Canevimle Hasbihal

• 20 Nisan 2013 Cumartesi 13:44:45

Canım Canevim,
Biricik Kalbim,
Gel seninle can cana, baş başa biraz söyleşelim.

Zaman saati yarım yüzyılı iki geçe hiç durmadan tık tık atarak beni yarı yolda bırakmadın. Öncelikle göğüs kafesimin içinde durmadan canıma can katarak yaşattığın için sana minnettarım ve canı gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.

Seninle konuşurken sana çok yakışan “Can” kelimesini çokça söylersem bıkmayacağını da biliyorum. Çünkü canımsın.

Sen yaratanın bir mucizesi olarak yumruğum kadar halinle beni ayakta tutmak için debelenip duruyorsun. Demirden örülmüş bir arabanın motoru senin etçil özelliğinden daha dayanıklı olmasına rağmen yirmi otuz yılda iflas edip çürüyor. Fakat sen o mucize özelliğinde yarım yüzyıldan fazla beni terk etmeyerek yalnız yaşattın ve yaşatmaya devam ediyorsun. Yüzyıl durmadan çalışan kalpler var desem onlarla beni kıyaslıyorsun diye hemen gücenip suratını asma Can kuşum.

Sen bundan sekiz yıl önce dünya yüzü görenlerdensin. By-Pass denilen operasyondan geçerken tıp öğrencilerine göstermek için kameraya çekelim mi dediklerinde sana marjinal fayda yüklediğim için bana kızmadın değil mi? Biliyor musun ben de seyrettim onu. Büyük bir gayretle atıp duruyordun. Ayrıca operasyondan önce anjiyo olurken sana görünen ekrandan el sallamıştım da doktorlar bana kızmıştı, anjiyo odasındaki hemşire hafiften kulağımı çekmiş, ellerini başının altına koy demişti.

Sana berraklaşmak için gelen kırmızı suların aktığı ırmaklarım tıkanınca dokularını zarar vermeden sen kendini korudun, işlevinden kayba uğramadın. Hatta bir buçuk yıl önce ırmak yollarım yeniden haylazlık edince kendinden yine asla taviz vermedin. Cansiparane biçimde kendini büyük bir başarıyla korudun. İşte bunun için de sana ayrıca şükranlarımı sunuyorum can yoldaşım benim. Sana gelen akan suları önleyen ırmak yataklarıma stent denilen borular koydular.

Sen de biliyorsun, söylenip duruyorum ya, sevdiklerime bir nikah yüzüğü takamadım ama Yaradan beni hayata bağlayan üç yüzük taktı diye.

Bak can yeleğim, bana kızma hiç. İnan sana zarar veren ne oburluğum var, ne aşırı zararlı alışkanlıklarım. Bütün medikal değerlerim normal çıkıyor biliyorsun. Birlikte yaşadığımız şu stres denilen ruhsal gerilimden kaynaklanıyor hepsi. Sen hepsini biliyorsun, birlikte yaşadık. Oysa biz seninle her yerde ne kadar mutluyuz, bunu da biliyorsun.

Bak, senin adını Fino koymadan önce sana sordum. Kabul ettin. Yarın hava iyi olursa seni yine Vadi’ye gezmeye götüreceğim.

Benim canım Canevim.
Sende dört odacık var, hepsine senin sevdiklerin konuk oldular.

Canıma can katan Canım,
Finom benim,
Gel seninle bir sözleşme yapalım.

Öncelikle vücudumda bulunan öteki arkadaşlarınla her gün görüşüyorsun, onlar sana her gün teşekkürlerini sunuyorlar. Sen de onlara temiz kan pompalayarak ödüllendiriyorsun. Biliyorsun sen bir gün aniden durursan onlar sapasağlam olmalarına rağmen sana bağlı olarak hepsi susacaklar. Yaratana şükür, onların hepsinin keyfi yerinde. Zaten sen de hepsi bana bağlı diye hiç kasılmıyorsun, büyük bir fedakarlıkla onları besliyorsun. Bütün hüner sende benim soylu değirmenim. Sen suyumu temizliyorsun, ruhum da seni pak tutuyor her zaman canım kalbim.

Lafı uzatma sadede gel de şu anlaşmayı söyle bana dediğini duyar gibiyim.

Bak Canevim,
Senin her atışını ben bir besmele ve yüce Mevlaya bir zikir olarak kabul ettim. Bunu sana söyledim. Sakın beni kandırmaya çalışıyorsun diye söylenme, gücenirim. Sen ne kadar uzun yıllar kıpırdayıp durursan o kadar çok besmele çekip, Yüce Mevlaya zikretmiş olacaksın. Gerçi yaratan bu kadar yeter dese bile verdiğin bu bu kutsal hizmetten dolayı teşekkürlerim her zaman hazırdır.

Birlikte su gibi temiz insanları seveceğiz ve dostlar edineceğiz daha.
Radar üstü sezdiğimiz güzellikleri birlikte yaşayacağız.

Anlaştık değil mi benim canıma can katan canımın merkezi.
Öptüm senin yanaklarından.

Saygılarımı sunuyorum sana.