir bayramdan haberimiz yoktu. Unutup gitmiştik. Ta ki terör örgütü pkk bunu bize hatırlatıncaya kadar. Evet..Maalesef bizim ‘’ Nevruz ‘’ diye bir bayramımız olduğunu bize bir terör örgütü hatırlattı. Hem de çok acı bir şekilde...Kanlı Nevruz olayı ile.
Terör örgütü Nevruzla birlikte Kürt Milliyetçiliğini ateşleyebilirdi o halde ne yapmak lazım? Alternatif Nevruz Kutlamaları…Okullara bile genelgeler gönderildi. ‘’ 21 Martta öğrencilere Nevruz nedir anlatın. ’’ Diye. Biz sadece anlataduralım terör örgütü Nevruz ateşi yakmalı-üzerinden atlamalı ve de bolca kurşun sıkmalı Nevruz kutlamalarına devam etti. Bizler ise yavaş yavaş hayatımıza giren bu yeni kavramın ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Yurdun bazı yerlerinde Valiler, kaymakamlar ateş yakıp üzerinden atlıyor, boyalı yumurta tokuşturuyor, örste demir dövüyorlardı. Evet örste demir dövülüyordu…Daha doğrusu havanda su dövülüyordu. Biz ‘’ Nevruz Türk’ün bayramıdır ve de işte böyle kutlanır. ‘’ Diyene kadar atı alan Üsküdar’ı geçmişti. Hiiiç Kimse itiraz filan etmesin. Kaç Tane Türk bir başka Türk’ü ‘’ Nevruzun Kutlu olsun kardeşim .‘’ Diye kutluladı 21 Martta. Göstermelik bir iki yumurta tokuşturmakla, göstermelik bir iki yerde ateş yakıp üzerinden atlamayla bir Bayram Türk’ün, Ya da Türkiye’nin bayramı olmaz.
Velhasılı kelam. Nevruz bu ülkede kutlanan bir bayram oldu amenna ama hiç bir zaman Türk Milletinin ( Türkiye’deki Türk Milletinden bahsediyorum ) Bayramı olmadı. Dostlar bayramda görsünler kabilinden bir bayram…
1 Mayıs…İşçinin-Emekçinin Bayramı…O da hiç bir zaman işçinin emekçinin bayramı olmadığı gibi Türk Milletinin bayramı hiç olmadı…Son zamanlarda birazcık daha..Bir gıdım da olsa Milli bir bayram olma gayretleri var ama şimdilik çok yetersiz. En azından eski devrimci fosillerin bu dünyayı tamamen terk etmesi lazım ki yetişen yeni nesil artık yepyeni, bu ülkenin önünü açacak ideallere sarılsın.
Evet 1 Mayıs da Türk Milletinin Bayramı olamadı. Düşünebiliyor musunuz? Bir Bayram var ülkede. Bu bayram her şehirde en büyük meydanlarda kutlanıyor ama o meydanlardan mümkün olduğu kadar uzak durmaya çalışıyor insanlar. Çünkü bayram kutlamasına gelen ağabeyler , ablalar meydanlara demir bilyelerle, taşlarla, sopalarla, Molotof bombalarıyla geliyor. Bu bayramda insanlara şeker yerine bol bol demir bilye ve kaldırım taşı ikram ediliyor şeker niyetine. Pardon insan dedim değil mi? Öyle ya Polis insandan filan sayılmıyor(!) Yirmi iki tanesi yaralıymış…Kimin umurunda… Gebersin namussuz köpekler (!) Zavallı(!) 17 Yaşındaki Dilan’ın üzerine gaz bombası atarlar mı (!) Oh olsun…
Bu Ülkenin Polisi Patagonya’dan ithal edilmiş olduğu için onların yaralanması, ölmesi hiiiç kimsenin umurunda değildir. Polis ancak ve ancak pkk terör örgütü tarafından öldürülürse kıymetlidir...Onun dışında hangi sebeple ölürse ölsün. Köküne kıran mı girmiştir(!) Tabii ki polise Molotof, demir leblebi atanların da pkk teröristi olduğunu hiç hesaba katmazlar. Çünkü o yüzleri maskeli sevgi kelebekleri alanlara TKP, ESP, Halkın Kurtuluşu vs maskelerle inmişlerdir. Hiç kimse o maskeleri kaldırıp da altındaki pkk suratlarını görmez. Hoş görse de fark etmez. Madem ki onlar işçinin emekçinin bayramında işçi ve emekçi ile omuz omuza vermişlerdir(!) O halde onlara her şey serbest.
