Ülkü Gözlüm
Ülkü Gözlüm
Hiçbir şey eskisi gibi değil..Kızıl elmanın rengi soldu,Turan sözü unutuldu, ideallerin saflığı bozuldu.. Üzerimizdeki kara bulutlar karardıkça karardı.
Ülkünün büyüsü bozuldu genç yaşımda gördüğüm ülkü rüyamı göremiyorum artık çünkü gözlerimi kapatamıyorum ülkü gözlüm..
Çelik ipekler sarmıyor artık gönülleri, eskisi gibi ülkü gülleri yetişmiyor ..Sarmaşıklar sarmıyor artık gönül bahçelerini seni görmezlikten mi geliyorlar ülkü gözlüm..
Eski yağmurlar gibi ülkü gülleri yağmıyor çisil çisil. Ülkücanların suyu erişmiyor yeni yeşerecek ülkü güllerine ülkü gözlüm..
Kimse okumuyor.. Arvasi’i, Fazıl’ı, Atsız’ı , Gökalp’i , Atatürk’ü, Başbuğ’un bize bıraktığı Dokuz ışığı, ülkü gözlüm.
Kurşad’ ve yiğitlerinin Çin sarayını basması, Alparslan’ın Anadolu ya girmesi, Fatih’in Çağ açıp çağ kapatması renkli beyinlerin içinde toz tutuyor ülkü gözüm.. Ama sen Türksüz ve Müslümansız Anadolu hayali kuran, "haç" lı zihniyetinin hayallerini yıkansın. ülkü gözlüm..
Ülküm sen ; Türk milletinin temel taşı idin, her Türk yurdunun evinin direği idin. İnkisara uğradı gölünler seni hissetmeyen yürekler..Şimdi biçare kimsesizim, Nerdesin? ey Türkün İslam’ın gürleyen sesi, Oguzların,Yavuzların,Selimlerin dik duruşu,Yunusların Mevlanaların dergahında sevda ateşi ile yanan, Ülkü gözlüm…
Bir damla su..
Ülküm şu yanan yüreğimi söndürecek, kuruyan dudaklarıma, uykuya dalmakta olan göz kapaklarımı açacak , bir damla su, ülkü gözüm….
Seni yaşayacak ideallerimiz vardı Mavi gök deki yıldızlara doğru bakarken, Türk yurtları ile Türk Birliği hayallerimizi gerçekleştirip, Türk İslam sancağı ile ilahi Kelimetullah davasını acuna duyurmak seni yaşamak ve yaşatmaktı ülkü gözlüm..
Başbuğ Türkeş’ten ve uğruna can veren beş bin şehitten sonra sen öksüz kaldın.. Senin için söylenen sloganlar bile unutuldu ülkü gözlüm.
Kanımız Aksa da Zafer İslam’ın
İnananlar Kolkola, Yürüyelim Hak Yola
Ülkücü Gençlik ölecek, İslam Güneşi Sönmeyecek
Müslümanlar Küfre Karşı Tek Yumruk
Çağrımız İslam’da Dirilişedir
Kavgamız Vurguncu Düzenedir
Türküz, Müslümanız, İslam’ın Eriyiz.
Gibi binlerce sloganla yaşadın, ülkü güzlüm.
Hak tan ve senden başka kimsenin önünde boyun eğmedim.
Bir sana açtım ülküm, sevda yüklü ülkü aşkımı, bir sana ağladım. Çünkü sen benim her şeyimdin. Alfabemin ilk harfi olan elifimdin sen benim. Hayata bakışımdın, yaşama nedenimdin. Savaşmayı, yaşamayı senden öğrendim, sen kılavuzum, fikrim, neşem, hüznüm, ışığım kısaca yaşam tarzımsın ülkü gözlüm,
Senin yerine hiçbir ülküyü koyamıyorum, çünkü senin yerini alacak bir ülkü yok. senin nasıl bir ülkü olduğunu bilmiyor bazı yaşayan sağlar!.. Ama Vefasız eller hep üzerinde dolaşıyor, ülkü gözlüm..
İnsanlar tek maskeli değil bin bir maske taşıyor, ellerinde kör baltalar ile taze yetişen ülkü güllerinin buduyor!...Bu insanlarda sendeki hissiyatı bulmak, aramak boş bir hayal… ülkü yolunda güvendiğim dağlara hep kar yağıyor. Bu nedenle yaz ayında üşürken zemherinde yanıyorum biliyormusun? ülkü gözlüm..
