- 703 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KÜÇÜK ŞEHİR BÜYÜK ŞEHİR 2
Yazımın bu ikinci bölümü yine gördüklerim ve yaşadıklarımdan yola çıkarak bazı dikkat ettiğim
Ve etkilendiğim konularla burada olmayı gönülden istiyorum.
Dolayısıyla bir kez daha hatırlatayım,kendim bir kırsal çocuğu olmakla her zaman gurur,her
Zaman kıvancım olmuştur.ama yenilikleri,gelişmeleri takip etmek bende vazgeçilmeyen bir
Azimdir.BÜYÜK ŞEHİR KÜÇÜK ŞEHİR meselelerin dede herhangi bir kastım olmaksızın gönül dost
Diye kabul ettiğim yandaşlarıma buradan bir kez daha affım ola diyorum.
Konu başlangıcı olarak büyük şehir meselesi çok tarihi mesele değildir.
Hani eskiden bu kavram konuşulmazdı.
Ben hatırlarım köyden kente göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak seyrek ve nadir köy akraba
Ziyaretlerinde hasret giderirken oradaki akraba çocukları bizi bir uzaylı gibi görüp ilgi odağı
Halinde bulurlardı bu bir aşağılama değil sakın öyle bir algı oluşmasın ama bir şehir çocuğu
Görmek onlarda alışık bir durum değildi bize gösterilen ilginin sarhoşluğunu yaşardık.
giyim kuşanmalar farklı olmasa da modanın takipçisi olmamız değişik arz ediyordu,bizleri
Takip eder bizlere uyum sağlamaya çalışırlardı.
Şehir çocuğu bunu yaptı,şehir çocuğu şunu dedi,bunu yedi bunu giydi ve saire
Ve zaman koşar adımlarla akıp geçti teknoloji ilerledikçe köylere radyolar,televizyonlar ve
Benzeri aletler halkın zihniyetini açarken modanın artık kasaba,oradan nahiye derken köylerde de yaygınlaştı.
burada amaç hikaye anlatmak değil tabi ki küçükler her zaman büyükleri örnek görürler
Ama mutlaka gelişmeler kaydedilir. bunun konuyla ilgili noktasına gelince
Küçük şehir insanı olarak bazı algılara uyum sağlıyamadığımıza cidden üzülüyorum
Ve çokta zor bir şey değil bir önceki yazımda parkın kültürü ve adabını konuşmuştum.
Hani burada sözüm bitmese de konuşacak daha çok şeyim olacak.
Konu açılmışken belki yararım olur ümit iğle tekrar parkımızı konuşma gereğini duydum
Yine dün ziyaret ettim parkın içindeki o toplumun huzuru görülmeye değer.
İnanın farklı kültürlerin kaynaşımı göz yaşartır cinstendi hiç bir yerde hiç bir parka
Nasip değildi bu görüntü ama ne olur biri benim sesimi duysada şu milli değerlere sahip
Çıkalım orası piknik yeri değil orası çimenlerin üzerinde cirit atma,top oynama sahası değil
Ne olur orasını bir kaç ay için görmeyelim.burayı çok daha insanımız görecek anlayışıyla
kabul edip öyle kullanalım yada yetkililer olaya el atsın lütfen diyorum.
burayı yaşlı ve olgun bir insan olarak korunmasını yetkililerden istirham ediyorum.
Diyor bir başka küçük şehir insanını kendini geliştirmeye davet ediyorum.
Bundan iki ay öncesi bir zamandı bir iş için çarşıya gitmiş eve doğru geri dönüyordum
Oldukça kalabalık bir yerdi bankamatikte işlem gören bir gencin öfkesine hepimiz tanık
olduk ne yapmışsa bilmiyorum bankamatiği yumrukluyordu.
ben böyle işlere gelemem dayanamadım sordum.?
--NE yapıyorsun evlat diye yumuşak üslupla sordum.?
--Paramı vermiyor gavurun dölü dedi .
Yahu gülsem mi üzülsem mi bilemedim yumrukluyarak mı?bu sonuca gidilir anlayamadım.
Tabi burada kasıt şu...
öncelikle büyümemiz lazım inanyorum ki küçük şehirden büyük adamlarda çıkar.
Fakat böylesine zihniyetler bizleri köreltiyor.ve bunlara benzer şeylerle utanıyorum.
Hani şuydu üzerinde durduğum konu..
küçük olmak ayıp değil . bana göre büyümemek,haddini bilememek o gayreti gösterememek ayıptır.belki bu konuyla ilgisi olmayan bir anımı anlatayım.
