7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2165
Okunma

Önce Yukarıdaki resme bir bakalım ve en önde giden pankartta ne yazıyor okuyalım.
‘’ KÜRT ULUSU ÜZERİNDEKİ ULUSAL BOYUNDURUĞA HAYIR...YAŞASIN KÜRT VE TÜRK HALKLARININ MÜCADELESİ VE BİRLİĞİ…HALKIN YOLU…
Sonra Resmin arka taraflarına bakalım: Bir tane Türk Bayrağı görebiliyor musunuz? Ya da tek bir tane Atatürk resmi, posteri filan…Göremezsiniz. Stalin, Lenin,Karl Marks, Che , Mao, Nazım Hikmet, hatta Yılmaz Güney’in bile posterlerini görürsünüz ama tek bir tane Atatürk resmi göremezsiniz. Rusya’nın o zamanki Orak-çekiçli bayrağını,kırmızılı-sarılı-yeşilli pek çok bayrağı da görmeniz mümkündür o alanda ama Ay-Yıldızlı Al Bayrağı görmeniz mümkün değildir.
Bu resimde göremediğiniz gibi bunun gibi daha yüzlercesi var olan resimlerde de göremezsiniz.
Peki o kalabalıkta -ki kendi ifadeleriyle sayıları beş yüz bindir- Bir tane ‘’Atatürk’ün askerleriyiz’’ Diyen Allah’ın kulu var mı? Hayır
‘’Atam izindeyiz, Devrimlerinin yılmaz bekçileriyiz.’’ Diyen peki? Kesinlikle hayır.
Göğsünde Atatürk rozeti ya da kollarında Atatürk dövmesi, Arabasının camında, arka kaportasında Atatürk’ün imzası olan? Ne gezer.
Peki ‘’ Ezan, susmaz, Bayrak inmez’’ diyen var mı?
Tabii ki bu bir resim olduğu için öyle bir ses varsa da duyma imkanınız yok ama merak etmeyin bu resmin videoları da var. Orada yürüyenlerin böyle bir istek ve talebi filan yok. Ezan, Bayrak, Atatürk, Atatürk -Haydi onların tabiriyle söyleyelim- Atatürk devrimleri hiç kimsenin umurunda değildir. O resimdekilerden hiç kimse ‘’ Ne Mutlu Türk’üm ‘’ Diyene demez…
Resimde de görüldüğü gibi bu aslanlar(!) yürümektedirler. Kime karşı peki? ‘’Faşizme karşı’’ tabii ki. Faşizme karşı omuz omuza yürümektedirler. Peki bu omuz omuza verip üzerine yürüdükleri faşistler kimlerdir? ‘’Ezan susmaz, bayrak inmez’’ Diyenler.’’ Şehitler ölmez, vatan bölünmez:’’ Diyenler.Ama faşistlerin asıl suçu günahı ‘’ Kanımız aksa da zafer islamın’’ demeleridir. Hoş islamla da öyle fazla başları hoş değildir ya neyse…Zaten sonradan anlamışlardır bu affedilmez hatalarını (!) ve sadece ‘’ Tanrı Türk’ü korusun’’ demeye başlamışlardır.
Tanrı Türk’ü korumasına korusun da kendileri dışında hiç kimseye ‘’ Ben Türk’üm’’ dedirtemez bu faşistler. Öyle ki…Bir film yaparlar. Adı: ‘’ Güneş ne zaman doğacak’’tır. Böyle bir filmin ses getirmesi için bizim meşhur Kara Murat’a müracaat edilir. Kara Murat ya devrimcilerden tırsar ya da o filmde Türklük teması fazlaca vurgulandığından rahatsız olur ve filmde oynamak istemez…Bizim civanlar da gıdıklarlar Kara Murat’ın topuklarını biraz ( mermi ile tabii ki ) ve çaresiz oynar iyileştikten sonra…Anlayacağınız Türk’üm demek için, ‘’ Ne Mutlu Türk’üm Diyene’’ Diyebilmek için insanda aslan yüreği gibi yürek, boğa testisi gibi altı okka testis olması gerekmektedir. Ya da Kara Murat gibi topuktan darbe almak…
Faşistlerin nazarında kendileri dışındakiler nasıl ki ya kızıl, sarı veya yeşil komünist ise o resimde yürüyenler ve faşistlerin ‘’Yeşil Komünist’’ Diye tabir ettikleri taife için de faşistler, ırkçı, kafatasçıdır. Tek tük gerçek Atatürkçüler ile topçu ve popçuların çoğu ise hepsi için ‘’ Sev- Genç’’tir.
