- 2246 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
YOKSUN BE SEVGİLİ
Gönlümün yitmişliğine bir mektup yazmak istedim dün gece. Biliyordum; sensizlik cevap verecekti. Fakat tüm hayal kırıklıklarımı alıp yanıma cesaret ettim yine de. Sokaklar meğer ne kadar boşmuş bir tek senin karşı sokaktan çıkıverceğin umudu olmadan.
Evet sevgili yollar da en az benim kadar umutsuz şimdi. Bakkal Ali amca arada bir çocukluktan kalma bir alışkanlık elime o mandalina şekerlerden tutuşturuyor. Gözlerim doluyor birden. Başımı seninle daima buluştuğumuz o yolun sonuna çevriyorum. Yoksun işte. Elimde mandalina şekerler kadar gerçek bir sensizlik kalıyor.
Zamansızlık üşüşüyor zihnime. Sahi zamandan bahsetmek ne saçma artık. Seninle olacağımız zaman, sinemaya gideceğimiz zaman, pencerede beni beklediğin zaman, boğazda kahvaltı yapacağımız zaman... Senli dilimlere bölmüşken ömrümü koskoca bir boşluk sarıyor varlığımı. Olmayışına mı yazmalı artık şiirleri bilmem ki.
Zaten artık ne kurşun kalem alıyorum ne de saman kağıtları. Aynı masada oturuken kağıdın ucunu yavaşça karalayacak bir yürek oturmuyor karşımda. Hiçbir cümlem de gözlerden yansımıyor artık.
Düşünüyorum: Bunu anlayabilir miydin acaba. Şimdi beni bir buhran gibi saran ve bırakmayan sensizliği yani. Hayır sevgili. Anlayamazdın. Çünkü senle olmayı dahi içime sindirememişken sensizlik geldi çöktü omuzlarıma. Ali amca hala gülümseyerek suluyor marullarını. Hatırlarsın belki. Buruşmasınlar diye arada bir yapardı bunu. Sonra usulca göz eder kimseye söylemememiz içi o gün ki şekerlerimizin sayısında cömert davranırdı. Gülümsedim birden sevgili. Çocukluğumun senli geçen yılları benden daha isyankar. Öyleki senin olmayışınla hiç ilgilenmiyorlar. Sakince bir gülümseme yerleştirip yüzüme süzülen gözyaşlarıma inat yaşıyorlar. İsminin yazdığı bu mezar taşı bile engel olamıyor gülümseme.Fakat... Fakat yoksun be sevgili. İçimde her şey düğümlenip kalıyor bu cümleyle. Bir sindiremmezlik sarıyor dünyayı. Eksik kalmış her şey bu cümleden çıkıyor sanki. Martılar susuyor ben gelince kıyıya. Hissediyorlar belli ki yanımdaki senin eksikliğini. Uzakta bir vapur gelişini haber veriyor. İçinden inen yolcuları izliyorum heyecanla. İnanmak öyle zor ki. Anlatmaya kelimelerin yetmeyeceğini söyleceğim ama dilim zaten gidişinle mühürlendi. Ağlamak ulaşılmaz. Çünkü ne zaman çekilse sensizlik dalgasının hüzün kırınları inamamanın mahmurluğu vuruyor kıyıma. Bir tek şu karşımda isminle güzelleşen taş inatla başını dik tutuyor. Bir gerçeğe sabitlemiş kendini. Lakin söylemeye dilim varmıyor.O gerçeği kendi varlığımla kilitledim sevgili. Ne zaman ki yokluk çalar kapımı o zaman vuslatına kapılıp gelirken ben yanına açılacak kelimelerin dili.Şimdi o sokağa döneceğim. Giderken martılara selamın söyleyeceğim. Ve inatla kapının önünde durup senin çıkmanı bekleyeceğim. Vapurun geliş saatlerini kaçırmayacağım.
Sensizlikle her gün daha da boğulan şu yaşamımın belki de tek güzel kalan yanı şimdiyi senli çocukluk anılarına boyayıp öylece beklemek... ve asla son bulmayacak son söz: seni seviyorum sevgili....
YORUMLAR
İçsellemelerin akıcılıkla yazıya dökülmesini kutluyorum. Dil yalın, kelimeler yerli yerinde...
Keyfe keder bir olmamışlığı (bana göre) söylemem gerekirse; ilk paragrafta ki "...bir tek... " kelimeleri olmamalıymış orda. Cümle onlarla okununca yoruyor dili sanki.
Saygı ile...
sen yoksun sevgili içimdeki sevda yetim kaldı,sen yoksun sevgili gözlerime bakıyorum inatla senden bişeyler bulmak için,aaaah sen yoksun sevgili yağmurlar gözlerime emanet,sen yoksun sevgili aslında içimin taaa içisin sen....
yokluk ve daha da kötüsü ona alışmaya çalışmak...kaleminizin daim olması dileğiyle...yüreğinize sağlık.