- 2909 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
GÖZBEBEĞİM
Gözbebeğim;
Sana yazdıklarımı bu isim altında arşivliyorum. Bunun sebebi ise seni tanıdıktan sonra hayatımın en anlamlı en önemli ve varlığımın gerçek nedeni olan varlığını gözümün nuru saydığımdan olsa gerektir.
Gene haber alamıyorum senden kaç zamandır.
Bilmem oralarda zaman kavramı nasıl işliyor.
Bildiğin gibi tüm dünya insanları bir kaç gün sonra yeni bir yıla girecekler.
Daha önce de yazmıştım sanırım. Bir başka severim yeni yıl gecelerini ben.
Yeni umutların yeni beklentilerin gerçekleşmesi dilleğinin heyecanıyla dolar yürekler.
Ben de sarar bu heyecan. Neşelenirim. Mutlu olurum bayram çocukları gibi. Bir o kadar da hüzünlenirim.
Neden mi?
Paris’te çok soğuk bir yeni yıl gecesinde sokak kaldırımında kibrit satan küçük yoksul bir Kibritçi Kızın öyküsünü hatırlarım da ondan. Öylesine çok acıtır ki yüreğimi bu hikaye çocukluğumdan bu yana.
Ve yeni yıl gecelerinde çok yüzlü hayatın iki yüzünü birden görürüm aynı anda.
Eli kolu dolu telaşlı neşeli insanlar. Verilen alınan armağanlar. Çok mutlu eder beni. Yazık ki bunların da eski tatları kalmadı artık. İnsanlar inşa ettikleri onca güzellikleri yine kendi elleriyle nasıl da yıkıp parçalıyorlar aptalca acımasızca ve anlaşılmaz bir zalimlikle.
Kar yağdığında çok hoş görüntüsüyle tıpkı kartpostalları andıran oturma odasının tam karşısındaki sevimli küçük kilisenin içi ve dışı ışıl ışıl bir haftadır. Kapıları herkese açık. Çoluk çocuk giren çıkan insanları. Sessizce yapılan ibadetleri balkondan izlerken ruhumun huzura erdiğini hissediyorum.
Cancağızım;
Geleceğini hayal ederek ama daha çok umarak hayatımda ilk kez bazı farklı hazırlıklar yapıyorum şu günlerde. Salonda mini bir köşe hazırladım fiskos masasının çevresinde.
Slow parçalardan oluşan bir kaset yerleştirdim kaset çalara şimdiden. Minik ampuller taktım lambalara. Kokulu mumlar yanmayı bekliyor gecenin gizemini aşıklara yaşatmanın heyecanıyla. Çeşitli mizansenler düşündüm. Onlara uygun giysiler tasarladım. 12 şarkılık CD mi koydum göz önüne. Yakın bir arkadaşımın oğlu eğitim için gittiği Milano’dan Noel tatil için yurda döndü. Bana çok şık ambalajında bir kutu çikolata getirdi.Hiç dokunmadım. O geceye saklıyorum.
Kolalı ütülü bembeyaz çarşaflar yaydım. Bir kez bile kullanılmamış deniz yıldızı motifli üzerleri incilerle bezeli leylak rengi saten bir yorgan çıkardım aynı renk kuş tüyü yastıklarla birlikte. Mor renkte ampuller taktım gece lambalarına. Yan yana duran komodinleri iki tarafa aldım birbirinden ayırarak.
Yatak odamı boşlamıştım. Sevimli oturma odasında uyuyordum hanidir. Bu durum yatak odamın bitişiğindeki duvar komşularıma bilmeden yaptığım güzel bir jest olmuştu aslında O da başka. Çünkü biri 75 diğeri 73 yaşındaki bu çift tam bir aşk tutku ve sevda insanı.
Diz dize oturup kumrular gibi kokalaşarak geçiriyorlar günlerini.
Bu gün bana uğradı ve yeni yıl armağanımı getirdi. Oldukça şık bir masa örtüsü hazırlamış kendi elleriyle bana. O kadar genç gösteriyor ki şaşırırsın iki gözüm.
