Kahpe

• 5 Mayıs 2013 Pazar 14:27:12

Kahpe

Güncel Türkçe Sözlük
Kahpe:
1. isim Orospu, ahlaksız kadın
2. sıfat Dönek
Orospu:
1. isim Hayat kadını
2. Kolay elde edilen, düşük ahlaklı kadın

“Orospu” karşılığı ve “Kahpe” ilk anlamı kadın üzerine yapışmış! Bu anlamda kadın, erkek davranışlarını irdeleyeceğim. Ve bu sözlerin toplumda rast gele kullanıldığını düşünüyorum.

Eskiden işgal edilen yerlerdeki kadınları cariye edip pazarlarda satmak meşru imiş! Elinde kılıç, bizzat savaşmayan kadını esir almak; kullanmak veya satmak günümüzde savaş suçu kapsamında olsa da uygulamada bu kurala pek riayet edilmez! Bu ve benzer durumdaki kadına zaten “Orospu” denemez! Günümüzde de çeşitli yollarla bu yapılır! Savaş olmadan da kadınlar kaçırılıp krallara hediye edilirmiş. Kralların bazısı bunları baş tacı edip ülkelerinin yönetimine bile ortak etmiş… Bakın buradaki ayrıntı şu; köyünde savaşa girmeden yaşayan kadını oradan alıp satan veya krala hediye eden kişi “Kahpe” durumunda, satılan ise “Orospu” değil aslında! Dünya’ya hükmeden bu kralların bu ticareti meşru sayması ise ayrı bir durum… Burada şu soruyu soralım; asıl orospu, kahpe kim?

İlk çağlarda fahişelik meşru iken özellikle Orta Çağ’da dinlerin öğretisiyle fahişelik suç sayılmaya başlandı! Fahişeliği suç kapsamında gören dinsel öğretilerde kadınların cariye olarak satılması ve kullanılması ise meşru idi… Ayrıntısına girmeyeceğim.

Her türlü hovardalığı yapan erkek veya eline fırsat geçince erkeklerin koynuna giriveren bazı kadınların başkalarının namusları üzerinde söz sahibi imiş gibi konuşmaları hatta dinsel veya ahlaki öğretileri de destek olarak kullanıp insanlara “Orospu” demesi ilginç değil mi? Yine soralım asıl orospu, kahpe kim? Başkalarının namusunu ağzına dolamayanlara lafım olmaz! Tercihler insanın kendini bağlar! Toplumda güçlü olan kesim bu kesimde herkes olabilir; zenginler, hanedanlar, kutsal sayılan dini liderler, ideolojik önderler; bunlar zaten sorgulanmaz! Onlara ayrıcalık tanınır. Fakir, gariban sınıfı bir “Hata” kabul edilen fiili işlerse anında cezası verilir! Sık verdiğim bir örnektir; İsa zamanında Maria Magdelena adında bir kadını fahişelik suçundan taşlayıp öldürmek istemişler. İsa “İlk taşı günahsız olanınız atsın” dediğinde topluluğun günahları gözlerinin önüne gelmiş ve hiç kimse bir taş dahi atamamış… Demek başkalarını suçlayanlar kendine bakmayı hiç akıl edememiş!

Namus ve ahlak üzerinden linç etmek siyasi ve ideolojik önderler için de kaçınılmazdır! Siyasi ve fikir açısından rakipler de bu yönden karalanır ve etkilenen topluluk kendi haline bakmadığı için çabuk etkilenir… Yine sormalı; Asıl orospu ve kahpe kim?

Gözlemlediğim kadarıyla namus ve ahlak üzerinden insanları linç etmeye çalışanların büyük çoğunluğu bizzat kendisi kötülediği kapsam dahilindedir! Belki de bu yüzden diline vuruyor kendi içinde bulunduğu hal… İnsanların namusunu ve ahlakını diline dolayanların bazılarıyla bizzat sohbet ettim. Ustaca konuştururum! Bu kişilerin şuur altında saklı kötülediği eylemler…

Bakın, başka açıdan bakalım; bir insan kötülediği bir eylemi gizlice veya eline fırsat geçince yapıyorsa o “Orospu ve kahpe” kapsamında olabilir! Kişi zaten kötülemediği bir eylemi yapıyor ise bu kapsama girmez! Yani özgür tercihi ile başkalarının “Namussuzluk” olarak algıladığını vicdan rahatlığı ile yapıyor ve bundan kimseye zararı dokunmuyor ise kendisi de zarar görmüyor ise bu eylem o kişiyi bağlar! Başkalarının bu eyleme ne dediği önemli olmaz!

