TOPLUMSAL GELİŞİMİN KANUNLAR 2
İngiltere’de gelişmekte olan kapitalist sınıfIn,feodal egemen sınıflar tarafından konulan vergilerle ticari kısıtlamalara karşı açtığı mücadele,daha 17. Yüzyılın ortalarında en şiddetli noktasına varmıştır.Feodal devlet üretim düzeninden kapitalist üretim düzenine geçişi zorlaştırıyor,geciktiriyordu.Kapitalistler önce barışçı yollar denediler,örneğin krallardan şefaat dilediler,vergi ödemeyi reddettiler,üretimi kısıtladılar.Fakat bu pasif mücadele ile devletten koparabildikleri tavizler çok sınırlıydı.Sonunda kapitalistler için tek yol kaldı:Kuvvete kuvvetle karşı koymak,feodal düzeni zorla değiştirmek...Aksi halde egemen sınıfların egemenliğini uzatacak,kapitalist düzenin gerçekleşmesi için daha uzun yıllar gerekecekti.Dolaysıyla halk kitlelerinin feodal egemen sınıflara,bu sınıfların keyfi olarak koydukları insafsız vergilere,ticaret hayatındaki kısıtlayıcı hükümlere,adil olmayan yargıçlara karşı ayaklandırmak gerekliydi.Feodal kurallara karşı koyan her kişinin ,kurallara ve derebeylerine uşaklık bu satılmış yargıçlar tarafından tutuklanıp haksız yere cezalandırılmasına bir son vermek zamanı gelmişti artık.Diğer bir deyişle ,sızlanma ve yalvarma devri geçmişti,ihtilal dönemi başlamıştı.Bu ihtilalde önderlik,en dinamik toplumsal sınıfın,yani kapitalistlerin olacaktı.
1789 İhtilali’nin Fransız toplumunda doğurduğu değişimler çok köktendir.Değişimlerin nedenlerini ne Rousseau’ insan haklarını savunan yazılarında ,ne de Fransız İhtilali’nin bütün dünyaca ünlü "ÖZGÜRLÜK-EŞİTLİK-KARDEŞLİK"sloganında bulur.Tıpkı Cromwell İhtilali’nde olduğu gibi,Fransız İhtilali’nin özünde de,soyut adalet ilkeleri değil,sınıf kavgası bulunmaktadır.
İnsanlık tarihini değiştiren bu gibi ihtilal dönemleri hakkında Marx şunları söylemiştir."NASIL Kİ KİŞİ HAKKINDA TÜM DEĞERLENDİRMEMİZ,BU KİŞİNİN KENDİSİ HAKKINDAKİ FİKİRLERİNE,SÖZLERİNE DAYANAK YAPAMAZSAK,İHTİLAL DÖNEMLERİNİ DE KENDİ İDDİALARIYLA DEĞERLENDİREMEZ,,YARGILAYAMAYIZ"Makinalaşmanın başladığı dönemlerde ise sınıfsal ayrımcılık tamamen belirlendi.
Toplumdaki bu kökte değişme,bazı kişilerin bilinçli eylemleriyle belirli bir plana uygun olarak gerçekleşmemiştir.
Sınıf savaşlarının çok kereler soyut kavramları ya da dinsel,siyasal kurumları savaş nedeni olarak kabul etmeleri şundan ileri gelmektedir:Bütün bu kavramlar,bütün bu toplumsal kurumlar eski üretim biçiminin,eski sınıf ilişkilerinin sonuçlarıdırlar.
Tarihteki ve dünya üzerindeki yerleri ne olursa olsun,ilkel kabilelerden,köle kullanan toplumlardan feodal ve kapitalist düzenlere kadar her toplumda kişiler arasındaki ilişkilerin tümü toplumdaki üretim biçimine bağlıdır.
Yeni bir üretim biçiminin yerleşmesi,eski üretim biçiminin yerini alabilmesi için gerekli olan bir takım somut koşullar vardır.Bu koşullar ortaya çıkmadan insanlar yeni bir üretim düzenini düşünmezler...
"ŞİMDİYE KADAR BÜTÜN İNSANLIK TARİHİNE HÜKMETMİŞ DIŞ KUVVETLERİN HEPSİ,İNSANLARIN EGEMENLİĞİ ALTINA GİRECEKTİR.iŞTE ANCAK BU AŞAMADAN SONRA İNSANLAR KENDİ TARİHLERİNİ TAM BİR BİLİNÇLE YİNE KENDİLERİ YARATACAKLARDIR."
YORUMLAR
ilgiyle okuduğum bir yazı. Zaman ve emek harcandığı belli olmakta.
Günümüzde hala etkisini sürdüren sömürü düzeni maalesef çeşitli kılıflarla insanları ezmekte.
İnsan var oldukça, sömürülen ve sömüren mutlaka olacaktır. Bir gün sömürecek bir şey kalmadığında sanırım, dünya üzerine herkesin eşit olabildiği yeni bir yaşam biçimi gelecektir.
tebrik ederim.