Düşler Coğrafyasında Egzotik Bir Kentsin, Bensin Şulenar
hayrettin taylan
Her şey•*Söylemek mi yoksa yaşamak mı yoksa severek beklemek mi ?
Haykırışların damlalarında yıkanan bir gönül deryası susup akmaz mı sence.
Ya hayalinle gece gündüz kalışının ruhsal kalayları… Ya içsel sohbetlerimdeki sevimli halin.Ya seninle bitmeyen bitmeyenlerimin bitmeyi unutması.Ya gülüşüne metelik attığım anların borsası…Seninle yükselen menkul değerlerim. Trendi triplerinde saklı gizemli eriyişim.
*Ya damarlarımdaki akan asil tutkuların gül kanına , ruh şanına, bizli anlara karışması…
Boş şeylerin bile hoş şeylerin için içinin dolu olması.Varlığının nitel isimlerinde kalakalışım.Ya bütün güzeller, büyük aşklar yerine seni koyduğum sevda adılın.
Bütün bunlar sıradan şeyler mi şule pınarım. Aşk lavlarını yüreğimde çekiver gayrı.
-Yanışın artık yanı başımda mercan gibi , inceliğinin incisi gibi, bütün meyvelerin şirinliği gibi şirinliğinle sevi dimağlarına alışmalıyım Şulenar.
-Sevmenin söylemesiydi bu akışkan cümlelerim. Sevmenin dilsiz romanıydı akan sözcüklerim. Tortullarında sana birikmiş bir gelecek var. Geldim sevmenin en özel, en senli zirvelerle bilesin.
Seninle senli bir ömrün en sıcak atlasında kalmak güzel anlara renk olmaya geldim.Her rengi sende yaşamaya geldim.Kırmızı noktaları seninle renkliliğe eklemeye geldim.Yeşilciği, yeşil gözlerinde yemyeşil yaşamlara seyr-i aşk yapmaya geldim.Sana geldim, özel bir renk olarak….Koca’man bir yürekle…
*A’yazda soğukları güzel demlere taşımaya geldim.
B’ağrı’m kadar yücelmiş sızıların tepesini göremeye geldim.
C’anısı olmuş güncelerin dilinde ömrün kitabı olmaya geldim.
D’üşleri vatan olmuş sevdanın düşünce bağrı olmaya geldim
E’lemi bitmiş, huzuru hücrelerime hicret olmuş güzellikleri yaşamaya geldim.
Çok seçmeli şıklar arasında senin a)şıkından yanmaya geldim.
*Gök mavisi özlemlerim var öyle sonsuz, öyle belirgin,öylece sen gibi yayılan. Yaryüzüme yakın, aşk yüzüme akın eden sevi hislerin var,sisleri ve hüzünleri yok eden.
Gerçek kadar doğrularım birikti. Bütün kopunlarımla senli kopuşu almaya geldim.
-Aşkın bir kopuş olduğunu seninle öğrendim.Sevmek, öğrenmeyi besliyormuş meğer.
Aşk, kendinle olgunlaşmaktır. İçindeki çocuğu sevgiye, hazlara, az yaşanmışlara doyurmaktır. İçinde yaşanmamışlara, yaşanmışlık katarak sevilerini katmerleştirmektir.Yenilenmektir sevgiyle.
Sevgiye pişirdin. Doyumu az bir hayata doyurdun.Sevginin membasından içirdin tutkuları. Benliğimi aşıladın benliğine.Aşk, daha sonra birbirine çok benzemeyi pınar gibi akıtıp aynı anların sularında, serinliğinde mutluca, ustaca yaşama sanatıdır.
Sakili ilerleyişlerinle sakince geldin bakiliğime.Hoş sedalar bıraktın dize başlarımda.Diz dize, dize olmanın imgesel yönünde estik. Aynı boylamların boyunda huylarımızın saati işlendi.Elemlerimizi aynı enlemlerde bıraktık.
*Hayalimin dönencelerinde aynı geceleri eşitledik ekinoks düşlelerle. Düşler coğrafyasında benzer paftalarda eşitlendik aşka.
-Güzel havalara sobelendik.Aynı güzelliklerin oksijeni olup uzayın boşluğuna değil, yüreğin boşluğuna bıraktık hoşluğumuzu.
Senin ilk kezlerini , en uzun geceye saklamış bir yarın gibi durdum.
Aynı sevginin aynasında benzer bakışları taratmak. Aynı bakışı aynaya yansık güncelleme yapmak.Hayata aynı bakmayı taratmak.
Bir geleceğin o’nurlu duruşuyla durulanmak;ama seninle.
Büyümüş, katmerleşmiş, filizlerini huzura, iyilere, güzelliklere, sağlam duruşu, sadıklığa, aynı ömrün içinde kalan duruşa teslim etmiş sevgi teslimiyetin iç mimarıyım.Seninle aynı gönül evinin sonsuz şulesi olmaya,hep ilk gün gibi hep aynı sevgi ışıltısıyla yaşamaya, yaşlanmaya, anları anlara katmaya, kayıtsızlığı senli kayıtlara almaya geldim Şulenar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.