SÜREÇ TAMAMMIŞ

• 22 Nisan 2013 Pazartesi 00:19:23

BARIŞ SÜRECİ TAMAMMIŞ

Elimden geldiğince gündemi takip etmeye çalışan duyarlı vatandaş olma gayesindeyim. Mümkün oldukça açık oturumları izliyorum; haber bültenlerini dinliyorum. Özellikle başta TRT kanalları başta olmak üzere adını anmaktan imtina ettiğim bazı kanalların sunumuna bakılırsa (ne olduğunu bilmediğim ) Barış Süreci hükumetin tam istediği gibi çoktan tamamlanmış bir proje.
Haşa karşı değilim. Karşı değilim de ne olduğunu bilmiyorum. Keşke bana da birileri kimin kimle barışacağını söylese de ben de karınca kararınca destek olmaya çalışsam. En azından kalabalık olan sülalemden barışa karşı çıkanlar varsa onları ikna etmeye çalışsam.
Allah aşkına bu tereddüdümü duyan birileri varsa bana bu barış işini anlatsın. Zira bu barış Türk ve Kürt kardeşler arasındaysa ben YEDİ UYUYANLAR gibi galiba çağın gerisinde kalmışım. Yoksa Kurgu filmlerinde olduğu gibi birileri film senaryosu mu üretiyor. Hem de konusu tarih boyunca hiç olmamış ve olmayacak bir Türk- Kürt savaşı olan bir senaryo.
Benim iki gelinim (Bir bakıma kızım) var. Birisinin anası da, babası da, kendisi de Kürt kökenli. Ne dünürlerimle, ne de tanıdığım hiçbir Kürt asıllı vatandaşımla ne düşmanlığım, ne de savaş halim olmadı, olmayacak da.
Dört yıl (1981-1984) Bitlis-Tatvan’da görev yaptım. Öğrencilerim, ev sahibim, alış-veriş ettiğim esnaf, komşum, arkadaşım kısaca ilişkim olan herkes Kürt’tü. O zaman zarfında ne kimseyle düşmanlığımız, ne de kavgamız olmamıştır. Bir Kürt, biri Türk olduğu için savaş halinde olan hiç kimseyi de görmedim.
Oğlum altı yıl Erzurum- Tekman’da görev yaptı. Bu vesileyle birkaç kez gidip geldim. Oradaki Kürt hemşehrilerim her seferinde (kendilerine has) misafirperverlikleriyle beni krallar gibi ağırladılar.(Allah onlardan razı olsun)
Oğlumun düğün töreni Erzurum merkezde oldu. O düğün törenine teşrif eden Kürt kardeşlerimizin sayısını ve nezaketlerini KÜRT-TÜRK düşmanlığından bahsedenlerin görmesi gerekirdi.
Sanırım kendini Kürt kökenli vatandaşlarımızın vekili sanan birileri var. Onlar başka emellerini gerçekleştirebilmek için bizi kavgalı göstermeye çalışıyorlar. Bu tuzağa asla düşmemek lazım.
Ben Türküm ve Türklüğümle gurur duyuyorum. Bir Kürt kardeşimin de Kürtlüğüyle gurur duymasında gocunulacak bir şey olmamalı. Elbete aslını inkar edecek değil.
Şahsım bugüne kadar kendini ikinci sınıf vatandaş olarak gören veya görüldüğünü söyleyen hiçbir Kürt’le karşılaşmadım.
Öyleyse sıkıntı ne? Kimler barışacak? Barış süreci neyle tamamlanacak? Akil insanlar bana ne anlatacak? Affınıza sığınıyorum ama bu sorularımın cevabını bulamıyorum.
Bakıyorum da sözüm ona barış sürecinin birinci aşaması olarak PKK’nın sınır ötesine çekilmesi söyleniyor. Yahu kardeşim PKK silahlı veya silahsız Türkiye’yi terk ederse Türkiye zaten güllük-gülistanlık olmayacak mı?
PKK’nın çekilmesinden kimlerin hangi çıkarları olacak ki çekilmeleri için dayatmalar öne sürülüyor? Galibe bu söz konusu çıkarlar tek taraflı değil. Zira tek taraflı olsa Hükumet buna asla taviz vermez. Aklıma hükumetin ve uydum akıl kişilerin de çıkarları var diye geliyor. Uydum akıllar menfaat gözetmiyorlar ise burunlarının önlerini bile görmekten aciz olsalar gerek.
Söylenecek çok şey var ama ….
Umarım ve dilerim ki Güçlü Türkiye Cumhuriyeti Devleti, KÜRDÜ, LAZI , TATARI, ARABI, AZERİSİ, TÜRKÜ ile mutlu ve huzurlu nice yüzyıllar yaşar ve o yaşama sevinciyle kardeşçe duygularla birbirini kucaklarlar.
Vatan sathına yaşayan, bayrağını, milletini, milli onurunu asla ayaklar altına aldırmayan herkese selam, sevgi ve saygılar sunarak mutlu yarınlar diliyorum.
Bahattin Kızılkaya/ Erzurum