“KEŞKE” BANA BUNU SÖYLETMESEYDİN...
NE isterdim biliyor musun? Seni mutlu edebilmek. Gerçekten. Seni sevebilmekten daha fazlasını nasıl isteyebilirim ki? Yani kendim için daha fazla ne isteyebilirim ki?... Sadece seni sevmek istemiştim. Sen bilmiyordun, ben seni seviyordum... Keşke bize bir şans verebilseydin... KEŞKE!!!
Nasıl olsun isterdim biliyor musun? Sena kar yağarken yakınlaşmak isterdim. Kar yağarken, sen terasta elinde çayın, saçlarında bembayaz kar taneleri, Uludağ’ı seyre dalmışken; ben soğuktan hafif kızarmış burnuma, donmaya yakın kulaklarıma aldırmadan, sen üşüyorsun diye boynumdaki atkıyı çıkarıp sana verirken senin utangaç reddeşin ve benim patavatsız ısrarımla... Keşke böyle olsaydı... KEŞKE!!!!
Neden isterdim biliyor musun seni? Güzel olduğundan değil... Çekici olduğundan değil... Farklı olduğundan, zeki olduğundan, her bakışında beni büyülediğinden... Bunların hiçbirinden dolayı değil... Sırf seni sevdiğimden, daha doğrusu kendime vermediğim tüm sevgiyi sana sarfetmiş olmamdan, senin beni sevme olasılığından, mutlu olabilmemiz olasılığından... Keşke sen de bunları bilseydin... KEŞKE!!!!!
…
KEŞKE... Nefret ediyorum senden anlıyor musun!! Nefret diyorum evet... Hiç mi duymadın daha önce hayatında... Senden de, seni söylerken duduklarımdan dökülen harflerden de, o harflerin sıralanışından da nefret ediyorum. Sırf bana bunu söylettin diye senden de nef... Senden de nefre... Anla işte... Söyletme, söyleyemem... Senden nefret edemem; keşke edebilsem... Ve sen “keşke” bana bunu söyletmeseydin ...
06,03,2008