Aşkın kuramı
-Sürekli bunu yapıyorsun Alp
-Neyi Aylinciğim?
-İlişkimizi tartışmaktan kaçıyorsun
-Tartışılacak bir şey yok ki Aylin durup dururken kavga mı edelim yani?
-Kavgadan bahsetmiyorum ben bizden bahsediyorum geleceğimizden
-Bir aradayız ve mutluyuz ve ben seni çok seviyorum gelecekte de seveceğim
-Ben de seni seviyorum ama istiyorum ki ilişkimizdeki nedenselliği analiz edip varsayımsal yaklaşımlardan ayrıştırarak pozitivize edelim ve senkronize olarak gerçekliğimizi ortaya koyalım
-Gerçekliği anlamak için kendine bir çimdik atman yeter tatlım senkronizasyonu da istersen birazdan yatak odasında sağlarız
-İğrençsin Alp sence gerçeklik eşittir yatak odası mı?
-Hayır yatak odası eşittir senkronizasyon canım
-Alp lütfen ciddi bir mesele konuşuyoruz sululaşma
-Sululaşmıyorum sadece evliliğimiz kuramsal bir teori değil diyorum çoktan ispatlandı
-Ben de diyorum ki algısal zeminde tamın birer parçası olan iki yarımın ki o yarımlar sen ve ben oluyoruz reel anlamda bütünleşebilmesi için salt aşk yeter mi?
-Başladık yine..
-Soruma cevap ver
-Senin kadar felsefik olamayacağım ama birbirimize inandığımız ve güvendiğimiz sürece bence sorun yok
-Ama bu inanç ve güvenin sürekliliği hakkında endişelisin
-Öyle bir şey söylemedim o senin tez konun
-Aksini de söylemedin ama
-Seni seviyorum ve hep seveceğim dedim ya yetmez mi?
-Bence yeter de ’aşk kutsaldır ama ölümsüz değildir’ der Sokrates..
-Soruyu Sokrates’e mi sordun bana mı? Ya da bana mı inanacaksın ona mı?
-Konuyu dağıtma gerçeğe gitmeye çalışıyoruz şurda
-Seninle her yere gitmeye razıyım da cümle felsefeciler bizimle gelmese olmaz mı?
-Felesefeyi ve felsefecileri hafife alma tamam mı onlar olmasa yolumuzu bulamazdık Alp
-Gölge etmesinler başka ihsan istemez canım
-Felsefe yapma Alp
- :) Tamam peki yapmam Aylin Diyojen sarmadı galiba seni
-Konumuza dönebilir miyiz? Ne diyordum hah filozoflar hafife alınacak insanlar değiller
-Diyojen dışında yani?
-Ne
-Boşver..
-Alp zevzekliği bırakmazsan kafana saksıyı yiyeceksin
-Aylinciğim benim kimseyi hafife aldığım fİlan yok sen onları haddinden fazla ciddiye alıyor olabilir misin acaba? Sokrates ilişkimize burnunu sokmasa gül gibi geçinip gideceğiz
-Biraz da sen bir şeylere burnunu soksan bilgi gibi aydınlanma gibi
-Sen beni aydınlatıyorsun ya Aylin hem burnumu da yormayayım şimdi
-Ha ha ha çok komik dalga geç sen ikimiz için uğraşıyorum burada.Bak Nietzsche der ki ’Biri kendi düşüncesine bağlı kalır çünkü ona kendi kendine ulaşmış olduğunu sanır.Öteki ise onu zahmetle öğrendiği ve onu anlamış olmakla övündüğü için bağlıdır düşüncesine.Sonuç olarak her ikisi de kendini beğenmişlik’..
-Nietzsche’nin kendisi bir şey anlamış mı bu sözden?
-Aaaalp
-Peki tamam bunlardan hangisi ben oluyorum ya da sen?
-Şu durumda ikisi de sensin canım
-Neden Nietzsche’yi anlamadığım için mi?
-Hayır beni anlamadığın için
-Tabi anlamam çünkü sen bir yalancısın
-Ne demek istiyorsun? Hemen açıkla Alp sana ne zaman yalan söyledim?
-E tabi evlenirken bana peyzaj mimarıyım demiştin filozof çıktın
-Nietzsche de kalmıştık
-Bana kendini beğenmiş diyeceksen neden Nietzsche’yi alet ediyorsun ki?
Kendin çok daha kısa yoldan halledebilirsin bunu..
-Çözüm arıyorum Alp sen görmezlikten gelsen de
-Sorun falan yok ki hem varsa da biz çözeriz neden elin adamlarını karıştırıyorsun?
