EyvAllah...
Merhaba demeyeceğim bu sefer sana,
Sevmiştim ben. Çok sevmiştim. Aşkıma karşılık sadece seni istiyordum, çok sevmesen de olurdu. Seni hiç bir şey için zorlamadım bu güne kadar. Ben hep dua ettim, hep seni istedim. Olmadı! Varsın olmasın, razı gelirim kaderime ama yapma bana bunu. Kötü davranma. Ulan seviyorum senden bir şey istemiyorum ki. Bir şey beklemiyorum. Seni seviyorsam sana ne!! Sevmiyorsan, sevmek istemiyorsan da tamam ama canımı yakıyorsun. Seni seven insanı üzüyorsun ve sevenin ahı tutar. Mutlu olama. Kimseyle mutlu olma. Sevdiğin insanlar yaksın canını ya da hayır yanmasın canın. İçin acısın. Hıçkırarak ağla bir sefer, benim için. Benim hep yaptığım o şeyi yap, bekle... Beni beklemesen de olur, seni hiç sevmeyecek, özlemeyecek hatta senden hayatının son anına dek nefret edecek birini bekle! Ve gelmesin beklediğin... Ve sevmesin sevdiğin...
Seni kimse benim gibi sevmeyecek demeyeceğim. Kimse benim kadar hasret kalamayacak sana, bu kadar çok beklenmeyecek sin mesela. Bundan sonra seni beklemek ne kelime, sevmeyeceğim. Canımı yakan seni neden bu kadar önemsediğimi inan bende bilmiyorum. Ama artık istemiyorum, gelme. Ne kadar özlesem de seni, ne kadar beklesem de yinede gelme. Ben seni o kadar saf duygularla seviyordum ve bekliyordum ki...
Dilerim Allah’tan, dilediğin hiç bir şey olmasın bu hayatta. Hayır bu çok fazla... Sana EyvAllah desem yaptığın yanına kalır mı acaba? Senin canının yanması en çok beni üzerken, neden canımı yakıyorsun? Neyse cevapların umrumda değil. Bu özleyiş sondu. Bu bekleyiş bitti. Bu tükeniş son buldu. Bu aşk... Aşkın içi buruk, aşk üzgün, aşkın canı yanıyor... Aşkın canını yakıyorsun. Canın yansın! Hoşça kal demiştim değil mi sana?
Hoşça Kalama...
Mutlu Olama...
Ve yaptığın tüm iğrençlikler için, canımı yaktığın için, beni üzdüğün için ve benden nefret ettiğin için;
EyvAllah...
Hilal Özcimbit