- 615 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DARENDE KÜLTÜR ENVANTERİ -VI-
DARENDE KÜLTÜR ENVANTERİ -VI-
Dr. Sadık Özen
DARENDE DIŞINDAKİ DARENDELİLER
Darendeliler; gerek kültürleri, gerekse sosyal ve ekonomik durumları itibariyle; sadece Darende’de yaşayanlardan ibaret değillerdir. Türkiye’nin birçok il ve ilçesinde yerleşmiş çok sayıda hemşerimiz vardır. Bunların sayılarının 1 000 000’ un üstünde olduğu söylenmektedir. İyi bir inceleme yapıldığında bu rakamın doğruluğunun teyit edileceği görülmektedir. Hatta bu sayının bile aşılması söz konusu olabilir.
Darendeliler en yoğun olarak Çukurova Bölgesinde yerleşmişlerdir. Sadece Adana’da 200 000’in üstünde Darendeli vardır. Adana Ticaret ve Sanayi Odası’ ın yaptığı istatistiklere göre, Adana ekonomisinin %26’sı Darendeliler’in kontrolü altına girmiştir. Osmaniye, Mersin İlleri ve Tarsus, Ceyhan, Kadirli, Kozan İlçeleri’nde yine hemşerilerimiz yoğun bir şekilde yerleşmiş ve ekonomik olarak da söz sahibi olmuşlardır.
Çukurova’dan sonra en büyük yerleşim yeri İstanbul’dur. İstanbul’un her semtinde, çeşitli iş dallarında çok başarılı olmuş hemşerilerimiz vardır. Ankara’da ise daha çok bürokrat ve memur olmak üzere çok sayıda hemşerimiz bulunmaktadır.. Ticari alanda başarı kazanmış olanların ise sayıları az değildir.
Darendeliler iki büyük nedenle Darende’den göç ederek ülkemizin başka yerleşim merkezlerine yerleşmişlerdir. Bunlardan birincisi daha iyi geçim şartlarına kavuşmak amacıyla yapılan nakillerdir. İkincisi ise Darendeliler’in eğitime verdiği önemin gereği olarak çocuklarına iyi bir tahsil yaptırabilme tutkusu olmuştur. Her iki konuda da Darendeliler büyük başarı sağlamışlar ve bulundukları yerlerin başarışlı ve ünlü insanları arasına girebilmişlerdir. Bu asla küçümsenemeyecek bir durumdur.
Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış olan hemşerilerimiz, dürüst ve azimli çalışmalarıyla her gün biraz daha büyüyerek, yaşadıkları yerlerin en büyükleri arasında yer almış bulunuyor. Kurdukları Holdingler, Anonim Şirketler, Fabrikalar ve İş Merkezleri arasından ünleri ülke sınırlarını aşanlar olmuştur.
Tıp, Hukuk, Mühendislik, Ticari İlimler, Ziraat, Veteriner, Sosyal Bilimler ve İletişim Fakültelerinden mezun olarak çok başarılı hizmetlere imza atam hemşerilerimizin sayıları ise birçok ilin ve büyük ilçelerin çok üstünde bir sayıya ulaşmıştır.
Diş Macunundan mutfak eşyasına, İç giyiminden çoraba, Helva ve Susam Sanayii’ nden mutfak eşyasına, kasetçilikten CD üretimine, Avukatlık hizmetlerine, Sağlık alanında ise üst düzey yöneticilikten Özel Sağlık Hizmetlerime kadar pek çok hizmetler hemşehrilerimiz tarafından üretilmektedir. Bu duruma bakıldığında, ülkemizin her yerinde vatandaşlarımız bir Darendeli’den hizmet aldıklarını söylemek abartılı olmayacaktır.
DARENDELİ DİN BÜYÜKLERİMİZ
Darendeli Din Büyüklerine gelince; Müftü Taha Efendi 104 yaşına kadar yaşamış ve Darende Müftülüğü yapmış, son derecede ağır başlı ve bilgili bir büyüğümüzdü. Aramızda büyük bir yakınlık olmadı. Çünkü o herkese karşı mesafeli dururdu. Ama çocukları ve diğer aile fertleriyle büyük yakınlığımız olmuştur.
Hacı Esat Işık Hoca, sahip olduğu soyadı gibi etrafa ışık saçan ve toplumu aydınlatan bir büyüğümüz olmuştur.
Hacı Esat Işık Hoca, bir din alimiydi. Son derecede ilkeli, doğru sözlü ve dürüst bir insandı. Aramızda büyük bir yakınlık kurulmuştu. Kendisini sık sık ziyaret ederdim. O da benim ziyaretime gelirdi. Aramızda büyük bir dostluk bağı kurulmuştu. Görmeyen gözleri ve işitmeyen kulakları ile Darende’de yaşanan her şeyden haberdar oluşunu, kalp gözünün açık v e keramet ehli oluşuna bağlardım. Tahir Baykal Hocamız onu hiç yalnız bırakmaz ve bütün sorunlarıyla ilgilenirdi. Bütün Darendeliler’in çok sevdiği ve saydığı bir insandı. Düşündüklerini çok açık ve net bir şekilde ortaya koymaktan çekinmezdi. Bu nedenle, kusur işleyenler ondan korkar ve çekinirdi.
Hacı Hulusi Efendi, babamın okul ve askerlik arkadaşıydı. Dolayısıyla çocukluk yıllarımdan itibaren onu babamdan dinlemek ve tanınmak şansına eriştim. Darende’ye gelişimden sonra ise onu çok yakından tanıdım. Büyük bir felsefi görüşün sahibiydi. İlk fırsatta ziyaretlerinde bulunmak isterdim. Büyük sevgisine ve dostluğuna mazhar oldum.
