TREN' İN ARDINDAN...
Bir daha güneş doğacak mı dedim kendime, öylesine bir karanlıktı ki körlük bu mu dedim kendime.kime dokunsam yaktım, istemeden yaptım ama yaptım, kimi sevsem ben hep şanssızdım, içim boşaldı, boşaldıkça ağladım. Herkesten kaçtım kendimden kaçamadım.
Ne kadar isterdim birazcık umut verebilmeyi, çok az da olsa umut besleyebilmeyi, ne kadar isterdim hep bebek kalabilmeyi, en çok annem sevdi beni o da bebekkendi.
Koyu gölgeler taşıyorum gözlerimde, ışık hiç süzülemiyor penceremden, ışık da beni sevmiyor, kızmıyorum, anlamaya çalışıyorum, anlıyorum, kolay değil böyle bir kalbi ısıtmak, kolay değil zaten dengesi bozulmuş, çivisi çıkmış ve ağlanacak hale gelmiş dünyada umutsuzlara yaklaşmak.
Kızmıyorum kimseye, hiç olmayan kimselerime, hiç edinemediğim dostlarıma, sevgililerime, kızmıyorum kimseye kızacak kadar bilmiyorum sevmeyi sevilmeyi, o kadar benimseyemedim kimseyi, kendimi, hatta ellerimi. Sanki alıp gidecekler yüzümü, ben sandığım şeyleri, sanki ait değil hiç bir şey bana, o kadar çok kaybettim ki, kazanamadan bir kez bile üstelik.
Kitaplarım küsmüş, hiç yazmadım zaten onları ben, şarkılar uçmuş onlar da hiç dinlemediklerim,silinmiş tüm sözleri hiç okumadığım şiirlerin, yetişememişim geç kalmışım hepsine, kaçırmışım ben tren çoktan gitmiş bile.
…………………..VaNDi ’08………………
YORUMLAR
zaman kavramını kökünden sorguladğında göreceksin ki aslında geçen hiç bir şey yok...
kimisine göre zaman düz bir çizgidir, uzar gider. bu anlayışa göre zaman gerçekten de gider.
kimisine göre zaman daireseldir, bir süre sonra geri döner,
bence zaman tam anlamıyla bir noktaya benzer, orada öylece kalır, onu kötü, geçen bir şey yapan biz insanlarız...
mesela hiç gece olmadığını ve hiç uyumadığımızı düşün...düşünün bir kere...
bence o zaman geçmiş o kadar de geçmiş olmazdı...
zaman değil de insandır esas olan...