- 2891 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SPARTAKÜS
Spartaküs, Trakyalı bir çobandı, Roma’nın yedek askeri oldu. Ordudan kaçınca köle durumuna düştü. Capua’da gladyatör oldu. Ama M. ö. 73’te Capua’daki gladyatör okulundan 77 arkadaşıyla birlikte kaçtı. Özgürlüğe çağırdığı çok sayıda köle de onlara katıldı. O sırada İtalya’da hazır bulunan askerlerin azlığı ve güney İtalya Latifundia’larındaki kölelerin çokluğu yüzünden, Vezüv yanardağında kendilerine barikat kurdular, iaşelerini sağlamayı ve onlara boyun eğdirmek için gelen tüm askeri birliklere karşı koymayı başardılar. Nola’ya, Nuçeria’ya saldırdılar. Spartaküs arkadaşlarını Alplerin ötesine, Roma’ya boyun eğmemiş bölgelere götürmek istiyordu. 30 bin kişiyle kuzeye doğru çıkarken Crixos yönetimindeki başka bir birlik de Apulia’yı yağma etmeye gidiyordu. Bu birlik konsül Gellius Publicola tarafından parçalandı. Fakar Spartaküs onları yendi ve tutsakları birbirlerine öldürttü. Aynı şekilde Po ötesi prokonsülü Cassius Longinus Varus Modena yakınlarında bozguna uğratıldı.Fakat Spartaküs gittikçe büyüyen ordusunu (100 bin kişiden fazla) besleyemez hale geldiğinden, seferini daha ileri götüremedi ve geri döndü. Bu durum Roma’da panik yarattı Spartaküs Lucanio’ya geçti. Licinus Crassüs Dives ayaklanmayı bastırmak için on lejyon ile tam yetki aldı. Spartaküs Peregium’a çekildi, klikya korsanlarının gemileriyle Sicilya’ya geçmeyi umuyordu, fakat korsanlar gelmedi. Adamları Crassus’un hatlarını yararak abluka çabalarını boşa çıkardılar. Fakat yeni Roma takviyeleri ve yardıma çağrılan Pompeis’un zafere sahip çıkmasından korkan Crassus’un bir an önce işi tamamlama arzusu, Roma’lıların kuzey Luciana’da kesin zaferine yol açtı.
Spartaküs çarpışmada öldü. Crassus 6 bin esiri işkenceyle öldürttü.
Spartaküs ve arkadaşlarının özgürlük düşüncesi başlamadan bitti. Ama Spartaküs ilk devrimci olarak adını tarihin altın sayfalarına yazdırmayı başardı. Anısı önünde saygıyla eğiliyor ve sizleri değerli şair Kemal Burkay’ın ’Spartaküs’ adlı şiiriyle baş başa bırakıyorum.
Hayat bir türküdür Spartaküs
Avutucudur geçicidir
Güneş tepeler üstünde yükselirken
Ve kıyıları döverken mor dalgalar
Hayat bir türküdür Spartaküs
Köylü kadınların küçük çocukların söylediği
Orda Trakya ovalarında
Özgürlük uçan kuşlara benzer
Ağaç yaprağına yağmur damlasına benzer
Varinia’nın gözyaşlarına Spartaküs
O Britanyalı köle kadının, o kır çiçeğinin
Bir gladiyatörün acı gülüşüne benzer
Kanları toprağa belenirken
Onlar dostluğu bilirler mi
Kardeşliği bilirler mi
Başkası için ölmeyi hiç
Onlar bilirler mi Spartaküs
Ayağa kalkınca Makedonya’nın
Lombardiya’nın taşı toprağı
Yaşlıları, hastaları, genç kızları
Özgürlük için saçları bayraklaşan
Onlar, Roma’nın uygar efendileri
Dövüşken horoz yetiştirir gibi
Avrupa’nın, Asya’nın, Afrika’nın
O, kölelikten başka hakkı olmayan
En güçlü insanlarını meydanlarda
Birbirine öldürtüp kahkahalarla gülen
Eğlenceye ve elmaslara çılgınca düşkün
Onlar, Roma’nın uygar efendileri
Frigya ovasında yetişen buğday
Acem ipeği, Mısır pamuğu
Besili sığırları Afrika’nın
Finike’nin sedir ağaçları
Ve genç kızları Normandiya’nın
Herşey, hattâ dalgalar, gökyüzü
Dağlar, esen yel ve gün ışığı
Güya bu efendiler içindi.
Köle doğmak boynunda bir zincirle
Sırtında bir kamçıyla
Yüreğinde bir damgayla Spartaküs
Uşaklık edeceğin saraylar yapmak
Geçemiyeceğin köprüler, sürüneceğin yollar
Çürüyeceğin zindanlar yapmak
Ve taşımak olmayan günahlarını sırtında
Doğduğun günden öldüğün güne kadar
Zincirleri kırmak güzeldir Spartaküs
Gökyüzü gibidir, yaşamak gibidir
Aşk gibidir
Çıkmak geceden güne
Zincirlerden öte uzundur dünya
Duvarlardan öte yaşamak geniştir
Besbelli sevginin en güzeli
Zincirleri kırmaktır yeryüzünde
Hiç unutabilir misin Spartaküs
Yüzünü Afrika’lı zencinin
Gözlerini unutabilir misin
Ancak bu denli sevebilir insan
Kılıç, kan ve Romalılar arasında bile
Gönlü böylesine sevgiyle taşan
Bu adam
Seni öldürmemek için kendi öldü
Sen o zaman vurulmuştun işte
Ölüm güzeldir böyle yaşamaktan
Bir Romalı yüreği gibi değil
Ezik bir köle yüreği gibi çiçek yetiştiren
Ak bulutların öptüğü
Makedonya dağlarından
Cins atlar büyüten, yapağı veren
Macar ovalarından
Çıkıp karlı Alp Dağlarını
Köle toprakları bir boydan bir boya aşan
Bir su gibi içip özgürlüğü
Mızrağının ucunda
Alınteri ve sevgi taşıyan
Kölelerin bayrağı Spartaküs
Sen ki o mermer saraylarda yaşıyan
Kan ve kemikler üstüne şanları kurulu
Parayla, döneklikle soylu olmuş kişilerin
Bilmediği bunca şeyi bilirdin
Sen ki bir çocuk için yaşamayı
Bir kadına gönül vermeyi
Eğilip toprağı öpmeyi bilirdin Spartaküs
«Biz kölelerin de bir tanrısı vardır..»
Bunu bilmiyordun işte
Çünkü kölelerin tanrısı yoktur
Yoksulluk kötüdür Spartaküs
Bilgisizlik kötüdür
Ama hiçbir şey boyun eğmekten
Daha kötü değildir
Sen de yenildin sonunda
Bir çarmıhta can verdin
Ama bir türkü gibi çağdan çağa
Erkekçe savaşmayı öğrettin insanlara
Adını öğrettin Spartaküs.