meselci'ye MEKTUPLAR -43
Selam sol yanımın yaramaz çocuğu meselci...
İyisin veya kötüsün. Bu umrumda değil. Yaşadığını biliyorum. Hâlâ...
Hâlâ şiirler karaladığını, aşkı soluduğunu, sevdaya mısralar yüklediğini, sevgiye hizmetlerde bulunduğunu, gelişigüzel mısralar karaladığını, kendini yücelttiğini biliyorum. Görmesem de seni duyuyorum sana dairleri. Ne zaman sokağa çıksam bir iki kişi muhakkak senden bahsediyor. Ben de ister istemez kulak misafiri oluyor ve sana dair yeni şeyler duyuyorum...
Görünüşe göre, senin ayı’n, mevsimin, baharın, rengin ve şiirin Nisan’mış. Bu nisanda baya ilhama gelip, baya içini döküyormuşsun. Üstelik bıkmadan. Yorulmadan bahar çiçekleri gibi açılıyormuşsun ortalığa. Bazen üzülüyor, bazen seviniyor, bazen de bilinmez davranışlar sergiliyormuşsun meselci...
Kendine dikkat et derim sana. Çünkü başındaki belalar bir gün seni boğacak. Seni kovalayan günahlar, bir gün uçurumlara sürükleyecek yüreğini. Yazık etme kendine. İncitme canını. Üzülür kahrolurum senin için...
Biliyorsun dostluğumu yüzüne göstermesem de, gizli gizli takip ediyorum seni. Hüzünlendiğinde mutsuz, keyfin kaçtığında umutsuz düşüyorum. Yapma. Sevdiklerini hayal kırıklığına uğratma...
Ciddi ol. Adamakıllı hareket et. Heves olmasın aldığın nefes. Senden çıkan ses, karşıki dağa çarpıp kaybolmasın. Adresine uğrayanlar, anlamlar bulsun hanende. Güzellikler karşılaşsın konağına konan güvercinler. Damında sabahlayan serçeler, huzur içinde yemlerini yesinler. Karıncalar, seninle merhabalaştığında utansınlar yaptıkları işten...
Sevgili meselci, yine sana nasihat ettim. Sürç-ü lisan ettiysem affola. Hem ne dediysem, ne yazdıysam şahsına, şahsiyetine lekeler gelmesin ve sen mesud olasın diye...
Öptüm esmer kokan yanaklarından...
Mehmet Selim ÇİÇEK
30 Nisan 2013, Kızıltepe
meselci'ye MEKTUPLAR -43 Yazısına Yorum Yap
"meselci'ye MEKTUPLAR -43" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
30 Nisan 2013 Salı 15:37:31
Mehmet, tüm samimiyetimle şunu söyleyebilirim, en son okuduğum nesir çalışmanla bu son çalışman arasında teknik olarak dağ kadar fark var. Bariz bir ilerleme inanılır gibi değil. Bu da yeteneğin işleye işleye gelişebileceğinin somut bir kanıtı. Daha önce kötü mü yazıyordun, hayır. Sadece sade ve yüzeyseldi yazdıkların. Daha çok hasbihal tarzı. Oysa şimdi derinlik ve disiplin buldum satırlarda.
Şu zula ettiğin öykü dosyasını merak etmiyor değilim, bilgine:)
Sevgi ve saygılarımla güzel kardeşim.