BENİM SEVDAM ÖLÜMDÜ
Bu bir imtihansa ben kaldım, köprüsü olmayan bir ırmağa girdim, her adımda bir adım daha battım. Kaybettiğim her günde sevdamı daha fazla kucakladım. Çare aramadım; çünkü benim sevdam ölümdü. Dönmeyi istemedim bu çıkışı olmayan sokaktan… Yorgun gönlümde bazen bir türkü çığırdım, bazen bir kelebek gibi uçurdum, bazen de el oyası gibi teker teker işledim… Bazen de özlem duydum karşılıklı söylediğimiz kelimeye öyle ki aynı anda ki kızgınlıklara bile aramadım soruya cevap ve asla şikayet etmeyi düşünmedim dedim ya benim sevdam ölümdü. Ömrümde yalanlar en güzeliydi, bahaneler çok tatlıydı, sınırlı hükümler bırakmıyordular ve ayaza açık kalbimi acıtmıyordu. Bir bekleyişti sınırsız ve nedenli yazılmış oynuyordum. Rolüm mahkum bitişi herhangi bir hakimin kalemi kırması değildi. Sonucu bir ben değil, tüm insanlıkta olduğu gibi ve hayeller: Arkası yarınlar değil bir önceki güne veda ettiğimde biten hayeller… Kayan bir yıldız gibi, son defa ellerin buluşmasında ansızlığa yenilen bedenimde hissetiğim ağır yükte, nedenleri sıralamadım. Dedim ya benim sevdam ölümdü.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.