- 1127 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HALLACI MANSUR
Hallacı Mansur,İslam mutasavvıf ve şairidir. Zerdüşt dinine bağlı Muhamma adlı birinin torunu ve Balharislerin azatlı kölesi olduğu söylenen Mansur’un nasıl bir öğrenim gördüğü bilinmiyor, Gençlik yıllarında dünyadan el etek çekerek kendi içine kapanan Mansur koyu bir riyazet hayatı geçirdi. Evli olmasına karşın dünya nimetlerinden, hayat zevklerinden uzak kalma yolunu tuttu. Bir aralık asker kılığına girerek Türkler arasına karıştı,onların Müslümanlığı benimsemeleri yolunda çalıştı, Keşmir, Turfan, Hoten, İsfahan illerinde İslamlığı yayma amacıyla gezintiler yaptı. Bir çok taraftar topladı, bir takım ayaklanmalara, toplum kargaşalıklarına adı karıştı. Sonunda görüşüne, düşüncelerine karşı çıkan , davranışlarını İslam dininin kurallarına aykırı bulanların fetvasıyla idam edildi.
Hallacı Mansur, İslam ülkelerinde yeni bir din anlayışının din yorumunun öncüsü sayılır. Düşünce düzeninin özünde Enel hak (Tanrı ben’im)görüşü bulunur. Ona göre, insanla Tanrı bir varlık ortamında birleşir. Ayrılık ancak görünüştedir. Görünüşte birbirinden apayrı sandığımız varlıklar gerçekte ’birdir’ tektir. İnsan Tanrıya en yakın olan, Tanrıyı kendi özünde dile getiren bir varlıktır.
İnsan, zaman ve mekanla sınırlı, geçici varlığından sıyrılmalı, Hak ile Hak olmalıdır. İnsanın bunu yapabilmesi için kendi içine kapanması, duyuların etkisinden sıyrılıp önünde Tanrı’dan
başka bir varlığın bulunmadığını görmesi böyle derin bir ’temaşa’ akışında yer akması gerekir.
İnsanın Hak ile Hak olması. ’beden kabesi’ nin yıkılmasına bağlıdır. Hallacı Mansur, bu ’beden kabesi’ deyimiyle insandaki ’bencil’ liği dile getirmek ’ben’ sözünün gereksizliğini anlatmak istiyordu. Hallacı Mansur İslam düşüncesinde ’vahdaniyet’görüşünü ’vahdeti vücut’anlayışıyla birleştirdi. Bu görüşe çıkış noktası olarak’da insanı aldı. Aleme insandan açılma yolunu tuttu.
Onun bu görüşü din kurallarına uymuyordu. Dine göre insanla Tanrı ayrı ayrı varlıklardı. Hallacı Mansur dine karşı olduğu teziyle idam edildi. Hallacı Mansur idama getirilirken yüz kamçı vurularak vücudu param parça edildi. Caniler bununla da yetinmeyerek parça parça edilmiş Hallacı Mansur’u halka teşhir için Bağdat sokaklarında gezdirip kafasını kestiler ve gövdesini yakarak küllerini suya serptiler. İşkence sırasında fikirlerinden bir an olsun taviz vermeyen Hallacı Mansur, kendisine işkence edenler için bile Allahtan af diliyordu...