yerin benim yanım
YERİN BENİM YANIM
Uğultusu gelir kulaklarına kalbimin. Bir gece vakti hıçkırıklar içinden ağlayarak uyanırsın. Bir ırmağa özenir gözlerin yanaklarında yolunu bulur akar gider dudaklarına. Yalnızlığın o acı tadı gelir diline. Duvarda beliren gölgende vücudunun kusursuzluğu resmedilir, pencerenden iştahla odana sızan rüzgârın teninde meşk edişinde bulursun teselliyi. Kimsesizliğini yüzüne vurursun acımasızca. Aklına düşen geçmişinin izlerinde boğulur nefesin. Tepkisiz kalırsın gözünün önünde yitip giden hayatına. Dualarında işlediğin anatema huzur olur ama değer bulmaz döktüğün gözyaşları.
Kazandığın savaşlarda aldığın zaferlerin adı yalnızlık olur. Anla artık asla bulmazsın sana gölgen gibi eşlik edecek bir kukla beden. Biz ayrı bedenlerin gölgesiyiz ama aşk imkânsız sayılan çiftlere konan bir güvercin değilmidir? Ben senin imkânsız saydığın yüreğim. Küçük ama göremeyeceğin kadar büyük…
Bir gün gelir umursamazlığının kurbanı olursun. Hayat bu ya gün gelir eski ritmini yitirir yüreğin. Verdiğin nefeslerin karşılığını alamazsın. Kibirli geçmişinin dalgaları vurur limanına. Düşüncesizce yaşadığın bu hayat sana da düşüncesizce yaklaşır. Duymazdan geldiğin öğütleri tekrar duyabilmek için can atarsın fakat sesler yetersiz kalır onları anlayabilmen için. Okuduğun tüm aşk romanları sana yabancı gelir. Tatmadığın duyguları hissetmeye alışık değildir gözlerin. Dolu dolu yaşadığını sandığın bu hayatta ait olduğun tek yer içine girdiğin sessizlik olur.
Ey gezindiğim yalancı bedenlerde aradığım dünyanın kraliçesi. Yazdığım şiirlere anlam katan kafiye. İçimde sönmek bilmeyen nevruzun ateşi… Arama sakın mutluluğu bir başka hayatta. Yakıp söndürdüğün sigaralarda bulamazsın aradığın huzuru. İsyanların eninde sonunda gelip seni bulur. Kalıcı sandığın güzelliğin eninde sonunda tereder seni. Çekip gider arkasına dahi bakmadan. Tutamayacağını bile bile uzatırsın elini akıp giden zamana doğru. Umutlarını papatya falı gibi teker teker yolup atarsın sokaklara.
Olurda bir gün yolun düşerse bir deniz kenarına.
Ben yanına geleceğim. Ruhum hiç sahip olmadığı özgürlüğüyle dolaşacak saçlarında. Kâğıda döktüğüm gözlerini okuyacağım sana saatlerce. Sen nekadar değişirsen değiş ben seni hep son gördüğüm gün ki sen ile hatırlayacağım. Platonik duygularımın sahibi, sen hayattan her kaçışında ben sana bir o kadar daha yakın olacağım. Sahiplenmediğin bu yürek sana içinde biriktirdiği özlemle sarılacak.
Sevdiğim, sel sularına kapılan bir kuru yaprak tanesi olursun. Bedenine uzanan bir yardım eli bulunmaz. Çekip gittiğin her ağaç dalı senin arkandan yas tutar mı sanıyorsun? Bir yaprağını kaybeden ağaç kururmu hiç. Ama ben çiçek açmayı unutan, o yapayalnız bıraktığın ağaç dallarından biriyim. Doğasına karşı gelen, kurumaya yüz tutmuş…
Söylenmiye söylenmiye unutulan bir lisanım tarihte yeri olan. Terk edilen aşkların erbabıyım keşkelerle anılan. Sen nekadar görmezden gelsen de, dönüp arkana bakmadan gitsen de meçhule. Aşkım; yerin benim yanımdır.
akin çkrn.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.