- 1450 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sev Ama Bağlanma
Bazen aklıma düşer seni sevmenin bende tükettiği ruha bedel olup olmadığı... Seven insanın katlandığı bir dünyada yaşamıyoruz haberin olsun. Her canlı aşkı tadacak bundan eminiz de bu kadar acılı sonla bitmeyiverse bence daha hayırlısı olur diye düşünürüm hep. Zamanla kaderdeki kişiyi bekleme çabasında olup, yaş ilerledikçe evde kalmanın verdiği üzücü ve sıkıcı zamanlarda hep yanında olan annenin sana koca bulma arayışlarına girip eve görücü getirmesi… Hayat bu kadar monoton olmamalı. Evlilik programlarına adını duyurmak için çıkılmamalı. Aslında o tür programlar olmamalı ya hadi hayırlısı bakalım. Dünya öyle bir yere gidiyor ki ucu bucağı yok adeta. Saçma ve boşa zaman ayırmanın neresi aşk, neresinden elektrik alıyorsun? Bu nasıl bir akımdır arkadaş. İnanın motorda bile sizde bulunan akım kadar kuvvetli direnç yoktur…
Aşk mı… o yenen bir şey mi acaba? Öyle boş boş bakma sözlerime.. bana göre yemek aşktır,başkasına göre futboldur, belki de aşk sadece bir varlığı sevip de onu bir türlü bırakamamanın da ötesinde o kişiye yada cisme bağlandıktan sonra ölümü bile göze alabilmektir.. Ölüm biraz abartı mı oldu ne? Hem illa birine aşık olman gerekmez ki, bu yanından ayıramadığın ve seni özel hissettiren ve ona baktıkça hatıralarının canlandığı bir eşya da olabilir.. Ama her nedense şu aşk işini fazla abartı yapıyorsunuz. Okunanlara göre ya kızım sen hiç aşık olmadın mı dersiniz ama yalandan kim ölmüş be, deyin gitsin. İp inceldiği yerden kopar ne de olsa…
Aşkı tadıp da ben aşkı buldum diyemiyor insan işte. Neden olmuyor? Çünkü ‘biz birbirimiz için yaratılmamışız, buraya kadarmış, denedim olmuyor, yapamıyorum’ larla avuturuz kendimizi. Asıl aşkı bulup da bırakamamak olur mu hiç? İnsan hiç çikolatayı sevip de ondan vazgeçer mi? Hem öyle bile olsa düşünsenize obezite olmaz, dünya fit olurdu be! Günde 7 öğün çikolatayla aşk yaşayan ben; düşündüm de asla ‘buraya kadarmış’ diyemezdim valla. Demeye gönlüm el vermezdi. Yüreğim parçalanırdı. Ben onsuz ‘ölürdüm’ ! bu abartı değil ciddiyim. Hani erkeğin aşkı mideden geçerdi? Ben arada kaynıyor muyum?
Allah kahretsin ki şu saçma kaderden asla kurtulamıyorum. Birini sevip de karşılık görmemek… her genç kızın bir gün yaşayacağı hayal ve gerçek arası süregelen sezonluk dizi serüveni.. hayat bir dizidir derim de inanmazlar işte, alın size! Aşık olanlara bir sorun bakalım size ne cevap verecekler. Bir gün utanmasam yoldan geçen aşıklara özellikle lise dönemi kumrulara mikrofon uzatmak isterim. Emin olun ki hepsinin cevabı aynı olur: ‘biz hiç ayrılmayacağız… düpedüz yalan…
Yalandan kim ölmüş be. Ben ‘onun’ ruhani bedeniyle her gün birlikteyim. Tamam biraz abartı ama gerçek. Lise döneminin en sıkıcı en banel kısmı ‘bilmiyorum, şu an konuşuyoruz’ dur. Sonra bir bakarsın ‘bir anda sevgili olduk’ lara gelince anlamadan ‘buraya kadarmış’ der ve hayatından defolup gider. Belki o senin hayatında büyük bir parçaydı niye gitti diye hüzünden kendini hastalıkların dibine vurursun, ama o yerlere göklere sığdıramadığın sevgilin daha senden ayrılalı 1 gün bile olmadan başkalarıyla işi pişirir. İşte böylelerinin başına kancalar sokup tavana asmak istiyorum. Biraz hayvanice de olsa kim benim gibi düşünmez ki.
İşte onunla ilişkim (hayali), geceleri başım yastıkta, kulağımda müzik, gözlerim bulutlarda onu düşünürken başladı… yine her zamanki bakışlarıyla masum masum sırıtırken bense karşısında erip bitiyordum. Komik. İnsan hiç erir mi? Tamam tamam asıl tanışma anımıza geçmek istiyorum. Zamansız bir günde, zamansız bir anda, zamansız bir açlık krizimdeyken tanıştık. Elimde balık kraker poşetiyle tüm dershaneyi dolaşıp; ağzımdan hiç eksik olmayan ‘hanimiş balık’ ile herkese yedirmeye çalıştığım o gün… doğum günüm… ne ben onu tanıyordum, ne de o beni… Her zamanki patavatsızlığımla ona da yedirdim (zorla).
Zaman çok güzel geçti onunla… birlikte müzik dinledik (onun cep telefonundan bana türkü açtı ve benim şarkıyla ona göre tarz uydurmama gülerken altına işemediği için şanslıydım), birlikte sigara içtik, ben ona masaj yaptım (herkes gibi o da beğendi tabii), birlikte güldük, ve en sonunda da her ilişki gibi birlikte küstük…
Zaman geçmedi onun benimle küsmesinin ardından.. Asıl trip atan tarafın ben olmam ve sonunda onun bana küsmesi ve benim pişman olup onun yanına gitmem… tipik liseli aşık modu.. neyse ki verem olup yataklara düşmedim. Şu an yaşıyor olmam bir mucize. Hop dedik portakal orda kal, seviyoruz diye de öldük mü…
Bu kadar konuşmamın ardından çıkarılacak en iyi sonuç; sev ama bağlanma!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.