ŞİİRTONİK
sana bir çiçeği kırdığım zaman bir bahar fışkırır dedim ve geceliğine ayaz kaçırmadan geldim bak gecen sabaha dönmeden ...uyan sabahına çay pişirdim rüzgarına soba yaktım ,biliyormusun ..yüzündeki yorgun yaprakları topladım sabaha beklettim ki hep senin cümlelerin oluyorlar ,,patlayan sümbüller gibi dalında uc uca eklenip büyüyorlar ve yağmura dirsek veren şaman gibiyim ayaklarına kapanmışım,, umudu öğret bana ,sevinmeyi ve sonra bir kardeşi özlemeyi inadı sonra ve fırtınadan sonra ağlamayı öğret baba olmadan, babam ölmeden ,sana geldim dön bana ..
öpmeden sevişmeyi ,beklemeden bulmayı öğret bana ve sevmeyi, eylüllerin kırıldığı vakit yağmurun yaprağa hülya ile yaklaştığı vakit çocuktum ,, kimbilir , bir ağustos böceği çoğalırken temmuzun aya şavkımasında ölecektim .. yaz mevsimi hayallerimin çarpım tablosuydu kışa kadar hiç bir çıkarma işlemiyle karşılaşmazlardı , güneşin derimde toplandığı vakit akşamı bekleyen sarışın bir gül kokusuydum dilimde yuvarlanan türkçem ile...kendime otostop çekiyorum yaz akşamları, almıyor kendimi , ancak onsekiz yaşında yazılan kış şiirleri gibi güllere dolduruyor insanlığımızı nisan ,, şiir avutur beni , milyon kere çoğalan ağlama sesimin ucuz sümüklü anılarında ,, kısa günde iki kere ölen kelebeklerin sarışın ölümleri boğazımda düğümlenmişken kaç tane ölüm bir uçurtmayı vermiştir düşünmekteyim ama daha kaç şiir, anneleri öldüğünde bir oğul olacaktır ve gelincik , gökyüzü asudeliğinde ....dön artık yüzün bana sevgilim ,, yüzümün yarısında korlaşan deniz annemindir ve bahardan kalma ne kadar gökyüzü varsa deniz görünce annemin sesine ekleni r ve çığlıklarım içinden çocukluğum geçmedikçe toprağa akar görmelisin ,, dön artık kimseler dönüşmeden kendine,, gel .. çabuk ol eller güler şimdi halime çünkü dokunduğum her şey şiir olur çabuk ol düzyazı olmadan gel....