Ama umarım zihniyetler çakışır.
olay yurt dışında kaldığım gurbetlik dönemimdi.yeni bir iş için iş görüşmesine gitmiştim
Yeni patronum olacak la detayları konuşuyorduk.
İşte şartlardan olacak imkanların kısıtlamalardan oradan şuradan ve saire.
Adam beni ısrarla yanına almak istiyordu.o sırada kapı çalındı.beyefendi giyimli bir adam
Girdi esas duruş ve ardından ceket düğmelerini ilikleme falan fiştan.
Ne oluyor dedim kendi kendime neyin nesidir bu adam alışık olmadığım resmiyet
Ve konuşmaya başladılar tabi rapor verdiği belliydi.
Bundan rahatsız olacağımı anladı benden kısa süreliğine müsaade istedi.
Salahattin konuşmamızı sonra tamamlarız dedi.
--Bende olur dedim dışarı çıktım yan odadaki sekreterin yanında oturdum.
Ama merakımı yenememiştim.
--sekretere kim bu içeri giren adam?dedim.
--Bu bizim patronun sahip olduğu hastahanenin genel müdürü dedi.
içimden ALLAH ALLAH ben nereye gelmişim kimlerle iş yapacağım meğer diyerek,
tüm düşüncelerim alt üst oldu ve orada karar verdim bu iş olmaz diye.
Neyse bu genel müdür dedikleri adam çıktı gitti.
Patron içeriden bir kez daha seslendi.buyur dedim içeri girdim.
---Ali bey bu iş olmayacak dedim.
Adam ne olduğunu anlayamadan şaşkın bakışlarla sordu.
Ne olduki? bir kez daha sordum kim bu adam ? diye
---Benim genel müdürüm geldi raporunu verdi gitti ne var bunda ? dedi
---Olmasında bir şey yokta ben seninle çalışamam dedim.
----Niye ne oldu ki? dedi
Ve orada içimi döktüm bakın ali bey bizim farklı yönlerimiz var.
---Farklı ortamın insanlarıyız ben bu yaşıma geldim bu adamın sana yaptığını ben hiç bir
Yerde yapma imkanım olmadı yarın öbür gün yapamam diye bana kızar bir birimizden
Küseriz ben atölye adamıyım zamanım öyle yerlerde geçer.
Sense farklı yerlerin adamısın iyisi mi yol yakınken bu iş burada bitsin dedim.
Zaten bana yeni bir atölye açmaya heveslenmişti ve ben burada bitsin dedim.
Adam konuşmalarımı zevkle dinliyordu bitti mi konuşman dedi evet dedim.
Bak dedi önceleri bende bu iş nasıl olacak diye kafamda gezdiriyordum.
Ama seni dinledikten sonra anladım ki bu iş olacak.
Ve seninle çalışmaktan zevk alacağım.ben yine ısrarcıydım hayır diyordum.
daha doğrusu gözüm korkmuştu kendimi bu gibi yerlerde göremediğim için pot kırarım
Endişesi beni ürkütüyordu .
O masa başında bir iş adamı bense yıllarımı atölyelerde demirler arasında geçirmiştim.
Sonra ben ne dediysem yok demeden kabul etti.
Ben kesin dönüşüme kadar beraber çalıştık bu insanla
Tabi buradan bir mana çıktıysa eğer öyle bir anım geçti.
İNCİLERİM DEN biri daha
DOSTLUĞUN ADRESİ TEMİZ AHLAKTAN GEÇER.
SALAHATTİN TOPUZ
29-04-2013
YORUMLAR
yazınızı yine ibretle ve ilgiyle okudum.duyarlı ve akıllı insan olmanın özellikleri anılarınızla vurgulanmakta.Şayet içinde yaşadığımız toplum, gereği kadar yetişmiş ahlaken ve fikren bir doyuma ulaşmış olsaydı bu gün ülkemin durumu çok daha farklı olurdu.
Bu gün ülkemde büyük şehir küçük şehir insanlarında görülen davranış farklılıkları belkide hiç olmayacaktı.
Düşüncelerinize katılmamak elde değil.tebrik ederim.
salahattin
YORUMUNUZLA ONURLANDIRDINIZ TEŞEKKÜR EDİYORUM.
İLGİ VE ALAKANIZA DA AYRICA MİNNETTAR IM SEVGİ VE SAYGILARIMLA.