Şimdi beni, kim duyar içimdeki sessiz isyanı senden başka? Ülkü gözlüm.
Herkes Yavuz olmuş, herkes Yunus olmuş, herkes Mevlana olmuş ama kimse kendi olamamış! Herkes bulaşmış renkli boyalara, gönül ruhunu yıkamadan çıkar mı bilmem bu boyalar?..
Bu ülkü ; Aşık Veysel’in “benim sadık yarim” dediği kara toprak! Beni anlar ve orada biter Ülkü gözlüm.
Osman Onuktav
(avar)
YORUMLAR
''Başbuğ Türkeş’ten ve uğruna can veren beş bin şehitten sonra sen öksüz kaldın.. Senin için söylenen sloganlar bile unutuldu ülkü gözlüm.'' demişsiniz yazınızın bir kısmında...
Ben de diyorum ki;
Ülkümüzün ateşi yeniden harlanacak
Gönüllere yeniden ülkü aşkı yazılacak!
Bu milleti Cenab-ı Allah Din-i İslamın sancaktarığı için yaratmış! İddia etmiyorum, tarih söylüyor!
Ne zaman ki; özümüzden uzaklaştık; kızıl elma unutuldu, gerilemeler, bize karşı yapılan katliamlar ve nihayetinde yok olup gitme...
Bereket ÜLKÜ ATEŞİNİ yeniden harlayanların sayesinde 2. Ergenakon dediğimiz Anadolu topraklarına çekildik zor şartlara rağmen...
Bu kutsal yurdumuza saldırılıar durmadı. Vatan evlatlarının fikri boşluğundan dolayı kafir fikirler hücüm etti körpe beyinlere ve bu iğfali durdurmak için bir yiğit çıktı... Alparslan Türkeş, milli ülkü etrafında yiğitler yeşertti..
Ve 12 eylül denen bir bela sarıldı milletimizin başına... 5000 fidanın 12 eylül öncesi katledilişinin ardından 12 Eylülcüler devam etti katletmeye, yuvalar yıkmaya, ocaklarımızı döndürmeye!..
Velhasıl, Başbuğ Hakka yürdükten sonra emperyalizm daha da cüretlenerek haçlı ruhuna köpekleşmişleri harekete geçirdi... Ülkü Yolunun yolcularına olmadık tuzaklar kuruldu İslam adına! Ama islamı haçlaştırdılar... Dili başka, yüreği başka olanlar, bu kutsal toprakları bizanslaştırma ve vaad edilmiş topraklar masalına peşkeş çektirilerek yine yok olma tehlikesine getirildi bu aiz milletimiz, Türklüğümüz!
Değerli yazarım,
Bu sancılar, geçiş dönemini umarım az zayiatla atlatırız. Duam o yönde... Uyanış başladı ve pırıl pırıl ÜLKÜ YÜREKLER dirilişte... Ben bunu görüyorum...
Umutlarım tazelendi...
Küffar bu kutsal topraklarımızdan ergeç defolup gidecek! Birlik olduğumuzda yepyeni bir hayat Türk-İslam alemini bekliyor...
Yazarım,
Emeğinize teşekkürler ederim, var olasın...
Ülkü selamlarımla... uzaklardan...
direnis tarafından 4/19/2013 4:30:25 PM zamanında düzenlenmiştir.
KAFKASİ
''Bu sancılar, geçiş dönemini umarım az zayiatla atlatırız. Duam o yönde... Uyanış başladı ve pırıl pırıl ÜLKÜ YÜREKLER dirilişte... ben bunu görüyorum...''
diyorsunuz..
Ülküdaşım can yoldaşım..
Yüreğimize nakış nakış işlediğimiz ülküyü dile getirmek ti.
Bu muhteşem duygu farkındalığı için sağolasınız...Hemhâl olmak, aynı duyguları hissetmek,aynı fikirler ile yoğrulmak ve aynı Ülküye aşık olmak bu demek ki...
Ülkücülük bir hâl meselesidir,tıpkı aşk gibi...
Yaşamayan bilemez..
Aşıkı ancak ve ancak kendisi gibi aşık olan anlar tıpkı Ülkücünün Ülkücüyü anlaması gibi...
Yüreğine sağlık...
Saygılarımla
Değerli yorumunuzla eksik kalan tarafımızı tamamladınız, Not alınması gereken yorumunuz ve fikirleriniz için teşekkür ederim..
