- 793 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
AKİL İNSAN, SAKİL İNSAN GERÇEĞİ
AKİL İNSAN, SAKİL İNSAN GERÇEĞİ
Dr. Sadık Özen
Son günlerde ülke gündeminde en çok yer alan “Akil İnsan” ve bunun karşıtı gibi görünen “Sakil İnsan” konusuna açıklık getirmek istiyorum.
Öncelikle; konunun iyi anlaşılabilmesi için bu deyimlerin sözlük anlamlarının ne olduğunu gözden geçirelim.
İlk olarak “Akıllı İnsan” ile “Akil İnsan”ın aynı şeyler olmadığını vurgulamalıyım.
Deneyimi, bilgisi, yaşı itibariyle sözlerine itibar edilen, çevresinde sayılıp sevilen; aklı başında, aklı selim sahibi, arif, basiretli, zeki, mantıklı, sağduyulu, sağ görülü insanlar için “Akil Adam” deyimi kullanılır. Bunlar, bireysel ve toplumsal sorunlara çözüm için bilgilerine başvurulan, “Kamil İnsan” olarak nitelendirilen ve sözlerine güvenilen karizmatik bir kişiliğe sahip olan insanlardır.
Bu tür insanlar tarih boyunca var olmuşlar; görüşlerine başvurulmuş ve itibar edilmiş, sözleri dinlenmiş ve önerileri dikkate alınmıştır. İyinin kotüden, güzelin çirkinden ayrılmasına katkıda bulunmuşlardır. .
Bu insanlar, yaşam biçimleriyle, doğanın varlığı ve önemi, insanların toplumsal yaşamları ve evrimi, insanlığın geçmişi ve geleceği hakkındaki felsefi görüşleri, olaylara mantıksal bakış açıları ve yaklaşımları ile toplumda son derecede üretken ve yararlı olmuşlardır.
Hatta; idrakleri, görgüleri, önsezileri, ileri ve derin görüşlülük gibi nitelikleri ve isabetli kararlarıyla, toplum tarafından “Hikmet Sahibi” ve “Bilge İnsan” olarak kabul edilmişlerdir.
Değerli görüş ve söylemleri nasihat olarak algılanır, sözleri dinlenir ve önerileri yerine getirilir. Bu insanlar; kişisel çıkar beklentilerinden kendilerini tamamen arındırmış olup, kendi çıkarları için değil toplumun yararlarını ön planda tutan bir yapı kazanmışlardır. Onları “Akil Adam”, “Hikmet Sahibi” ve “Bilge” yapan işte bu nitelikleridir. Bu nedenle toplumsal değerleri büyüktür ve asla tartışma konusu edilemezler. .
Yapılan bu açıklamaların ışığında, toplumumuzda sözü edilen “Aki İnsan” sayısının çok da fazla olmadığı kendiliğinden anlaşılacaktır. Sayılan bu niteliklere en çok uygun olan Türk Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Yaşamları, eylemleri. söylemleri ve eserleri itibariyle; dünyadaki gelmiş geçmiş insanlar arasında gerçek iki Akil Adamın olduğunu düşünüyorum. Bunlar, İslamiyet Dini’nin Lideri “Hazreti Muhammet Efendimiz” ile Cumhuriyetimizin kurucusu “Atatürk” tür. Zira yaptıklarıyla sadece kendi ülke ve halklarını değil tüm insanlığa yaraşır hizmetler ifa etmişlerdir.
Verdiğim bu iki isim zirvede yer alanlardır. Tabii ki onlardan sonra gerek ülke içinde, gerekse ülke dışında başka Akil Adamlar da yetişmişlerdir.
* * *
Türk Dil Kurumu tarafından çıkarılmış olan sözlüğe göre: “Sakil” sözcüğü, sıfat olarak; ağır, eskimiş, sıkıntı veren, çirkin, kaba ve uyumsuz anlamındadır. Anlaşılacağı üzere bu niteliklerin, insandan çok eşyaları için kullanılmaları söz konusudur. Örneğin sakil bir koltuk, sakil bir kıyafet gibi.
Diğer taraftan, insanların kendilerinden çok, yaptıkları hatalı işleri, uygulama ve eylemleri ifade edebilmek için söylenirler.
Bu açıklamalardan sonra şimdi asıl konumuza dönelim. Son günlerin gündemini işgal eden “Akil İnsan” tayini, sakil denilebilecek gerçek dışı bir uygulama olmuştur. Toplumda bu denli büyük tartışmalar yaratılmış olmasının nedeni budur.
