- 644 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Tekamül Sürecinde Benlik
Tekamül Sürecinde Benlik
"Ben"; ene, ruh, kün, data, nur üzeri nur, Adem olarak bilinen Allah’tan üflenen ve O’nu kıyas ile bilmeye yarayan en önemli hazinemiz!
Varlığın anlamı bilinmektir! Bilinmeyenin varlığının da bir anlamı olmaz!
Tekamül sürecine kısaca bir göz atmak isterim.
Her şey "Ben" in O’ndan üflenmesiyle başlar ben için! Benin geniş manasına bakalım!
İnsanın tekamülü de orjin adem ile bilinen nur üzeri nur boyuttur ki Allah ile arasında başka varlık yok. Allah dilerse, olursa tüm varlıklar ona secde eder!
Tekamül sürecinin anlaşılması için insan yani "Ben", ruh; topraktan en alttan gelir, somut olarak kendi planını görmesi için! Yoksa bilemez ne olduğunu insan. Yani insanın kendini bilmesi ile tüm varlıkları bilmesi açısından somutlaşma var! Kendini bilemediğinde diğer varlıklar da bilinmez! İnsan bilinci bu açıdan önemli.
Tekamülün tamamlanması "Ben" in O’na tam katılımıyla olur. Bu nedenle tekamül tamamlandığında ortada insan formu da kalmaz! Miraçta kabı kavseynden peygamberin dönmesi bu nedenledir. Daha ilerisinde O’na katılır ve formu kalmazdı. Yani "Ben" kalmazdı! Cebrailin melek formunda kalabilmesi için sidreden dönmesi gerekti. Miracı hatırlayın. Cebrail dönmese insan boyutuna geçerdi ve melek formu kalkardı!
Hikayeyi baştan alıyım.
"Kalu bela" ruhlar aleminde olan bir "An" ve bir andan somtlaşan bir koca bir ömür. Yani soyutun somutlaşması topraktan somut olarak tekamülle görünebilir! Ya da bilinebilir. Bu nedenle insan Esfel denen Dünya’ya ana rahminden atılır! Atılma tabiri önemli. Tohumun toprağa atılması gibi. Tohumdaki bilgi, toprakta filizlenerek açığa çıkar. Ağaç bilgisi, minicik tohumda saklı. Ruhtaki insan bilgisi de Dünya boyutuna atılınca görünür! Soyut ruhsal bilgi somut boyutta Dünya boyutunda açılır! Doğum somutun başlangıcı olur! Ölüm de bitişi. Ama ruh yolunda devam edecektir. "Ben" oldukça.
Ruhlar aleminde sorulan "Ben sizin Rabbiniz değil miyim? " mealindeki soruya verilen "Evet" cevabının ayrıntısından başka bir şey değildir Dünya hayatı. Bu nedenle oradaki bir anda verilen cevabın "Evet" in niteliği de somutta açığa çıkıyor! Bir andaki olay, zaman ve mekan sınırına tabi olan esfel, sefil Dünya boyutunda görünür oluyor! Bu nedenle gözlemlenen adaletsizlikler ve terslikler aslında insanın verdiği cevabın yansımasıdır! Şerler de cevabın yansıması. Hayırlar da öyle. Kader konusuna girmeyim başka yazılarıma havale ediyorum. Şunu bilmeliyiz! Ne gelirse kalu beladaki tercihin sonucudur! O meşhur soruya verilen cevabın somutlaşmasıdır! Ruhlar aleminde zaman ve mekan boyutu esfel Dünya boyutundaki gibi işlemez, bu nedenle Ruhun yaşı olmaz! Somut bedenli bebek dahi ruhunun tercihini masum haliyle çeker! Tercih edilmişse bedenin küçük olması ruhun tercihini ertelemez!
Hikayeye devam!