1 Mayıs geçer gider, Hâla bıraktığı izler konuşulur tartışılırken bir Bayram daha gelir çatar: 3 mayıs Türkçü Bayramı.
Gariban bir Bayramdır 3 Mayıs…O kadar garibandır ki Neredeyse tamamı Türk olan bir ülkede Türklerin bir bayramı olduğunu, bunun da 3 Mayısta olduğunu Üç-beş tane Türkçüden başka hiç bir Allah’ın kulu bilmez.
Türkçü Bayramı o kadar gariban bir bayramdır ki ‘’ Türk-İslam Sentezi’’ Diyen Ülkücü Türk Milliyetçisinin gözünde de bir bayram değildir bu. Çünkü bu bayramın atası..Yani doğmasına sebep olan Atsız Ata ( Bu sadece ve sadece Türkçü olanların tabiri ) yani Nihal Atsız - Her ne kadar cenazesi Kadıköy Osman Ağa Camiinden 1975 yılında kaldırılmış olsa da- Oğlu Yağmur Atsız tarafından bile ‘’ Babam lâ dini=Dinsizdi ) diye ifade edilmektedir. Zaten kendisi de çıkardığı Ötüken Dergisinin 11. Sayısında, 1932 yılında Kur’an ve İslam hakkındaki görüşlerini bir güzel anlatmıştır. ‘’ Tanrı İnsan İdrakinin dışındadır…Kur’an Muhammed’in ‘’ Talimatıdır’’. Diyerek…Türk-İslam sentezine, ‘’ Hedef Turan-Rehber Kur’an’’’a ne kadar yakın(!) değil mi?
Oğlu Yağmur Atsız’a Bıraktığı vasiyette tarihi, yeni, ve yarınki düşmanımız olarak bir çok devlet ve millet saydıktan sonra içteki düşmanlarımız olarak Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenleri saymıştır.
Kısacası -Artık nasıl bir ölçüye vurulacaksa- damarında Türk kanı olmayan herkes düşmandır Türk’e…
Her halde böyle içi boş bir Türklüğü savunduğu için Nihal Atsız’ın başlattığı mücadelenin Altmış dokuzuncu yıl dönümü olan 3 Mayıs -Halkının yüzde doksanı Türk olan- Türkiye’de rağbet görmez..Hatta 1 Mayısın onda biri kadar bile rağbet görmez. Gerçek Ülkücü de rağbet etmez 3 Mayıs Türkçü Bayramına. Gerçek Ülkücünün de ideali Hedef Turandır tabii ki. Ama Kur’anın rehberliğinde… Yüceler Yücesi bir Peygamberden (S.A.S) babasının oğluymuşçasına bahseden, onu sıradan bir insan, Kur’anı sıradan bir kitap gibi gören biri Türklük adına ne kadar tabutluklarda işkence görmüş olursa olsun onun bu çektiklerinin, acısının ifadesi olan bir bayram(!) -Tüm dünya insanlarını da kendisi kadar şerefli, ve eşit gören- Milliyetçi Türkler tarafından ( yahu haydi başkası adına konuşmayayım.. En azından benim tarafımdan ) Bayram olarak kutlanamaz. Zaten kutlanmıyor da. Hiç kimsenin umurunda değil vallahi.
Eeee..Nevruz değil, 1 Mayıs değil , 3 Mayıs değil. Bizim şöyle anlı şanlı, geleneksel ama aynı zamanda milli bir bayramımız yok mu? Bu Ülkenin, sağcısı, solcusu,ortacısı, Sünnisi, Alevisi, Türk’ü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Müslümanı, dinsizi, ateisti herkesin kutlayacağı bir bayramı yok mu?