Hayatımda en çok sevdiğim, saydığım ve bağlılık duyduğum insanlardan biri oldu. Onunla ilgili keramet sayılacak hususlara tanık oldum. Çok engin bir kalbi vardı. Darendeli olarak, Darende’nin kültürel hayatına en büyük hizmetlerde bulunan kişi olmuştur. Ben onu, Somuncu Baba kimliğinden çok Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri’nin torunu olarak görür ve sayarım. Çünkü bizler çocukluk yıllarımızdan beri bu değerler içinde büyüdük. Çok küçük yaşlarımda bayramlarını rahmetli babamla birlikte Şeyh Hamd-i Veli Camii’nde kılmaya gider, Nadir Mahallesi’nden Zaviye’ye kadar gidip gelmekten hiç yorgunluk duymazdık.
Hacı Hasan Efendi, benim Darende’de bulunduğum yıllarda Darende’de yaşamaktaydı. Gerek dinsel açıdan, gerekse kişiliği itibariyle Darende’nin yetiştirdiği ender insanlardan biriydi. Çok saygı duyduğum bu büyüğümün de büyük yakınlığına mazhar kaldım. İç temizliği, yüzüne nur olarak yansımıştı. Bana,Darende’de evliya olarak tanınmış, Dedelerim “Külahçı Hoca” ve “Hacı Musa” ile ilgili menkıbeler anlattı. Birlikte olduğumuz İsmail Yeniceli bütün bunların canlı tanığııdır. Bu büyük insanın ermişliğine onunla birlikte tanık olduk..
Hacı Hüseyin Kıhtır Hoca da o dönemin değerli din adamlarındandı. Aile olarak aramızda yakın dostluk vardı. Sık sık ziyaretlerine giderdik. Bahçesindeki meyvelerden bize ikramda bulunmaktan çok mutlu olurdu. Ayrıca aramızda çok eski yıllara dayanan akrabalık ve dostluk ilişkileri vardı. Nur içinde yatsınlar, gerek eşi, gerekse kendisi çok sevdiğimiz insanlardı.
Darende’deki din büyüklerimiz sadece isimleri sayılanlardan ibaret değiller, Şaban Hoca, Mehmet Hanefi Hoca, Müftü Mehmet Efendi, Köşker Hafız, Köşker Bekir, Kaşif Hoca, aile büyüklerimden isimlerini sık duyduğum çok değerli din büyüklerim. Mehmet Hanefi Hoca, Köşker Hafız ve Köşker Bekir akrabalarım. Mehmet Hanefi Hocam ile sağlığında görüşebilme ve sağlıklarıyla ilgilenme fırsatım olmuştur. Balaban’da da Hacı Hafız Efendi de annemin akrabasıdır.Dedem Şaşaman Mehmet İse Bağdat’ta Albülkadir Geylani Hazretleri’ne intisap etmiş ve bir süre yanında kalmıştır. Ceylan derisi üzerine yazılmış icazet belgesi teyzemin oğlunda bulunuyor.
İLAHİYAT FAKÜLTESİ VE YÜKSEK OKULLARIN KAPATILMASI
Şimdi Darende’nin kültürel hayatı için büyük önem taşıyan İlahiyat Fakültesi ve Yüksek Okulların kapatılması meselesine gelelim. Hacı Hulusi Efendi’nin Darende’nin kültürel hayatına yapmış olduğu en büyük hizmetlerden biri, İlahiyat Fakültesi ve Yüksek Okulların açılması hususunda göstermiş olduğu fedakarca çabalarıdır. Ne yazık ki; bu fakülte ve okullar onun vefatından kısa bir süre sonra, birtakım yüzeysel görüşlerle kapatılmışlardır. Hulusi Efendi’nin bin bir emek sarfıyla açılmalarını sağladığı bu kurumlar; maalesef herhangi bir soruşturma dahi açılmadan ve haklarında mahkeme kararı alınmadan kapatılmış bulunmaktadır. Bu muhterem insanın bıraktığı isimden, hizmetlerinden ve sahip olduğu manevi değerlerden nemalananların ne yazık ki hiç sesleri solukları çıkmamış, uğranılan haksızlığı kolayca kabullenmişlerdir.
İlahiyat Fakültesi ve Yüksek Okulların kapatılması, sadece kültürel, eğitim ve öğrenim açılarından değil, sosyal ve ekonomik açılardan da Darende’ ye vurulmuş büyük bir darbedir. Bunun yanında, bu olay Rahmetli Hacı Hulusi Efendi’nin aziz ruhlarını da incitici olmalıdır. Bu tatsız konudan en büyük rahatsızlık duyan kişilerden biri ben, diğeri de akrabam ve yaşıtım Rahmetli Hulusi Kavlak olmuştur. Ben konu hakkındaki görüşlerimi açıklayan yazılarla, Hulusi de yaptığı birtakım girişimlerle elimizden gelen mücadeleyi verdik. Ama ne Darendeli hemşeHrilerimizden, ne de Malatyalı parlamenterlerden destek göremedik. Aradan yıllar geçmesine rağmen ben bunun hala acısını duyarım.
Bu önemli konuya, bu envanterde yer verilmemiş olması, zamanında da bu hususta yeterli duyarlılığın gösterilmediğinin önemli bir kanıtı sayılmalıdır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.