Tabi ki yerleşik toplumsal bir algılama ve öğreti var ve insanlar özgür tercihlerini toplumsal algıların ve öğretilerin yargısından kurtaramıyor bu da bedel oluyor. Özgür tercihin bedeli… Ya da özgürlüğün bedeli. Çünkü kendi algısında meşru olanı yapıyor birey ve genel algılamaya uymadığında bir çeşit linç ile karşılaşıyor… Yine tekrarlıyorum bu bedel; kutsal kabul edilen hanedan, ve bazı dini liderler ile fikir önderleri için geçersizdir! Sadece egemen olan görüş ve öğretiye ters düşenler bedel öder…

Son tahlilde; insanlar özgür tercihlerini başkalarına zarar vermeyecek şekilde yaşadığında esmaya ayna olabilirler. Hayır da şer de eğer tercihe sunulmuş ise zaten takdir edilmiştir! Yani Allah istemezse olmaz! Bu anlamda hayırın da serin de tercihe göreceli oluştuğu ve aslen evrende her şeyin esmaya aynalık cihetinde, yönünde Allah’ın izin vermesi ile olduğu unutulmamalı! Evrendeki tüm şerleri ortadan kaldırmaya çalışan aslında esmaya savaş açmış demektir! Çünkü bir insanın “Hayır” gördüğü veya öyle öğrendiği bir durum, diğeri için şer olabilir! Yani tercihe sunulmuş olanlar açısından sorun yok! Tercihte ayrışır hayır ve şer diye… O halde bireysel algıya görecelidir! Bir eylemi meşru görmek ve yapmak; başkalarına zarar vermemek kaydıyla hayır da olabilir, şer de… Öyle ise kimse kendi hayır, şer algısını mutlak “Doğru” kabul edip, başkalarının tercihlerine müdahale etmek veya onları tercihlerinden dolayı linç etmek hakkına sahip değildir. Bedel ise Allah’tan gelir! Müdahalecileri Allah münafıkları tehdit ettiği 7 madde ile cezalandırır!

Bediüzzaman’ın risalelerinden yararlandığım bu yedi maddeyi de yazıyorum.

1-Tahmik edilmiş olmaları: Allah’ı kandırmaya çalışmalarının yani insanları Allah ile aldatmalarının sonucudur. Ahmaklaşırlar ve insanlara alay konusu olurlar.

2-Tesfih edilmeleri: Sefih, akılsız ve eğlenceye düşkün görülmelerine sebeptir.

3-Techil edilmeleri: Cahilliklerinin ortaya çıkmasına işarettir. Her halleriyle cahilliklerini ele verirler.

4-Terzil edilmeleri: Rezil olmalarına, itibarlarının olmamasına işarettir.

5-Tezlil edilmeleri: Aşağılanmış, zelil hakir olmalarına işarettir.

6-Tehdit edilmeleri: Kavi bir azapla karşılaşacaklarına işarettir.

7-Teşhir edilmeleri: Yalancılıkla tanınmalarına işarettir.

Münafıklar bu 7 Adet T ile başlayan halleri yine T ile başlayan tercihleriyle elde ederler. Sonucunu da hem bu Dünya’da hem bu Dünya’nın ebedi yansıması olan ahirde yaşarlar.

Münafık çerçeve olarak incelenebilir. Bireye direk bu şekilde hitap edilemez. Çünkü münafık olan zaten gizlidir açık olsa münafık olmaz ne ise o olur.

Bakınız bu ahmaklık Allah’ın bir cezasıdır! Ahmaklara bakın sanki ahmaklıkları zoraki oluyor. Kendilerini bu durumda buluyorlar. Çünkü esmaya savaş açmak bedel ister.

Selametle,

Ahmet Bektaş