Var tabii ki…Kutlanıyor da. Ama o kadar sessiz sedasız, o kadar vurdusuz kırdısız. O kadar kalp kalbe, gönül gönüle kutlanıyor ki en ufak bir magazin haberi bile olamıyor. Çünkü ne Molotoflar var bu bayramda ne tazyikli, su, biber gazı… İnsanlar yüzlerini kapatmıyor tanınma korkusundan. Tam tersi herkesin alnı açık, yüzü ak. Hiç kimse bir diğerinden korkmuyor. Türkiye’nin her yerinde her kes kendi örfüne ve inancına göre kutluyor bu bayramı. .Alevi , Alevi gibi ; Sünni Sünni gibi. Hoş Alevi biraz daha fazla sahiplenmiş olsa da Sünni ‘’ Amaaann Bana ne benim bayramım değil ‘’Demiyor. Alevi İzmit’in Belen Ören Köyünde ateş yakıp üzerinden atlarken Sünni Erzurum’un Hasankale’sinde salıncak kurup sallanıyor günahlarını dökmek için (!). Alevi, Elmalı ilçesinde Abdal Musa Türbesinde, Finike-Turunçova’da Kâfi baba Türbesinde sofralar kurup lokma paylaşırken, Sünni Hemen yanıbaşındaki Hasyurt Beldesinde bişi yapıp dağıtıyor. Ama alevi de Sünni de Hızır ile İlyas’ın buluştukları bir günde El açıp dua ediyorlar ‘’ Allah’ım sevenleri ayırma, sevenleri sevdiklerine kavuştur. Birliğimizi, dirliğimizi,huzurumuzu bozdurma ya Rab’’ Diye. Bakmayın siz Büyük şehirlerin keşmekeşi içerisinde kaybolan değerlere. Anadolu’nun dört bir tarafında kutlanıyor bu bayram. Kavgasız, gürültüsüz, hiç kimse bir diğerini ötekileştirmeden…
Evet Dostlar…Ne 21 Mart, Ne 1 Mayıs, ne de 3 Mayıstır Türk’ün bayramı, Sadece Türk’e has olan Geleneksel-ulusal bayramı HIDIRELLEZdir.
Genel Olarak 6 Mayısta kutlanan Hıdırellez Bayramı vatanıma hayırlı ve uğurlu olsun. Hızır ve İlyas Aleyhisselamların bir araya gelmesi gibi bu ülke insanını sevinçte ve tasada her zaman birlik ve beraberlik içinde bir arada tutsun .
YORUMLAR
Biz Türkler bir şeyimizi kaybedince deyerini anlarız, bulmaya veya tekrar sahiplenmeye çalışırız ama iş işten geçmiş olur. Kimbilir bundan 20-30 yıl sonra 3 Mayıs Türk'lük bayramı değilde kürtlük bayramı olarak bile kutlanabilir. ''Bu bizim bayramımız siden önce bizim bilmem ne büyüğümüz bize hediye etmişti'' derlerse şaşrmayacağım; çünkü ben bu ülkede hiç bir şeye şaşırmayayı öğrendim.
1 Mayıs'a gelince o da ayrı bir komedi. Dünyanın fabrikası bizmişiz ve dünyanın en gelişmiş ve işçisi bol bir ülkesiymiş gibi en coşkulu bizde kutlanır ama malesef işçiler çalştığı için kutlayamıyorlar. Zaten bizde kadın haklarını karısına şiddet uygulayan kocalar yada kocaya şiddet uygulayanlar kadınların haklarını arıyorlar. Bu da onun gibi işçi bayramını onlar çalışırken başkaları kutluyor.
En güzeli Hıdırellez dedğin gibi kavgasız döğüşsüz geçen bir bayram.
Benim memleketimde o gün pikniğe gidilir. Salıncaklar kurulur piknik yerlerinde pazar kurulur gelibcik çiçeğinden şurup yapılır içilir ve eğlenilir. En güzelde Erdek'in Çayağzı köyünde çamlıkta kutlanır.
Oysa büyük şehirde gelincik çiçeklerine papatyalara hasretim. Ben köyümü özledim yav. 1 Haziran da ise Erdek'te kiraz bayramı kutlanır o da çok güzel ve coşkulu kutlanır.
İnşallah o tarihlerde yolun Erdek'e düşerse benim yerime de kutla ben evlendiğimden buyana o tarihlerde orada olamıyorum.
Selam ve sevgiler
sami biberoğulları
Bu kadar uzun ve güzel yorumuna bir cümle ile cevap versem gücenmezsin değil mi?
Çok teşekkürler...Sen beni anlıyorsun.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Mutlaka ve mutlaka ortak olacağımız ve olduğumuz en önemli konu katrşılıklı saygıdır. Evet..Herkes birbirinin bayramına, özel günlerine saygı göstermeli..Bu memlekette ben kendimi bildim bileli Paskalya kutlanır..Var mı bir kavga- gürültü..Ya da saçma bulan..Yok...Saygı olan yerde her şey iyi olur.
Bayramları çiçekle, şarkılarla, tokalaşarak kutlamayı öğrendiğimiz zaman tüm farklılıklarımıza rağmen her şey çok iyi olacak.
Selam ve sevgilerimle.