Maddenin plazma yapısından bakalım. Hani katı, sıvı, gaz hali vardı ya bir de plazma yapısı var. Plazma yapıda maddenin tamamen enerjiden oluştuğu görülür! Enerji ise kün bilgisidir. Kün bilgisi olmadan enerji de olmaz! "Ol" dedi oldu gibi.
Kün, Allah’tan çıkar!
Kün ile toprak yani madde yaratılır!
Maddede kün bilgisini daha koordineli işleyince canlı oluşur!
Canlıda daha ileri aşama oluşursa hayvan bedeni oluşur!
Gelişmiş hayvansal beden şuur aldığında insan formu görünür!
Kün bilgisi, insanda zirvede!
Evrende şuur sahibi farklı boyutta varlıklar var ve bunlar ya sinyal bedenli olarak tarif edilebilir ya da enerji bedenli. Melekler ise nur bedenli. Sinyal ve enerji bedenler de eskimeye yaşlanmaya mahkum. Işık ve nur aynı şey değil! Bedensiz şuurlu varlıklar bedenlilerin şuurunu ele geçirmek isteyebilir! Ya da bedenlerini kullanmak isteyebilir! Araç gibi. Bu konuya girmeyim bu yazımda!
Sıralma; Bizim göreceli anlamamız için. Yoksa sıra Allah için yok!
"Kün" (Ol) ile başlar!
Somuttakini sıralıyorum.
Toprak yani madde.
Canlı.
Hayvan.
İnsan.
Soyuttakini sıralıyorum.
Nur üzeri nur. İnsan ruhu.
Melek
Enerji bedenli veya sinyal bedenli cinler.
Hayvan
Canlı
Toprak
Enerji
Kün
Dünyadan yola çıkan insan maddeden canlıya; canlıdan, hayvana; hayvandan insana tekamül ediyor! Etmiş. Şimdi geri doğru yani aslına doğru gidişi açısından bakalım!
Miraç gibi. Dünya boyutundan çıkınca, enerji boyut var. Sinyal ve enerji alanı, oradan sonra nur alanı var. Nur ışık değil. Işık madde yapısından dolayı yani dalga ve tanecik yapısından dolayı entropiye tabidir. Entropi maddenin her hal değiştirdiğinde kaybettiği minik bir enerjidir. Bozulma ve eskime yaşlanma da diyebilirim. Nurda bu olmaz. Enerji boyutta, sinyal boyutta cinlerin boyutunda yaşlanma olur bu entropi yüzündendir! Enerjiden daha kalın olan maddeye nazaran daha az olsa da eskime olur. Melekütte yani nur boyutta yaşlanma olmaz! Nur üzeri nur boyut yani Allah’a en yakın boyutta zaten ruhlar yaşlanmaz! Allah’tan üflenen ruh ebedidir! Format olarak "Ben" ile bilinir! Benlik olmaz ise asla saydıklarımın bunların hiç biri bilinmez. Bu anlamda melek dahi insan kadar ileri gidemez!
Sıralamalarla zihnimiz yoruldu.
Toparlayalım.
İnsan denen mahlukat Allah’ın yer yüzünde halifesidir! Yani kün bilgisini şuurlu olarak yansıtan esmaya en geniş ayna. Bu açıdan insan benliğine sahip çıkmak zorundadır. Yani "Emanete hıyanet etmemek" olarak tarif edilen durum. "Ben" o kadar önemli ki insan formunu kıskanan formlar direk insan benliğini alçaltmayı hedefler! Başkalarının yükselmesinde araç olmak yerine insan kendi emanetini hedefe ulaştırmalıdır! Yükselme kavgaları ve rekabet de olabilir! Bu göz ardı edilemez! Spermlerin yumurtaya koşmasına benzer bir yarış gibi bazıları diğerlerini geçmek ister! Bu nedenle kaos olur! Yunus gibi insan kendiyle yarışırsa sorun çıkmaz. Hedefe de ulaşır!
Aldatmayalım, aldanmayalım.
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.