LEYLAYA MEKTUP
Sevgili Leyla…
Mektubunu alınca çok heyecanlandım.Bulduğum adresin doğru çıkması beni ziyadesiyle sevindirdi.Yollarken içimde bazı şüpheler vardı.Adresini aldığım kişi tereddütlü yazdırınca şansıma deyip yazmıştım.Sonunda seni buldum.Artık iletişimimiz kopmaz inşallah.
Mutlu olduğuna sevindim.Siz orada bir araya geldiğiniz de Lale ablama ve diğer kardeşlerine selam ve sevgilerimi ilet.Tabii ki annene ve babana da.
Çocuklarını görmek isterdim.Sana benziyorlar mı?Bana bir resimlerini gönder.Benden onlara hiç bahsettin mi?Nasıl bahsettin söyle bakalım!
Ben senin çok iyi bir anne olduğuna eminim.Onlara da bana davrandığın gibi davranıyorsan yeter zaten.Ben her şey de olduğu gibi annelik konusunda da nasıl desem ,gelip görsen keşke.Benimle çok rahatlar.Her şeyi konuşup tartışabiliyoruz.Her hayallerini anlatabiliyor,her şey isteyebiliyorlar.Bu konuda eşim çok şikayetçi.Benim çok larç bir anne olduğumu ,o olmazsa beni öldüreceklerini söylüyor.Yani yoracaklarını.Çocuklarımı büyütürken annem ve eşim sürekli döv diye yalvardılar.İnanmıyorsun değil mi ama öyle.Beni çok yumuşak huylu buluyorlar sanırım.Eşimin sürekli söylediği bir laf vardı onları büyütürken:’’Hazır iş işten geçmeden döv,zamanında döv sonra seni takmazlar’’.Ne kadar kaba değil mi?O hep bu fikre inandı.Benim disiplin kuramayan aciz birisi olduğumu düşündü.Evde garip bir denge var belkİ de haklı ama dövme konusunda değil.Disiplin kuramayan biriyim belki de.Çünkü o gelince aniden bütün gün toplanmayan ev toplanıyor.Herkes çabucacık görevini yapıyor.Ben ise bütün gün hadi diyorum kımıldamıyorlar.Sanırım haklı ben bu işte de başarısız oldum.Ama biliyor musun Leyla çocuklar ne diyor.’’Babam gelince geriliyoruz ‘’.Hangisi doğru bilemiyorum.
Çözemediğim o kadar çok şey var ki.Aslında şöyle bana göre sorun yok fakat insanların tutumlarıyla uyuşmayınca ben de arada kalıyorum.Kendi açından ne yaparsan yap ama onlar bu toplumda yaşayacak diyor eşim.Ben sanki bu toplumda yaşamıyorum.Ben olabildiğince özgür bir ruhla az acı çekmedim doğru.Bu dünyada kuralları kıranları yakarlar.Bu bir savaş ne yapalım yani onlarda savaşsınlar.Özgürlük mücadelesi öyle ucuz bir şey değildir.Gülü seven dikenine katlanıp sonunda doya doya gülü koklar.İnsanların uydurduğu bir yığın zırva kurallara uymak zorunda değilim.
Benim içimden geldiği gibi davranmama sorun oluyor çünkü eşim ban hiç benzemiyor.Aslında ben sorun değilim.
Bunu anlaman için sana küçük bir anektot anlatayım.Bir gün eşimle ve çocuklarla bir yere gidiyorduk.Birden önümüze bir kamyonet geldi.Arkası tıka basa muzlarla doluydu.Kamyonetin arkasından giderken bazen hızlanıp yaklaşıyor bazen de uzaklaşıyorduk.Bir an kamyomete çok yaklaştık.Yaklaşırken ben çok heyecanlandım ve ellerimi muzlara uzatır gibi yaptım.Kamyonetin içindeki çocuklar aynadan gördüler ve güldüler.Sonra onları geçtik .Yanlarından geçerken kamyonetin içindeki adamların kahkahlarla güldüğünü görünce eşim çok kızdı.Ne yapıyorsun ,saçma sapan çocukça davranmandan bıktım dedi.Çocuklarla biz de çok güldük,gülmeyen tek kişi o oldu.Ne var bunda anlamıyorum ne garip işler.Ayıpmış…Ne yaptım ki,neresi ayıp?
Evet en çok ayıplardan çekiyorum anlayacağın.Ayıplar yetmezmiş gibi bir de günahlar var.Yanlış anlama canım Tanrının istedikleri değil.En gıcık olduğum insanların uydurdukları günahlar.İnsanları baskı altına alıp hayatı zindan edebilmeleri için uydurdukları günahlar.Emin ol kutsal kitabımızı on cilt etti bu insanlar.