Parti bildirisinde "Yolumuz Atatürk’ün gösterdiği yoldur" yazılı Tek siyasi parti olan Güven Partisi ( Daha sonraları Milli Güven ve Cumhuriyetçi Güven Partisi adını almıştır ) 1969 da %6,5, 1973te %5,26, Kanlı 1 Mayıs’ın olduğu sene 5 Haziran 1977 de %1,87 oy almıştır ki Ülkedeki toplam Atatürk sevdalılarının gerçek sayısı da ancak bu kadardır 1977 yılına gelindiğinde.Yani: %1, 87
Tekrar yukarıdaki fotoğrafa dönelim.
O Fotoğraftaki Pankartta ne yazıyordu : ‘’ Kürt Ulusu üzerindeki ulusal boyunduruğa hayır’’ Yani o resim bu güne ait bir resim olsa o her birimiz altına ‘’ Vay Şerefsizler vay’’ Diye yazıp sosyal paylaşım sitelerinde o şekilde paylaşacağımız bir resim değil mi? Çünkü o resim 2013 Yılının 18 Martında İstanbul-Kazlıçeşme’de, 21 Mart Nevruz günü Diyarbakır’da meydanı dolduran pankart ve afişlerden hiç de farklı değil.
Bu fotoğraf 1 Mayıs 1977 günü çekilmiş sayısız fotoğraflardan birisidir. O Fotoğrafta gördüklerinizden ya da o karede olmayan ama aynı gün başka karelerde olanlardan otuz dört kişi o fotoğrafın çekilmesinden az sonra öldürülecek, yüz otuz altı tanesi de yaralanacaktır. Yani tam bir katliam yaşanacaktır Taksim Meydanında.
1 Mayıs 1977 de Taksim Meydanını dolduran ve ellerinde günümüz Kürt Sorununun ayak sesleri olan pankartları, afişleri ve sembolleri taşıyan beş yüz bin insandan ( Kendi ifadeleri ), hayatta kalan dört yüz doksan dokuz bin dokuz yüz altmış altısı ve o gün kalbi onlarla atan, onları alkışlayan, onlarla birlikte ‘’1 mayıs, 1 mayıs işçinin, emekçinin bayramı/Devrimin şanlı yolunda,ilerleyen halkların bayramı.’’ Diyenlerin büyük bir kısmı daha sonra ne yapmışlardır peki?
Çok değil Hemen ertesi sene Öğretmenlik görevine başlayan Sami Biberoğulları adlı bir öğretmen 23 Nisan 1978de,1979da ve 1980 de Öğrencileriyle birlikte ellerinde Beyaz Ay-yıldızlı Al Bayraklar olduğu halde resmi geçit yaparken ıslıklayarak, yuhalayarak ve tören alanının çok yakınına koydukları amfilerden 1 Mayıs Marşını çalarak 23 Nisanı protesto etmişlerdir.Yani Ulusal Egemenliği ve Çocukların Bayramını protesto etmişlerdir. Aynı şekilde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma-Gençlik ve Spor Bayramını da… ( O zamanki adıyla sadece Gençlik ve Spor Bayramı ) Ama gelin görün ki aynı kişiler ve onlarla aynı zihniyete, kafa yapısına sahip olanlar çok daha sonraları ‘’ Bayramlarımızı kaldırıyor bunlar.’’ Diye bayrak mitingleri yapmışlardır. Yani yıllar içinde baya baya hidayete ermişlerdir.
Bu gün de çoğu hayattadır bu ağabeylerin ablaların ve ne yapmaktadırlar biliyor musunuz?
Sosyal Paylaşım sitelerini doldurmaktadırlar.
‘’ Ne Mutlu Türk’üm Diyene’’
‘’Atatürk’ün askerleriyiz’’
‘’ Atam izindeyiz ’’
‘’Atatürkçüyüm…Atatürkçü olmam size rahatsızlık veriyorsa daha çoook rahatsız olacaksınız ‘’
‘’ Türkiye Atatürk’ü Allah’a, geriye kalan her şeyini Atatürk’e borçludur.’’
Ve çok yakın zamana kadar faşist dedikleri insanların kullandıkları argümanları kullanmaktadırlar:
‘’ Ezan susmaz, Bayrak inmez’’ [ Allah’ım Ya Rabbim…Ezan okunduğu zaman özellikle 1 Mayıs Marşını ya da Sosyalist Enternasyonali çalan bendim her halde. Ya da Kars Kalesinden Türk Bayrağını indirip yerine Rus Bayrağı asanlar.]
