- 653 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Gözlerinin Irmaklarına Sal Beni
Hüzünlerin dolunayları kana doymayan bir gecedir
Yürek ağrısı kül döker şiire, aşk türkülü bir hecedir
Aynalar iki büklüm gösterir bedeni, en zor bilmecedir
Sevda, hiç varılmamış, gizemli bir masallar ülkesidir
Avuçlarından dökülen pınarlara şiirlerimin ruhunu saldım, sen uzun yolculukları sorgularken. Turna bakışlarındaki gülücüklere ve yüreğindeki titremelere adaklar adadım sevgiyle. Ömrümün en yaşanası anlarına taç oldukça, yangınlarına gürül gürül ırmaklarca akarım ben. Sevdam dedim sana, senin için sıradağları aşkıyla dize getirir bu Kerem.
Mağrur bir doğrunun cesaret dallarıyla gerçeğe dönüşür yaşananlar. Damağımızdaki kırık gün batımlarını mahzenlere tıkıp, avuç açarız sevginin zengin sofrasına. Gecelere gözyaşı saklarken biz, gündüzlerin telaşlarında kendi doğrularımızı överiz. Karışık düşler tabağına umut ekerek her öğün, yine de şükürsüz dualarla ellerimizi cebimizde saklarız. Duruşumuz onurludur da, yine de sancımızla dünyanın dertlerini ha bire sallarız.
Her gün yenilenen yaşam sahnesinde umut süreriz yüreğimizin haylaz mimiklerine. Açık denizlerin en yaşanası uzantılarında barakalar kurup, kendi köleliğimizin efendisi olmaktır en büyük düşümüz. Pembe rüyalara karnımız tok olsa da, umudumuzun rengi çoktur. Özlemin dallarıyla yıldız çırparız, sonsuz bir yaşanılırlığın sözlerini gönül ağlarımızla dingin sulara yüreklice serperiz.
Sevgiyle karılmış bu yaşam küresinde, kimi düşüp, kimi kalkarız anlamsız tıkırtılara kulak kabartarak. Işıklar saçarak yürüdüğümüz karanlık sokaklarda, yüreğimizin çerçevesinde unutulmuş notlar ararız. Kaçınılmaz hüzün yağmurlarında aşkın kundağına ölümsüzlüğü beler, alnımızdaki kader çizgileriyle yitik çocukluğumuzu özleriz.
Biliriz ki, kanatlarımızın üzerindedir yine de gökyüzü. Aşkın tel tel olmuş saçlarında kaygılı bir yel eser ve mızraba düşer sızı. Yüreğimizin karabasanları çözer düğmelerimizi geceleri. Çözüldükçe bir deniz boşalır içimizden, arınır korku, kocaman gözlerimizde sevginin çiçekleri açar ve kendi çözümsüzlüğümüzün mırıltılarıyla zirvelerde fırtınalarımızı dinleriz.
Venüs diz çökmüş önünde ve sivri tırnaklarıyla dolaşmakta okşanası bedenini. İbrişim telli düğmelerini çözerek yosunlara yatırdı seni. Avuçlarında biriktirdiği en yaşanası günlerle coşkulu nehirlere bıraktı senin için yazılmış tüm şiirleri. İstedikçe seni, baygın gülüşlerine sevincin taç yapraklarını sürdü. Kan renkli bir kadehe doldurdu duyguyu, gözyaşlarını içine boşalttı ve suskun hallerine umut oldu.
Dağıt beyazın mora düşkünlüğünü, sız içime ırmakça. Sensiz yaşanmışlığın Ummanlarını çaresizliğime göm. Çöl fırtınalarım ol arada bir, yankı gibi uzan şiirlerime. Sesin olsun ruhumda, yürüsün gül tuzaklarında, kilitlensin zaman, içimde ağırlığı büyüsün aşkın. Akrep çaresizliğimizin kuyruk boğumlarında kertemizde asla hüzün olmasın, örümcek yalnızlığımızın ağlarında gözyaşlarımız denizleri hiçbir zaman doldurmasın.
Yüzlerce gecenin kara düşünüşleriyle sultanım ol ve düşür gülüşünü düşüme. Titrek alevlerin rüzgâra direnişiyle yüreğindeki yaraları gösterme gülüşüme. Aç sevginin pencerelerini, koy ellerini sevda yaralarıyla delik deşik olmuş göğsüme. Sesinin tınısıyla yuvarlanayım bu durmaksızın çoğalan insan harmanında. Yükle omzuma iç çekişlerini, istifle gönlüme sensiz her gece habersiz ölüşlerimi.
Gül gözlerime kadınca, seninle ışıkları sönük bir kentin ışıltılı aydınlığı olalım. Hiç duyulmamış şarkıların sessizliğine ilham olalım. Kör bıçaklarla doğranmış yüreklere derman olalım, beşikteki bebeye ninni, savaş alanlarındaki ağıtların bitmesi için ferman olalım. Bu liman meyhanesinde mey olalım hoyrat acılara, onlarca bahar olalım takvimlerde. Dudaklarımızdaki sevgi doygunluğuyla benzersiz menekşeler ekelim kavimlere.
Kapat gözlerini şimdi, yalnızlıklar aşinalığını terk etsin yüreğinden. Yokluğun olmasın kapımda, unutuluş türküleri çalmasın sazında. Yar ol dudaklarımdaki asırlar süren bekleyişe. Bileklerimdeki sensizlik dövmelerini çıkart sevgili gibi öpüşlerinle. Söndür yangınlarımı yüreğinin denizlerinde, al götür beni hiç duyulmamış, hiç söylenmemiş masallar ülkesine.
Selahattin YETGİN