- 1868 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AZ TAMAH, ÇOK ZARAR
Ömrümüzü yiyen, bedenimizi kocaltan, ruhumuzu öldüren çok hırslı ve tamahkâr oluşumuzdur. Mal sevgisi içimizi öyle kaplamış ki, gönlümüzde dostlarımıza sunabileceğimiz sevgiden eser kalmamış. Oysa insanı insan yapan değerler hırstan ve tamahtan arınmışlarda bulunur.
“İnsanoğlu kocar da iki şey genç kalır. Hırs ve uzun amel” diye buyuruyor iki cihan Serveri. İnsanlar yaşlandıkça tamahları artıyor, malı bir başka sevmeye meylediyorlar. Malın babasına, babasının babasına kalmadığını bile bile.
Bu yüzden mesut ve mutlu olmayı beceremiyor insanlar. Çünkü: “İnsanların hırs ve tamahı mesut olmamalarına tek sebeptir.” Böyle diyor düşünür Fenelon. Mal edinme sevdası insanların başka güzellikleri görmesine, düşünmesine engel.
“Âdemoğlunun iki dere dolusu altını olsa üçüncüsünü isterdi. İnsanın gözünü ancak bir avuç toprak doyurur.” (Hadis) kemiklerin de, bedenin de tek dinlenme yeridir toprak.
Toprak o kadar büyük, o kadar ulvi ki iyiyi de kötüyü de bağrında saklıyor. İnsan babasının yükünü kısa bir süre için de olsa çekemiyor da onu huzur evlerine gönderiyor. Oysa yüce dinimiz; “Babanız yanınızda kocamış, iş göremez, eli tutmaz durumda bile olsa öf bile demeyin” buyurmakta.
Hırs ve mutluluk birbirlerini hiç görmezler. (B. Franklin) Bu yüzden hırslı mal ve servet düşkünü insanların mutlu olmaları mümkün olmaz. “Hırs ve para düşkünlüğü belki de, bütün diğer ihtiraslardan daha fazla suç sebebidir”. Diyor ünlü düşünür Aristo.
Hırs ve tamahın başladığı yerde saf duygular eriyor, tükeniyor, bitiyor. Bu yüzden insan mutlu olamıyor. İnsan çok kazanmak isteyenin kaybettiğini bilse çok kazanmak istemez, az ve helal kazanmayı yeğlerdi. Çünkü “herkes kazandığı ile cezalandırılacaktır.( Mü’min 40/ 17) Ve “Kursağında haram lokma olan kimsenin ibadetini Allah kabul etmez” (Hadis) Fakat; “şüpheli şeylerden kaçınarak, Allah’a kavuşan kimseye Allah bütün Müslümanların sevabı kadar mükafat verir.”
“İki haris doymaz” buyuruyor Allah Resulü. “Biri ilmin, diğeri mal ve makamın harisi”. İtiraf etmeliyim ki, malın ve makamın değil ama, ilmin harisi olmak isterdim. Belki insanların daha mutlu olmalarına ve daha müreffeh yaşamalarına vesile olurdum da, bu faydalı işimden dolayı umarım ki, yaradan bir sevap ihsan ederdi.
Yoksula sorarsanız çok şey ister. Yoksul çok ey ister de haris her şeyi ister. Bu kimseye bir şey bırakmamak ve kimseye yaşama hakkı tanımamak pahasına da olsa.”Hastaya tahammül, ihtirasa tahammülden daha kolaydır”. (Alain)
Son olarak Muhiddin Arabî’nin dilinden demek istiyorum ki; “Maddi hayata tapanlar, deniz suyu içenlere benzerler, içtikçe susuzlukları artar.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.