- 676 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
OSMANCIK’TA MİMAR SİNAN RUHU
Bu hafta aslında tarihin tekerrür edişinden bahsedecektim. Ancak öyle bir çılgın yazı okudum ki, etkisinden kurtulamayıp yazımın akışını değiştirmek zorunda kaldım.
Çılgın yazı dedim ya yanlış anlaşılmasın. Manşet gazetesi yazar ailesinden Osmancık sevdalısı Sakin Karakaş yazısına “Manşet Farkıyla; Osmancık İçin Çılgın Bir Proje” başlığını koymuş.
Yazıyı satır satır okurken eğer Sayın Karakaş’ı tanımasam yazının çılgınlığına değil, yazanın çılgınlığına hükmedebilirdim. Ancak yazanı tanıdığım için ‘senden de bu beklenirdi’ deyiverdim.
Her ne kadar çılgın projesini Osmancık için düşünüp kaleme alsa da, aslında bu çılgın proje öncelikle Çorum’un genelinde de Türkiye’nin çılgın projesidir bence. Ümit ederim ki, böylesi fikirler yabana atılmaz.
Yazının kale etrafında yapılması düşünülenleri yazarın kendi cümlelerinden okuyalım isterseniz.
“Osmancık kalesinin dört yanından tüneller açılacak. Tüneller orta kısımda birleşecek. Giriş kapıları Koyunbaba köprüsünün kesme taşlarından tarihi ve otantik bir görüntü sunacak.
Güney, kuzey, doğu ve batı girişlerinden itibaren sağlı sollu işyerleri merkeze doğru ilerlediğinde merkezdeki meydanda fıskiyeler sizi karşılayacak. Çarşıya araç girişi yasak olup içerisi tamamen yaya bölgesi olacak. Çarşı içerisindeki esnafın mal ikmali yapabilmesi için akşam saat 19.00 ile sabah saat 07.00 arasında çok küçük tonajlı kamyonetler için giriş verilebilecek.
Çarşı içersindeki işyerleri daha çok turizm amaçlı, yöresel dokumacılar, pirinççiler ve pirinç ürünleri, baharatçılar, yöresel hediyelik eşya satıcıları, fotoğraf sanatçıları, karikatüristler ve müzisyenler vb. işyerlerine tahsis edilecek…”
Yazı böyle uzadıkça tarihten bir yaprak geçiyordu sanki gözüm önünden. Mimar Sinan fethedilen yeni bir şehri mamur etmek için yapılacakları sıralıyor sandım birden.
Sahi tevafuk mu oldu dersiniz. Bu günlerde Mimar Sinan’ın ölümünün 625. Yılı değişik etkinliklerle kutlanmakta. Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün himayelerinde “Mimar Sinan’ı anma etkinlikleri” düzenlenmekte.
Bir Kayserili olarak dünyanın tanıdığı Koca Sinan’ı görmemezlik edemezdim. Yazımı Mimar Sinan’ı yazarak tamamlamak istedim. Kimdir Mimar Sinan denince kısa özgeçmişini verecek olursak:
“Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğdu. Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak İstanbul’a getirildi. Zeki, genç ve dinamik olduğu için seçilenler arasındaydı. Sinan, At Meydanı’ndaki saraya verilen çocuklar içinde mimarlığa özendi, vatanın bağlarında ve bahçelerinde suyolları yapmak, kemerler meydana getirmek istedi. Devrinin mahir ustaları mahiyetinde han, çeşme ve türbe inşaatında çalıştı. 1514’te Çaldıran, 1517’de Mısır seferlerine katıldı. Kanunî Sultan Süleyman zamanında yeniçeri oldu ve 1521’de Belgrad, 1522’de Rodos seferinde bulunarak atlı sekban oldu. 1526’da katıldığı Mohaç Meydan Muharebesinden sonra sırası ile acemi oğlanlar yayabaşılığı, kapı yayabaşılığı ve zenberekçibaşılığa yükseldi. 1532’de Alman, 1534’de Tebriz ve Bağdat seferlerinden dönüşte “Haseki” rütbesi aldı. Bağdat seferinde Van Kalesi Muhasarasında, göl üzerinde nakliyat yapan kalyonlara top yerleştirdi. Korfu, Pulya (1537) ve Moldovya (1538) seferlerine katılan Mimar Sinan, Moldovya (Kara Buğdan) seferinde Prut nehri üzerine onüç günde kurduğu köprü ile Kanunî Sultan Süleyman’ın takdirini kazandı. Aynı sene baş mimarlığa yükseldi.
Mimarbaşı olduktan sonra verdiği üç büyük eser, O’nun sanatının gelişmesini gösteren basamaklar gibidir. Süleymaniye Camii, Mimar Sinan’ın İstanbul’daki en muhteşem eseridir. Mimar Sinan’ın en güzel eseri, seksen yaşında yaptığı Edirne Selimiye Camii’dir. Mimar Sinan bu camiin ustalık eseri olduğunu ve bütün sanatını Selimiye’de gösterdiğini belirtmektedir.
Mimar Sinan aynı zamanda bir şehircilik uzmanıdır. Yapacağı eserin, önce çevresini tanzim ederdi. Yer seçiminde de büyük başarı göstermiş ve eserlerini, çevresine en uygun tarzda yerleştirmiştir.
Bilinen eserleri: 84 camii, 53 mescid, 57 medrese, 7 darülkurra, 22 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa, 5 su yolu kemeri, 8 köprü, 20 kervansaray, 35 saray, 8 mahzen, 48 hamam olmak üzere 364 adettir.”
Koca Mimar Sinan’ı köşemizde anlatabilmek o kadar kolay değil. Sadece yaptıkları eserlerin adını ve yerini yazsak yerimiz kalmaz haklı olarak. En iyisi sözü şiire verip Koca Mimar Sinan’a Allah’tan rahmet dilerken siz değerli okuyucularıma saygılar sunarım.
KOCA MİMAR SİNAN
Kayseri’nin Ağırnas’tan
Devşirilip çıktı yola
İlk rütbe “Acemi oğlan”
Hakkında hayırlı ola
Yavuz Sultan Selim ile
Mısır seferine gitti
Ne eserler görüp öyle
Hepsini tecrübe etti
İlk önce “Yaya başılık”
Sonra “Zemberekçi başı”
Hizmetlerine karşılık
Yükseldi rütbe ve maaşı
“Haseki” oldu zamanla
Millet ününü duyunca
“Ulu” ve “Koca” unvanla
Anıldı yıllar boyunca
Hanlar, hamamlar, köprüler
Peş peşe sıralandılar
Camiler ve minareler
Hep adınla anıldılar
Halep’ten Şam’a uzanan
Eserler bıraktın bize
Bil ki; Koca Mimar Sinan,
Minnettar bu millet size
HALİL MANUŞ