- 659 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARANFİLLİ LEBLEBİ
“Sanat altın bileziktir!” Diyen ne güzel demiş.
Çocukluğumun en güzel yılları şehirlerde geçti.İlçemiz Orta Anadolu’da sessiz sakin bir kasabaydı.Tarihi bir şehir sayılırdı. O zamana göre bayağı yüksek nüfusu ve köyleri vardı.Komşu il ve ilçeler alış-veriş için bizim ilçeye gelirdi.Hele her yıl kurulan panayıra diyecek yoktu.Ticaret olunca,çarşılarda önemliydi.Bunların başında da bakırcılar ve demirciler çarşısı gelirdi.On iki saat ses kesilmezdi.
Bu çarşıda daha çok demir dövenleri ve onlara şekil veren ustaları seyrederdim. Birde arasta da bulunan köfte dükkanları.Tatil günlerinde cebimdeki bütün paramı köfteye harcardım.Tabii o zamanlar gıdaların, hayvanların genetikleriyle uğraşmıyorlardı.Her şey tabii,her ürün organikti.O ekmek arası köftelere doyum olmazdı.Hala o etlerin,o ekmeklerin, köftenin yanında verilen bir salkım üzümün lezzetini arıyorum.Yok işte,eski güzellikler yerini yapay güzelliklere bırakmış.Ne yapalım?
Bunları niçin yazdım biliyor mu sunuz?
Elbette bilemezsiniz.Çünkü henüz hikayeyi okumadınız.Sene kaç bilemiyorum.Ankara’ya gittim.Bakanlıkta bir Sivas’lı ile karşılaştım.Konuşurken nereli olduğumu sordu? Ben de söyledim.Derin bir iç çekti.Sonra;
----Sizin oranın Panayırı ve Leblebisi meşhurdur,dedi.Bir de pekmezinizi unutmamak gerek.
----Evet dedim, aynen söylediğiniz gibi.Ama siz nereden biliyor sunuz?
Güldü.
----Babam Sivas’ta bakkaldı,diye devam etti.Her yıl panayıra gider,gelirken de bize karanfilli leblebi getirirdi.Tadı hala damağımda…Yine yapılıyor mu?
----Vallahi,dedim.Şunca yıldır ben oralıyım ama hiç karanfilli leblebi duymadım,görmedim ve yemedim.Çorum’da şekerli yapıyorlar,onu yedim.Bizim orda hiç yemedim.
----Ye,ye dedi.Çok lezzetli olur.Hele sıcaksa kokusu bile insana yeter.Gelirken bana da getir.
---Olur,dedim.Bulursam inşallah getiririm.
İlçemize döndüm.Ertesi sabah ilk işim tarihi Leblebici Ahmet Ustayı ziyaret oldu.
----Hayırdır,Hocam dedi,sabah sabah pek buraya uğramazdın?
Selam ,kelamdan sonra;
---Bak Ahmet Abi,dedim.Bunca yıldır leblebiyi senden alırım.Ama bana bir karanfilli leblebi sunmadın.
----Emrin olur,Hocam dedi.Hemen vereyim.
Sıcak kıl çuvalı açtı.Bir kürek leblebi aldı.Kese kağıdına koydu.Üzerine karanfil ekti.Salladı,karıştırdı.İçinden bir avuç bana verdi.
----Buyur Hocam,dedi.İşte sana karanfilli leblebi.
Avucuma konan sıcak karanfilli leblebiyi önce kokladım.Sonra ağzıma attım.Gerçekten bu kadar güzel leblebimi olur muş?Hayretler içinde yedim.Tadı damağımda kaldı.Tekrar tekrar kese kağıdına daldırarak leblebiyi bitirdim.Ahmet Abi;
----Dur Hocam,dedi.İki de çay söyleyeyim de rahat ye.Boğazın tıkanmasın.
Çaylar söylendi.Leblebi bitti.Söz devam ederken;
----Haftaya Ankara’ya gideceğim.Bana bir kilo iyi leblebinden aynısını yap.Misafirime götüreceğim,dedim.
Ayrıldık.
Ertesi hafta uğradım.Yaptırdım.Sıcacıkça aldım.Ankara’ya götürdüm.Bütün daireye ikram etti.Herkes öve öve bitiremedi.Teşekkür ettiler.
En son oradan ayrılırken Sivas’lı teşekkür etti.
Dedim ki;
----Asıl ben sana teşekkür ederim.Bunca yıldır Ahmet Usta’dan leblebi alırdım ama karanfilli leblebiyi senin sayende yedim.Sen demeseydin ben nereden bilecektim.
Boşuna mı demişler;”Sanat altın bileziktir!”Usta iyi olunca neler meydana çıkıyor?
Leblebi bile karanfilli oluyor!
Kemal DOĞANAY
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.