- 1092 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
MEKTUPLAR-3
Güneşe bak bu sabah benim için, toprağa, suya, gökyüzüne bak bu sabah, ama sakın ola arkana bakmadan bak. Yarına bak benim için bu sabah. Bitmiş gecelerin ızdırabında veya yaşadığın aşkların içinde değil, yarına yetiştirmek istediklerinle bak bana bu sabah. Yükseklerde uçmam düşmemek için diyenlerden olma dostum…
Olduğun yerde kal o zaman bu sabah, yolcu değil sende yoldan geçenleri izleyen ol. Ne yalan diyecem acıyor içim, aslında sen değil ben acıttıyorum içimi…
Dostum, can dediğim yoldaşım, göründüğüm, gördüğün gibi değilim diyorum. Görünüş sadece giydiğim bir elbisedir ki seninle bu elbiseyi defalarca değiştirebilirim. Bu beden elbisesini buruşturabilir, ütü tutmayan zamanlara taşıyabilirim. Unutma ki can, hayat yolunda yolcular değişebilir, ama yol hep aynı yoldur. İşte ben seninle bu hayat yolunda beraberinde olan bir yoldaş değil, gittiğin yere götürecek yol olmayı diledim. Belki bunda vahim olan, yolcunun yol değil, o yolda yoldaş istemesidir. Oysa yolu olmayan yoldaşa ne edersin dostum. Hani derler ya “En doğru yol, dikensiz yoldur, bakma sen onların bunu söylediğine, diken gülün varlığıdır, dikeni ayaklarında hissetmeden gülün güzelliğini nasıl avuçlarına alabilirsin. Diken, gülü sana fark ettirecek bir acı değil, görmeni sağlayacak, etrafına baktıracak, bastığına acına, etrafındaki güzelliklere daha yakından baktıracak bir duygudur. Senin sorgularından ben, leylam olmayan, gözümde seni leylaya benzettiğim, tüm duygularımın içine katıp, hayal ettiğim gerçeğim diyorsun. Oysa benim kayıtsızlığımdan seni koruyan, özenle örülmüş bir elbise gibi seni kendime hiç giydirmedim. Varlığınıda bir elbise gibi görüp hayallerime, düşlerime sarmadım. Sen gerçeğim, hayallerim ise sana giydirdiğim bir elbiseydi.
Benim içimdeki ‘ben’, dostum, içimde sessizlik içinde otur, sonsuzluğa dek kalacak orada, doyulmaz, erişilmez. Azalmaz, eksilmezsin. Ne söylediklerime inanmanı, nede istediklerimi yapmanı beklerim, çünkü her tebessümünde haddimi aşan şeyler oluyor bende. Sen dostum kendi içindeki sen, senin sesinle güzelsin. Dostum, karanlık evlerinde ışığını kaybetmiş insanlar, sokak lambasının altında bir şeyler arayan zavallılardır ki. Karanlığıma aradığım bir ışık hiç olmadın. Güneşin aydınlığında bir şey görmeyenin, bir sokak lambası altında bir şey bulması mümkün mü? Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir. Sen dikensiz yollarımda yürü diyen şaşkınlara uyma. Yolu olmayan, sadece yolcu olan, yolsuz, amaçsız, hedefsiz, şaşkın birinin gittiği her yol çiyan ve bataklıklarla doludur. Yoldaş olmak sana yetmez, sana yol lazım yolcu…
Bilmelisin ki;gerçek aşık olanlar dikenide çok sever, çünkü yollar hep yürümek bir yerlere varmak için vardır. yolda durup gelen gidenin ayağına çelme takanları, yolda keyif çatanları, yürüdüğü yolu tel örgülerle çevirip kendine zindan etmiş kişilerden değilim. Ben sadece yürümen için bir yolum,o yolda sana yoldaşlık edecek dikenlerim,seni karşılayacak güllerim, hiç konuşmayacak ama seni hep gülümsetecek meyve ağaçlarım var. Sana tat ve lezzeti sunacak bağ ve bahçelerim var. Dostum bu gerçeği hiç unutma ki bazen yürümekle varılmayan ülkeler vardır, fakat o ülkeler içinde yaşayanlar vardır, yürüyenlerin, yol boyunca çıkıpta yürümeyenleri, yürüyenlere bakanlar vardır. Beyaz atlı prensini görmek için ufka bakıp geçmesini bekleyenlerden olma. Aşk pusulandan imanlı sermayeni bul. Doğru yol ise insanların gittiği yol değildir, sahiplerin yoludur. Sadece sana özel seni taşıyacak ve senden gelecekleri ışığın kaynağına vardırmayacak hiçbir yol doğru yol değildir can dostum.
Senin için gündüz olduğu zaman, benim için gece olsa bile, senin sevinip veya tebessüm ettiğin an, vardığın ülkende yaşamaya başladığın an, senin gündüzün, benim geçem olsa bile, her gün geceye, her gece güne gebedir. Ben geceden sonraki günü beklemem, ama sen günden sonraki geceyi de görmelisin. Ben tüm his ve düşüncelerinin sınırında bekleyen bir kaçakçıda olsam, ülkende aydınlığa kavuşturacak nice insanlar bilirim. Nice kitaplar var koynumda. Hırsız, katil, yol kesen değilim. Hepsini yolundan çevirecek bilgi ve yasalar var bende. Senden bir aşk var bende, sana vermesem de, o aşkın güzelliğiyle varlığına inanacak insanlar var ülkende. Böyle olsa da ben yeşil tepelere değerek oynayan öyle vaktinin çiçeklerini, vadiden süzülen mor gölgeleri anlatırken bile, sen bir şiirinde bir adamı söylersin.
Bir adam geldi
Yüreğim sendeledi…
Dün dimdiktim halbuki..
Bir adam geldi
Bir adam…
Gerçek miydi?
Sıradan bir adamı,sıranın en önüne koyan bir yüreğe sahipsin., gülümse diyen bir adamı; çünkü sen ne karanlığımın türkülerini duyabilir, çünkü sen yüreğimin sesini işitensin, sen hiçbir zaman sağırlardan olmadın. Kafanın içinde bir çift göz taşıdığına inanmayan körler, sende ne gördü ki, sağırlarda dilsiz olduğunu söyleyip duruyor. Senden başka kim yıldızlara çarpan kanatlarımı görebilir ki, oturup saatlerce gökyüzündeki tüm yıldızları anlatabileyim.