Bildiğin halde yine de sordum sırf o sözleri duymak için.
“Bu gençliğin güzelliğin bu enerjinin sırrı nedir Allah aşkına!” dedim.
“Kocama yani sevdiğim erkeğe ilk günden daha fazla aşığım” dedi.
Biliyordum zaten. Çünkü bana da soruyorlar bu soruyu sıkça.
İşte böyle canımın içi canım.
Kapıyı çaldığın gün, kim o? dersem ağız alışkanlığıyla eğer, kim o deme. Benim ben.Öyle ben ki baştan başa sen! de bana, olur mu canım sevdicegim..
Özüm;
Koşullar elverdiği ve ömrüm yettiği sürece sana yazmayı sürdüreceğim. Bu hakkımı kimseler elimden alamaz.
Bütün bir ömrü sensiz geçireceğime yalnızca bir günümü senin avuçlarında tamamlamayı hayal eden bir kelebek olup konsam sıcacık avuçlarına..
Ey! Şems’in Mevlana’sı gibi bilinmeyen alemlerin gizemli yolcusu!
Büyütüp yatağımın baş ucuna astığım fotoğrafına baktıkça bir semazenin eteğinde ilahi bir boyuta geçmek için çırpınan bir mecnuna döndüğüm.
Nevruz Ateşinin kızıl alevinde aslı duran gözlerinin engin ufuklarından kirpiklerine süzülen ağıtın imrendiğim hüznünü kendisinden ödünç aldığım. Kutsal bir nurun mucizevi ışıltısında yüreklerimizi kutsayan adam!
Gel! Ne olursan ol. GEL!
YORUMLAR
Karacoglan bir sohbetinde ASK'A ve güzellere dair her şeyi söyledim. Benden sonra gelecek aşıkların ısı zor demiş. Sevgiye ve sevilene dair her şeyi soylemissiniz. Bize de gıptaya okumayı ve tebrik etmeyi birakmissiniz. Ben de oyle yapıyorum ve gözbebeğiniz serisinin haşre kadar devam etmesini diliyorum. Yurekten tebrikler Enfes yurek sesine. Saygımla,
TÜLİN ÖZTUNÇ
Güzel kurulmuş bir yazı.
Anlatım da çok güzel..
Kaleminizi kutluyorum.
TÜLİN ÖZTUNÇ
Esenlikler Dilerim..
SÖYLENECEK BİRŞEY BIRAKMAMIŞSINIZ ZATEN....GERÇEK SEVGİYİ ANLATIRKEN HİSSETTİREBİLEN KALBE SELAMLAR.
TÜLİN ÖZTUNÇ
Sağolun varolun vefalı doost..
Bütün bir ömrü sensiz geçireceğime yalnızca bir günümü senin avuçlarında tamamlamayı hayal eden bir kelebek olup konsam sıcacık avuçlarına..
Ey! Şems’in Mevlana’sı gibi bilinmeyen alemlerin gizemli yolcusu!
Büyütüp yatağımın baş ucuna astığım fotoğrafına baktıkça bir semazenin eteğinde ilahi bir boyuta geçmek için çırpınan bir mecnuna döndüğüm.
Nevruz Ateşinin kızıl alevinde aslı duran gözlerinin engin ufuklarından kirpiklerine süzülen ağıtın imrendiğim hüznünü kendisinden ödünç aldığım. Kutsal bir nurun mucizevi ışıltısında yüreklerimizi kutsayan adam!
Gel ne olursan ol. GEL!
GÜNAYDIN GÖNLÜ GÜZEL DOST İNSAN ;
HARİKA BİR YAZIYDI YİNE..ÇOK ÇOK ANLAMLI OLDUĞU KADAR SEVGİ MESAJI DOLU CÜMLELERDİ..KUTLUYORUM KALEMİN ENGİNLİĞİNİ VE YÜREĞİN HASSASİYETİNİ..SAYGIMLA..
TÜLİN ÖZTUNÇ
Senin de yüreğine ve ömrüne bereket.