Deliye hergün bayram" demiştik ya hocam:)
Bu kadar deliyi besleyen bir ülke yok dünyada:)
tabii ki bu sözün aslını bilirsiniz
Yalan söyleyen tarih mi utansın, yoksa yalanı yazıp oynayanlar mı
keşke bu gerçekleri memleketi idare edenler okuyup idrak edebilse
makalenizin finalinde dönüp dolaştık inanç meselesine geldik.
inancı bozuk bir zihniyetin ne haltlar yiyeceği belli olmuyor..
saygılarımla
sami biberoğulları
Elbette ki dönüp dolaşıp geleceğimiz yer insanç olacaktır. Çünkü tüm insan oğlu ademden, Adem de toraktan yaratılmıştır diyor yüce kitabımız...Yani menşeimiz bir...Dolayısyla istediğğin kadar şöyle ya da böyle de..İnançsız olmuyor.
Selam ve saygılarımla.
hocam türkiyede kutlanan bayramlar hakkında güzel bir yazıydı bilmediğimizi öğrendik duymadığımızı duyduk sayenizde neye sahip çıkabildik gereğince ki hiç bu hiç sonucuda bugünki haldeyiz bizim mahallede yarın bayanlar arasında hıdırellez kutlaması yapılacak herkese hdırellez bayramı kutlu olsun bereketli olsun saygılarımla selamlar
sami biberoğulları
Senin de Hıdırellezin kutlu olsun
Selam ve sevgilerimle
Memlekette neler oldu,neler olmuştu neler daha olacak.Bir zaman " Nevruz bayramı kutladı" diye üç genci vuranlar ertesi yıl vali beyle el ele tutuşarak Newroz ateşinin üzerinden hoppadanak atlayıp dilek dilemişti.Kimbili o adam içinden " Ey ulu Newroz kuşum ötemeyi öttürüver ,kedim miyavlamayü miyavlatüveee," demişti yakararak.
Velhasıl olan o üç gence ve ailelerine olmuştu.
Valla Hocam ben durumu anlayabilmiş değilim...
Allaha Şükür "Alevi" değilim...
Çok Şükür "Sünni " de değilim...
Bakıyorum "Irk" olarak da karar vermiş değilim...
Kulak memelerim Uygurlara,burnum Malezyalılara,dudaklarım Eskimolara,kollarım Japonlara,Çeneme sanki Ermeniyim diyo...
Bir de göbek deliğimi görseniz "Bu kesin Fransız " dersiniz...
Hele gözlerim ,zaten bakan hemen "Ar yu from Zimbabwe mi achaba?" diye soruyor.
Dizlerimi bir hocam Ruslara benzetip "şerefsizim dizlerin aynı Dostoyevski gibi" demişti.
Bir defa iğne yaptırdığım hemşire de tam iğnenin ucunu kaba etime dokunduracağı zaman "Ayyyyy....yoksam siz Brasilyalı mısınız?" diye çığlık atmıştı.Sonradan hemşirenin olduğu yerden görünüşümün tam da "samba lamamba bambabbab bamababamba bambaaa" dansındaki figüğr gibi olduğunu söylemişti.Oysa ben korkudan kasmıştım gendimi...
Bazı azalarımın milliyeti heniz belli olmamakla birlikte umumiyetle belden aşağı "Asyalı" belden yukarı "Avrupalı" derler...
Yani neticede belden aşağı "Eşşek" belden yukarı "Öküz" olmaktan iyi bişey galiba...
Bütün bayramları kutlamalı bence "Newroz'u,3 mayıs Türkçüler ,5 Mayıs Kürkçüler, 11-18 Haziran uyuşturucu haftası,2 Kasım Naciye Teyzenin kurtuluşu,3 kasım Naciye teyzenin kocası tarafından öldürülüşünün yıldönümü,5 Aralık sabun ve köpükleşim bayramı,14 aralık yemiş günü,14 aralık yine sevgililer ve öpüşüm günü ,15 aralık ihanete uğrayanlar günü, 16 aralık Kurtadamlar ve kediler ,30 Aralık Mastırmasyon günü,1 Ocak sabotaj bayramı,2Ocak donsuzlar ve düşüncesizler günü,5Ocak neden kutlanıldığı bilinmeyen gün,15-16 Ocak Taciz Günleri,19 Ocak Ebeninkinin günü,30 Ocak Selamettinin ilk gerdeğe girişinin ikinci yılı,31 Ocak Selamettinin ilk gerdekten çıkıp intihar etmesinin yıldönümü,10 Şubat akıntı günü kutlanmalı…
Selam ve saygı ile…
sami biberoğulları
Bazen herkesin okuması ve istifade etmesi gereken bu kıymetl,i yazıları yorum olarak yazıyorsun.