Zira Akil insanlar, şu veya bu kişi ya da kişilerce seçilemez ve atanamazlar. Akil İnsan olmak toplumsal bir yargıyı gerektirir. Seçilmeleri de ancak yapılan kamuoyu yoklamaları ile gerçekleştirilebilir. Bunlar kendilerini yetiştirmiş, her. türlü bireysel sorunlarını yenmiş, kendilerini düşünmekten çok toplumları düşünen bilge kişilikler kazanmışlardır. Halk deyimiyle; “Unlarını eleyip, eleği duvara asmışlardır.”
Ünlü ve başarılı ses, sahne ve tiyatro sanatçıları, ya da iş adamı, politikacı, gazeteci, zengin, mevki ve makam sahibi olmakla Akil Adam olunmaz. Bunlar insanların kişisel çalışmaları, hırs ve ihtiraslarıyla elde ettiklerdir. İnsanların çok alkış almaları ve beğenilmeleri de Akil Adam olmaları için yeterli değildir.
Akil Adamlar, köşelerinde sessizce otururlarken bile, toplum için büyük değer taşırlar ve olağanüstü durumlarda ne söyleyecekleri büyük bir merak ve istekle beklenir. Söyledikleri tek cümle hem sorunlara çözüm getirebilir, hem de geleceğe ışık tutabilir. Akil Adam kavramı işte budur.
Kendi alanlarında başarılı olan bazı insanlar, kendilerinden siyasi destek sağlamak amacıyla ve bir çeşit propaganda aracı olarak kullanılmak istenmişlerdir. Bu durum ülkeye bir yarar sağlamadığı gibi, tayin edilen bu insanların tartışmaların içine çekilmesine neden olmuş, konumlarını sarsmış ve onlara zarar vermiştir.
“Akil” yerine “Sakil” yakıştırması yapılan, aralarında çok değerli insanların yer aldığı, ülke çapında ün kazanmış, belli yerlere gelmiş, aralarında büyük yeteneklerin bulunduğu bu topluluğun düşürüldüğü duruma üzülmekteyim.
Keşke bu konuda daha isabetli bir seçim yapılabilmiş olsaydı. Hem bu kadar çok sayıda insan seçilip, gruplara ayrılarak başlarına da birer politikacı verilmemiş olsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
Öyle insanlar seçilmeliydi ki; ülkeyi bir baştan bir başa gezmelerine, meydanlarda nutuk atmadan, birebir ilişkilerde bulunmalarına gerek kalmadan, oturdukları yerden, ileri sürecekleri fikir ve bulunacakları önerilerle halkımızın tümünü etkileyebilir ve ülkemizde huzur ve sükunun sağlanmasına katkıda bulunabilirlerdi.
Eğer bu konuda bir anket yapılmış olsaydı ben kendi adıma, Sayın Sabih Kanadoğlu, Sayın Yekta Güngör Özden, Sayın Süleyman Demirel, Sayın Ahmet Necdet Sezer ve Sayın İlker Başbuğ ile bazı Emekli Büyükelçilerimizi önerirdim. Ve bu insanların, bütün kişisel ve politik düşüncelerinden sıyrılarak, ülkemiz için en isabetli çözüm yollarını göstereceklerine kesinlikle inanırdım.
Saygılarımla….
10 Nisan 2013 / Antalya
YORUMLAR
Akil insan hakındaki düşünçelerinize katılıyor ve ne yazıkki gerçek akil insanlar medyadan uzak oldukları için bilinmemekteler. fakat ismen bahsettiğiniz isimler ne yazıkki yılarca kör akil oyunu oynadılar yada önlendiler.
saygılarımla.
sadikozen
beycan gökbulut
Akil insanların yada ülke menfatlarını düşünen lider vasvı olanlar halkın içine inmeli halkın çoğunluğu konferas salonlaeına gitme imkanı yok . ve mahale konferas salaonları açılmalı ançak o zaman halk akil ve sakil insanları tanıya bilir medyatık insanlar her ne kadar ön pılanda olsalar yaşayış biçimleri itibarı ile fikirleri pek itibar görmüyor olabiliyor bu doğru olsa bile
kusur oldu ise af ola.
saygı ve selamlar
süleyman Demirel bugünün temelini dün attığı için benim listemde o olmazdı ama diğer isimlerinizde ortağınız olurdum...selam ve saygımla