Ne çok yordum seni Leyla çok mu uzatıyorum.Bilirsin ki konuşmayı hiç sevmem.Ben bıraktığın gibiyim.Sevdiklerinin yanında konuşan sevmediklerinin yanında susan.Bu neden böyle bilmiyorum.Sevdiğim insanların yanında çenem açılıyor.Yalnız Leylacım bir farklılık var ki o da artık sevmediklerimle hiç vakit geçirmiyorum.Çocukken az da olsa siyaset ve kibarlık biliyormuşum demek ki.Şimdi hiç kalmadı.Eşime de vaktim yok öleceğim az kaldı sevmediğim insanlara harcayacak vaktim yok deyince çıldırıyor.Siyaseti hiç bilemedim.İlk evlendiğimizde bana senin süzgecin yok mu demişti.Bende şaşırmıştım meğer dilinin ayarı yok mu demekmiş.Kalbime doğan dilimde benim.Bu yanlış belki bilmiyorum artık düşünmek isteniyorum.Kınanmaktan ,eleştirilmekten bıktım.Ben kimsenin hayatına müdahale edilmesini sevmiyorum.Hiç bir şekilde ve hiçbir zaman.Ama herkes beni eleştiriyor.Eleştiriyor da ne oluyor dersen.Hiç bir şey .Kocaman bir hiç.Çok yakınımda olanlar anladı artık.Ne oluyor biliyor musun bol bol üzülüyorum ama bildiğimi okuyorum.Her nefis beğenilmek ister.Ben de belki beğenilmek istiyorum ama onların kurallarıyla yaşayamam ben buyum biraz mutsuz olsam da kendi kanunlarımla kendimi iyi hissediyor ,kendime saygımı kaybetmiyorum.
Leylacığım sen şimdi nasıl denge kuruyorsun anlamadım diyorsundur.Haklısın denge zor tabi.Şöyle bir durum oldu.Evin delisi gibi artık kimse bana dokunmuyor.Hani bir fıkra vardır doktor ne yersen ye dedi hesabı.Bu ülkede özgürlüğünü kazanmak kadar zor bir şey yok .
Laylacığım özgürlük derken en kıymetli şeyimiz o.Biliyor musun ülkeye inene kadar aile içinde bile büyük bir mücadele gerektiriyor.Sen benim gelin olabildiğimi düşünebiliyor musun.?Komik işler bunlar.Kayın validem benimle ne yapacağını şaşırmıştı görünce.Rahat davranışlarım onu şarsmış olmalı.Ama ben hiçbir zaman saygısız bir insan olmadım.Kalp kırmadım,ukalalık etmedim.Ne fark eder ki biraz şeytanlık bilseydim hepsinden evlaydı.Bu anlara göre tabi.Sık sık bana sus biz öyle şeyleri sevmeyiz dedi kadıncağız.Biliyor musun sürekli eleştirilmekten bir ara içime kapandım .Nerdeyse konuş diye yalvaracaklardı.Bu bir müddet sonra geçti.Ben alayınıza dedim ve kendi hayatımı yaşamaya başladım.
Leylacığım bu yaşıma geldim şunu anladım ki özgürlük başkasının sana vereceği bir şey değildir onu kendin kendi ellerinle kazanmalısın.İnsanlar baskı altına alabildikleri insanları hem sevmiyor hem eziyorlar.Ne zaman ki onları takmadan yaşamaya başlıyorsun sana saygıları artıyor.Bazen belki doğru bulmuyorlar yaptıklarını ama senin de bir birey olduğunu ve seni dinlemek zorunda olduklarını buna mecbur olduklarını görüyorlar.Tam bir keçi olmazsan yuları ellerine veriyorsun.Kavga eden insanlara bak.Korkmadan atılan kazanıyor.Biz bu yolda korkmuyoruz değil mi Leylacığım.
Hayat benim,günah benim ,sevap benim hesabı da bana ait.Sen şimdi korkmuşsundur belki.Yok canım savaşa gitmiyorum korkma .Ben bu savaşı çoktan kazandım.Bunlar savaş sonrası tahliller ve zafer çığlıklarım.Ben şimdi çocuklar adına savaşıyorum.Ben onlar benim çocuklarım onları köleleştirme dedikçe eşim onları rahat bırak bari onlar benim diyor.Bu konuda ne yapmalıyım sence.
Leylacığım …
Ne çok kendi sorunlarımla yordum seni.Bir dahaki mektubunda bana taktikler öğretmeni bekliyorum.
Annenin babanın ellerinden öperim.Selam ve sevgilerimi ilet.Erzurumun en güzel gözlü kızı Lale ablamı benim için çok öp.Onu çok sevdiğimi söyle.Diğer kardeşlerinin adlarını unuttum sakın söyleme onlara.Hepsine selam eder hasretle kucaklarım.Sizi seven ve düşünen bu canı unutmayın olur mu?
Selam ve sevgilerimle. NAZLICAN
YORUMLAR
Güzel bir mektup...
Erzurumun en güzel gözlü kızı sözü bana neyi anımsattı bilseniz...
İzmir'in en güzel kızını...
O şimdi İstanbul'da ve mutlu bir evliliği var...
superbaba tarafından 4/13/2013 11:35:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yürükçü
Yürükçü
Tanrının istedikleri değil.En gıcık olduğum insanların uydurdukları günahlar.İnsanları baskı altına alıp hayatı zindan edebilmeleri için uydurdukları günahlar.Emin ol kutsal kitabımızı on cilt etti bu insanlar. SÖZ BİTTİ.... AYAKTA ALKIŞLIYORUM...haaa birde benim eşimin adı leyla dır....saygılar
Yürükçü
Yorumumu yazıp yazıp sildim. Baktım, kendimi Leylânın yerine koyup, onun yerine ben cevaplamışım gibi olmuş.
İnsanın kendisi olması zor, ama olmazsa da olmazdır, işte. Kendin olamıyorsan, hiç olma daha iyi, değil mi?
Selâm ile.
Yürükçü
YAZININ İÇİNDE KENDİMDEN BİR ŞEYLER BULDUM, ELLERİMİ UZATTIM MUZLARA, VE SİZİNLE BİRLİKTE BEN DE GÜLDÜM :)
yazdığınız için teşekkürler,
'' heyy ! bu yazıyı okuyun ! ''
diyorum ...