- 520 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
FİL DİŞİNDEN KULEM
Boşuna demiyorlar ” güneş girmeyen eve doktor girer ” diye.
Güneş olmayan evde kişi artık delirme noktasına gelmez mi, herkesin üstüne geldiği yetmezmiş gibi bir de duvarların kişinin üstüne gelmesi bir delirme değil midir ya da kişinin devamlı olarak gaipten sesler duyması da bir delirme sebebi değil midir?
Kişinin bunlardan kurtulması için mutlu olması gerek ama bu herhalde benim için biraz zor. Devamlı stres, devamlı üzüntü insanı deliliğe götüren sebepler değil midir?
Bir hayal edin bütün perdeleri çekmişsiniz, içeriye ışık gelmiyor, karanlık bir ortam. Ayrıca odaya kendinizi kapatmışsınız çıkmak istemiyorsunuz. Neden böyle bir şey yapıyorsunuz bir düşünün.
Dışarıya çıkabilirsiniz, gezip tozabilirsiniz ama bir türlü yapasınız gelmiyor. Kendinizi fil dişinizden kulenize kapatmışsınız dışarıya çıkmak istemiyorsunuz, dışarıya görmezden geliyorsunuz.
Odanın içinde bir gölgem, bir de ben. Onunla arada bir konuşmayı geçiriyorum aklımdan ama bu bir delilik sebebi değil mi?
Diye soruyorum kendime. Belki gölgemi bile görmekten bıktım, usandım artık. Bir oda da o tek başına ben tek başıma durmak istiyorum artık. Orhan Veli Kanık “Gölgem” adlı şiirinde ne demiş :
“Bıktım usandım sürüklemekten onu,
Senelerdir, ayaklarımın ucunda;
Bu dünyada birazda yaşayalım,
O tek başına,
Ben tek başıma .”
Hala fil dişinden kulemde ki evimdeyim. Belki de dışarıyı burada ki pencereden gözlemlemek istiyorum. Herkeste bir çalışma hissidir gidiyor. Sonra düşünüyorum acaba yazı yazmak, şiir yazmak bir iş mi?
İçimden bütün her şeyi yakmak , yıkmak geçiyor ama sonra hayallerim geliyor aklıma “dur penbegül yapma! “ diyorum içimden. Daha hayallerimi gerçekleştirmedim; fil dişinden kulemde de ve bu dünyada da yapacak daha bir çok şey var.
Çoğu kişi canın niye sıkkın diye sorar. Ben de bir yalanlar bulup dururum. Ama hiç kimse bilmez içimde ki derdi. Orhan Veli Kanık “Derdim Başka” adlı şiirinde ne demiş:
“Sanma ki derdim güneşten ötürü;
Ne çıkar bahar geldiyse?
Bademler çiçek açtıysa?
Ucunda ölüm yok ya.
Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten
Güneşle gelecek ölümden?
Ben ki her nisan bir yaş daha genç,
Her bahar biraz daha aşığım;
Korkar mıyım?
Ah, dostum, derdim başka…”
Sonra ölüm geliyor “daha hayallerimi gerçekleştirmedim isteklerim var” diyerek ömrümü tüketiyorum. Sonra bir zaman geliyor düşünüyorum, sürekli bir şeyleri istiyorum ama nedense olmuyor diye. Sonunda neden olmadığını anladım galiba. Allah insana istediklerini vermiyor sadece ihtiyaç duyduklarını veriyor sonra bir gün vazgeçersiniz istemekten bir zaman sonra bir de bakmışsınız yanınızda.
Bu duygular arasında karışık bir hal alırsınız, ne olduğunuzu unutursunuz bu dünyada. Orhan Veli Kanık “karmakarışık” adlı şiirinde ne demiş:
“Bir okla yaralı kalbim,
Boyacının sandığında;
Güvercinim kağıt helvasında;
Sevgilim kayığın burnunda;
Yarısı balık,
Yarısı insan;
İn miyim?
Cin miyim?
Ben neyim?”
Sonra yazı yazmayı düşünüyorum, başlıyorum sonunu bulamıyorum. O zaman da yarım kalıyorum. Kırılmış bir kalp gibi. Bekliyorum, düşünüyorum, belki aklıma bir şey gelirde yazarım diye. Ama beklemem boşa çıkıyor.
Bir şeyler hayal ediyorum, bir şeyler düşünüyorum ama bir türlü yazamıyorum. Her düşündüğümü yazıya dökebilseydim eğer, herhalde şimdi 5000 kadar eserim olurdu.
Bir şarkı bile daha iyi anlatır benim anlatmak istediklerimi ama ben anlatamıyorum işte. Orhan Veli Kanık “ anlatamıyorum” adlı şiirinde ne demiş:
“Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epiyce yaklaşmışım duyuyorum;
Anlatamıyorum.”
Yine dertliyim ama anlatamıyorum bir türlü derdimi. Arkadaşlar sorar bazen ondan mı dertlisin falan diye. Orhan Veli Kanık “değil “ adlı şiirinde ne demiş:
“Bilmem ki nasıl anlatsam;
Nasıl, nasıl, size derdimi!
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman başına.
Gönül yarası desem…
Değil!
Ekmek parası desem,
Değil!
Bir dert ki…
Dayanılır şey değil.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.