Şu yorumun başlı başına bir makale, deneme yazısı.
O kadar haklı ve o kadar doğru şeyler söylüyorsun ki.
Bu arada belirttiğin günleri Milli Eğitim bakanlığına sunacağım..Garanti kutlarız...Sütü ancak pastörize süt kutularında gördüğü halde Dünya Süt Günü, Standart kavramının s sinden habersiz bir ülkede Dünya Standartlar günü kutlatan bir Milli Eğitim garanti balıklama üzerine atlar senin bahsettiğin bu günlerin.
Selam ve sevgilerimle.
bayramlar beraberliklerin daha sıkı olması içindir.... zamanımızda ayrıkçılıkları gösteriyor güzel olan her şey gitgide yavanlaşıyor.... haklısın hocam kalemin daim olsun saygılar
sami biberoğulları
Ayrışmanın ve ayrıştırmanın olmadığı bayramları görmek dileklerimle selam ve sevgilerimi sunuyorum.
BAYRAMMIŞ
Bugün bayram’mış bilemedim .
Üç gün öne alınmış .
Yoksa alır gelirdim en güzel taşları ,
Kinle nefretle atardım .
Kırardım
Yakardım
Yıkardım.
Bugün bayram ’mış bilemedim .
Neyse :
Benim yerime yaptılar ,
Kürt kardeşlerim..
Bayramı gördü Türkiyem .
Çanakkale için içim ağlarken ,
Anası da ağladı polislerin .
Bayramlar :
Kardeşlik
Dostluk
Sevgi
Saygı
İnsanlık demekmiş ,
Hadi ordan be...
Bayramlar sevinçle neşeyle olur,tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Bu çok güzel şiirinle bana güç verdin.
Selam ve sevgilermle.
Teşekkürler, Sami Bey...
1 Mayıs'ta okullar tatil olunca, tabiidir ki çocuklara açıklamak gerekti; 1 Mayıs nedir, niye tatildir... Onların kafalarını karıştırmadan, resmi tabirini kullanıp, biz de "İşçi Bayramı diye okullar tatil evladım" dedik. Günün ilerleyen saatlerinde haberlerden izledikçe, çocuklar başladılar sormaya: "Anne, bayramsa niye kavga yapıyorlar?" Bu soru, beş buçuk yaşında olana ait. Bir büyüğü on yaşında, o da yorum yapıyor: "En iyisi bizim bayramımız; ne güzel kutladık, eğlendik" O da 23 Nisan'ı kastediyor. Onun büyüğü, demokrasiyi biraz daha iyi kavradığından mıdır, nedir, çözümü bıçakla kesercesine hızlı: "Yasaklasınlar o zaman, böyle bayram mı olur?" Yaşı, on bir buçuk... Allah'tan, en büyükleri evde değildi, SBS için hazırlanıyor da, izleyip yorumda bulunamadı. Yoksa, onu geçiştiremezdik de...
Velhâsılı, hocam, 1 Mayıs'ın mânâsını ben de çözebilmiş değilim. Kaldırımlar kimin hizmetinde, yollar kimin, polis kimin evlâdı, Taksim'e izin verilmemesi (bunun teknik gerekçeleri yerinde midir, değil midir, bu yetkinlikte olmadığım için, girmiyorum) bunca hasarı ve çatışma ortamını haklı kılar mı? 1 Mayıs'ta yaşananların, yaşatılanların işçiye ne faydası olmuştur? İşçinin hangi mağduriyeti gündeme getirilmiştir?
Öyle inanıyorum ki, sendika yetkilileri, işçinin gerçek hakları için "Taksim Meydanı" hususundaki ısrarını ortaya koysaydı, eminim bir sonuç alınırdı. Sendika yetkilileri işçileri hamasî söylemlerle oyalayıp galeyana getirmekte, kendileri için siyasî ve ekonomik rant devşirmekteler. Ben, bunca yıldır ciddi bir işçi savunucusu sendika görmedim, samimiyetlerinden de şüpheliyim. 1 Mayıs, amacından uzak, bir savaş havasına sokuldu, maalesef...
Selâm ile...
sami biberoğulları
İnşallah yavaş yavaş da olsa 1 Mayıs gerçek manada işçi-emekçi bayramı olma yolunda. Bütün mesele eskinin kötü alışkanlıklarını kazımakta. Onlar da temizlenince ortaya tertemiz , pırıl pırıl bir bayram çıkacağına inanıyorum.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Cümlemizin bayramı kutlu olsun
Selam ve sevgilerimle.