‘’Şehitler ölmez, vatan bölünmez’’ [ Roje Welat- Yazılı pankartlarla 1 Mayıs alanlarını dolduran da bendim mutlaka]
Görülüyor ki artık hidayete ermişler. Hidayete ermesine ermişler de ara sıra yine eski devrimcilikleri hortluyor.
Mesela: Atatürk Onuncu Yıl Nutkunda ‘’ Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir...’’ Demiş olduğu halde Aziz Nesin’in ‘’ Türk Milletinin %60 ı aptaldır…Aslında % 85 diyecektim ama korktum.’’ Sözlerini kabul edip bu millete koyundan ahtapot beyinliye varıncaya kadar demediklerini bırakmazlar. Karakteri yüksek koyun nasıl oluyorsa artık…Yani daha da açıkçası Atatürk halt etmiştir. Doğruyu söyleyen Aziz Nesindir ama onlar yine de Atatürkçüdür.
Atatürk ‘’ “Şurası unutulmamalı ki, bu tarz-ı idare, bir bolşevik sistemi değildir. Çünkü, biz ne bolşevizim ne de komünist; ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız. Hülasa, bizim şekl-i hükümetimiz tam bir demokrat hükümetidir ve lisanımızda bu hükümet halk hükümeti diye yad edilir .” [ Atatürk’ün söylev ve demeçleri…Cilt 3. 2. Baskı. Sayfa 20 ] Demesine rağmen o günlerde ‘’Komünist misin?’’ Diye sorduğumuzda ya büyük bir mahcubiyetle(!) ‘’ Maalesef değilim…Keşke olabilsem.’’ Diye cevap veren ya da ‘’ Evet ‘’ cevabını büyük bir övünç ile verenler bu gün Atatürkçülüğü hiç kimselere bırakmazlar. Sosyalist ve Devrimciliği de tabii ki. ( Bizim çocukluğumuzda çadır sirklerinde ‘’ Yarı insan yarı balık, görülmemiş bir yaratık’’ Diye böyle acayip bir şey sergilenirdi. O hesap...Yarı Atatürkçü, yarı Marksist-Leninist…Nasıl oluyorsa artık.)
Bu vatanın yabancılara satılmasına şiddetle karşıdırlar(!) Ama ‘’ Ben bir karış toprak bile satmam. Çünkü bu topraklar benim değil milletimindir. Milletimin kanıyla sulanmıştır.’’ Diyen, Atatürk’ün bile yazar Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’na bir yazısından dolayı.Abdülhamit’i sevmiyorsun belli… Sevme Abdülhamit’i. Gene sevme! Fakat sakın hatırasına hakaret edeyim deme. ‘’ Tecrübe göstermiştir ki, toprakları üstünde yaşayan insanların çoğunun ahvali (durumu) meşkuk (şüpheli) ve sınırları yalnız düşmanlarla çevrili bir büyük devlette Abdülhamit’in idare tarzı azami müsamahadır (büyük hoşgörüdür) Hele bu idare 19. Yüzyılın son yıllarında tatbik edilmiş olursa…”Sözleriyle en azından saygıyı hakkettiğini ifade ettiği halde II. Abdülhamit’in- Kurucusu olduğu- Darülaceze duvarına asılan resmini taş ve yumurta yağmuruna tutturanlara ‘’ Vatansever’’ derler.
Her ne kadar Dr. Frankeştayn gibi kendi elleriyle yaratmış olsalar da şimdi yarattıkları canavardan rahatsızdırlar ama canavarı bizzat kendilerinin yarattığını unutmuşlardır.
Ama yine de olsun...Hidayet Hidayettir…Neticede yavaş yavaş da olsa eriyorlar. Her kula nasip olmaz. Baksanıza Apo bile hidayete ermiş. Tüm ülkeyi İslam şemsiyesi altında toplanmaya davet ediyor.
Yoksa gerçekten de Dün dündür, bu gün bu gün müdür?
-----------------------------------------------------------------
NOT: Sadece ve sadece Atatürkçü, sadece ve sadece vatansever olan tüm dost, arkadaş ve öğrencilerimi tenzih ediyorum. ‘’Hem devrimci, hem de Atatürkçüyüm’’ Diyenlere tenzih-menzih yok...Kimse kusura bakmasın.