-Sen sorun çözme konusunda istekli davranmayınca onlardan yardım alıyorum ne yapayım
-Bak Aylinciğim çözülecek bir şey yook..Birlikteyiz ve mutluyuz neden ısrarla önce bir sorun bulup sonra da çözmek zorundaymışız gibi davranıyorsun?
-Freud’u biraz tanısaydın bilinçaltımda beni buna iten şeyin yine senin tepkimeye yol açan davranışsal bozuklukların olduğunu anlardın
-Ne adammış be.Salonumuz da bile gözleri var..Bak sakın diyorum yatak odasına alırsan o herifi bozuşuruz ona göre
-Sen de sürekli dalga geçeceğine biraz okusan epey bi yol kat ederdik canım
-Yeterince okuyorum canım sadece her okuduğumu senin üstünde denemiyorum o kadar.Zira bizim de bir beynimiz var ve onlar kadar olmasa da düşünebiliyoruz değil mi?
-Kendi ürettiğiniz bir düşüncenizi lütfen benimle paylaşır mısınız Alp bey?
-Elbette.İki kişi birbirini seviyorsa ve birlikteyse ve mutluysa ve yan yanaysa aptal saçma kuramlara bakıp ilişkiyi mahfetmek yerine birlikteliğin tadını çıkarmalıdırlar..
-Bir dakka beklersen varsayımını mantıksal çerçevede analiz edip sana tatmin edici bir cevap verebilirim
-Bu varsayım biraz kalın oldu kitlendim kaldım desene sen şuna he he
-Hiç de bile hemen cevaplıyorum bir daha tekrarlar mısın cümleyi
-Hepsine gerek yok ilişki mahfetmek tadını çıkarmak kısımlarını düşün yeter..
-Ben ilişkimizi mahfediyorum yani öyle mi?
-Algıda seçicilik seçicilikte laf sokuculuk bu olsa gerek..İşine gelenleri cımbızla çekmek yani
-Şimdi sen verdin o cımbızı elime cümleyi tekrar kursaydın sende
-Peki kısaca karmaşıklaştırıyorsun diyelim..
-İkimiz için yapıyorum ne yapıyorsam birbirimize olan sevgimizi nesnellikten kurtarıp öznelliğe yaslamak ve akılcı doneler ışığında pragmatik bir düzleme oturtmak istiyorum
-Evet bu hiç karmaşık olmadı..
-’Karmaşıklık olaylarda değil zihinlerdedir’ der Kant..
-Mevlana Gazali Yunus İbn-i Rüşd filan hiç uğramaz mı o karmaşıklığa canım?
-Uğrar tabi ’ne olursan ol yan der’ Mevlana mesela
-’Gel’ olmayacakmıydı o?
-Evet pardon.Yunus da ’İlim kadim bilmektir’ der
-’Kendin’..
-Ne?
-Kadim değil kendin diyorum
-Evet tamam, kendin.Hem ne söylemeye çalışıyorsun sen ilişkimizin Yunusla Mevlanayla ne ilgisi var şimdi?
-Yok tabi Sokratesle Freudla Kantla Nietzsche ile ilgisi olmadığı gibi..
-Nasıl da dağıttın konuyu Alp bir yere varamadık yine sayende
-Bu konunun en toplanmış hali Aylinciğim ve bence bırak toplu kalsın..
-Sen şimdi ilişkimizi konuşup tartışmak gereksiz ve anlamsız mı diyorsun?
-Hayır felsefeciler ne düşünürse düşünsün ne söylerse söylesin seni seviyor olmam gerçeğini değiştiremez..Tabi sen onlardan yana olmadıkça diyorum
-Bak Alpciğim bu konuda Aristo der ki..
-Aristoyu gelince dinlerim ben gidiyorum
-Nereye? Konuşmamız bitmedi ki daha
-Yaşanmışlık sürecinin sonunda edinilmiş kaygılar ve bu kaygılardan doğan veriler ışığında duygusal kaynaklı düşünce ve davranışları bir yana atıp tamamen realist ve akılcı davranarak birlikteliğimizin devam edebilirliğini sorgulama bağlamında ’acaba birbirimize uygun muyuz? ’ sorusuna felsefik açıdan cevap aramaya.Dönmezsem beni bekleme gerçeğe ulaşmışım demektir..
-Alp dur gitme Alp.İbn-i Sina ’’eşini evde yalnız bırakan bizden değildir’’ der.
Farabi ’’olmaya devlet cihanda bir gıdım aşk gibi’’ demiştir.Buruni de ’’sen seni bil sen seni koyup gitme eşini’’ sözüyle bu duruma vurgu yapmıştır.Duydun mu Aaalp?
-İyi ya işte Aristo’ya sarılır yatarsın sende..