- 502 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aşırı uçlar birbirini besler.
Aşırı uçlar birbirini besler.
Hayat faaliyettir, canlı cansız bütün mevcudat hareket halindedir.
Hassas bir sarkaç düşünelim (+) ve (-) uçlara inceden salınan bu sarkacı kutuplardan birine uygulanan bir çekim etkisiyle hızlandırmak mümkün. Sarkaç hangi uca ne kadar gitmiş ise diğer uca gitme enerjisi de o nispette olacaktır.
İnsanların hayatlarında da buna benzer hareketlilik devamlı oluyor. Çokları kendi hayatını “Eski halim-yeni halim” şeklinde anlatır. Bazı insanların hayatı daha çalkantılı olabilir. İnsan hayatında köklü değişiklikleri sağlayan bu hareketler eski zamanlarda daha yavaş, hatta bir ömürde sadece bir defa olurken; (Belki de Mevlana’nın “Hamdım, piştim, yandım” şeklinde tarif ettiği değişim) günümüzde o kadar tutarsızlaşmış ki geceki hali ile sabahki hali birbirini tutmaz olmuş günümüz insanının. Her şeyin sürat kazandığı günümüzde, fikirler de çok çabuk yön değiştirir olmuş. İnsanların bu nedenle birbirine güveni kalmamış, verilen sözler çok çabuk değişiyor, eski uzun soluklu aşklar da yerini günü birlik beraberliklere terk ediyor. Çağa ayak uydur/ama/mak o kadar da kolay olmuyor. Aslında değişimi başaramamanın neticesidir görünen istikrarsızlık. Yani değişim ile tutarsızlık aynı şey değil. Âşık Veysel’in gündüz-gece istikrarla gittiği uzun, ince yolda günümüz insanı aynı azim ve kararlılıkla gidemiyor.
İnsanların bu tutarsız hali topluma da aynen yansıyor, Toplumsal meyiller çok çabuk değiştiğinden istikrar da sağlanamıyor. Küçük menfaatler ve ürkütmelerin tesiriyle kolayca yönlendirilebilen bir topluluğun hangi yönde olduğunun da bir değeri kalmıyor. Toplum devamlı olarak karşı hareketin enerjisini yüklüyor. Kısır döngüye giriyor, iç hesaplaşmalar bitmek bilmiyor, bu nedenle zayıf düşüyor. Küçük hedeflerle ve hesaplarla kocaman Milletleri oyalamak mümkün olabiliyor.
Şimdi toplumumuzun düştüğü bu acınacak istikrarsızlık ve kısır döngü halinden kurtulması için ne yapılabilir? Gelişim için değişim gerekir, bu değişim ise tutarlı ve özgür düşüncenin oluşumuna açık olmalı. İşte aklı olan veya aklına güvenenlerin lüzumsuz çekişmeleri bırakıp bu konuda ciddi çaba harcaması gerekir diyorum.
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.