Rahmet cennet mekan S.Ahmet Arvasi hocamız ne diyor; ''Türk İslm kültürüne, Türk İslam medeniyetine, Türk İslam Ülküsü'ne bağlı, Türklük şuur ve vakarına, İslam aşk ve aksiyonuna sahip, Türklüğü bedeni, İslamiyet'i ruhu bilen, milletini teknolojik hamlelerle dünyanın bir numaralı devleti yapmak özlemi ile çırpınan, dünya Türklüğü'nün, İslam dünyasının ve bütün mazlum milletlerin ümidi olmaya namzet bir gençlik yetiştirmekten başka çaremiz yoktur. " diyor..
Ey Türk gençliği, damarlarındaki uyuşturucuyu boşaltıp, dön de bir bak haline, ne haldesin? Birileri Polat, birileri Acun, birileri Bihter, olma yolunda..
Ülkü yolunda giden gençlik ise; ideallerinden uzak ülküyü moda edip ülküdaşlık oyunları ile avunmakta..
Galip Erdem’e atfedilen şu sözler tam anlamıyla özetlemektedir: '‘Bizler davayı Ağrı Dağı'nın zirvesine çıkartacaktık. Yola koyulduk. Bin zahmet ve emekle, acılar çekerek dağa tırmandık. Zirveye vardığımızda sevincimiz sonsuzdu. Ama küçük(!) bir noksanımız olduğunu fark ettik. Davayı dağın eteklerinde unutmuştuk. Meğer biz davayı değil, kendimizi zirveye çıkarmışız.’'
İşin özeti bu..
Arvasi hocamızın da G.Erden hocamızın da mekanları cennet olsun..
Hayırlı geceler diler
CUMANIZ MUBAREK OLSUN.
SAYGILARIMLA..
silleli
Bir eğitim ki içi boş...Kitaplarda resim bol , yazılar kaba taslak...Açıklama yok...Okuma alışkanlığımız zaten yok hariçten bilgilenmek için...Bahsettiğiniz yazarların isimlerini duyunca sanki bir yabancıdan söz ediliyormuş gibi şaşkın bakan gözler bir hayli fazla...Okul sıralarında talebeler yok artık öğrenciler var...Ne verirseniz onu öğreniyorlar...Oysa talebeler bilgi talep edenlerdir ki verilenle yetinmeyip başka bilgileri de talep ederler...Köreltildi yıllarca gençliğimiz...Heri potılar bilmem kaçıncı baskısını Türkiye'de satarken kendi öz eserlerimizin adı bile duyulmamış...Ağaç yaşken eğilir diyen atalarımız çok doğru söylemişler...Fidanlarımızı ustasına teslim etmediğimiz sürece bu durum aynen devam edecek görünüyor....Yaralarımı deşti bu güzel yazınız...Ömrünüze bereket efendim ...Saygılarım sonsuz...
KAFKASİ
Rahmet cennet mekan S.Ahmet Arvasi hocamız ne diyor; ''Türk İslm kültürüne, Türk İslam medeniyetine, Türk İslam Ülküsü'ne bağlı, Türklük şuur ve vakarına, İslam aşk ve aksiyonuna sahip, Türklüğü bedeni, İslamiyet'i ruhu bilen, milletini teknolojik hamlelerle dünyanın bir numaralı devleti yapmak özlemi ile çırpınan, dünya Türklüğü'nün, İslam dünyasının ve bütün mazlum milletlerin ümidi olmaya namzet bir gençlik yetiştirmekten başka çaremiz yoktur. " diyor..
Ey Türk gençliği, damarlarındaki uyuşturucuyu boşaltıp, dön de bir bak haline, ne haldesin? Birileri Polat, birileri Acun, birileri Bihter, olma yolunda..
Ülkü yolunda giden gençlik ise; ideallerinden uzak ülküyü moda edip ülküdaşlık oyunları ile avunmakta..
Galip Erdem’e atfedilen şu sözler tam anlamıyla özetlemektedir: '‘Bizler davayı Ağrı Dağı'nın zirvesine çıkartacaktık. Yola koyulduk. Bin zahmet ve emekle, acılar çekerek dağa tırmandık. Zirveye vardığımızda sevincimiz sonsuzdu. Ama küçük(!) bir noksanımız olduğunu fark ettik. Davayı dağın eteklerinde unutmuştuk. Meğer biz davayı değil, kendimizi zirveye çıkarmışız.’'
İşin özeti bu..
Arvasi hocamızın da G.Erden hocamızın da mekanları cennet olsun..
Hayırlı geceler diler
CUMANIZ MUBAREK OLSUN.
Saygılarımla..