- 2405 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Bugün Kendimi Mutlu Hissediyorum
Bazen içimde nedenini bilmediğim bir sıkıntı olur. Sanki tamamlanmamış bir iş var gibi. Düşünür dururum ama nedenini bulamam. Bu benim yaşam biçimim olur zaman zaman. Ama bugün öyle değilim...
Bugün içimde bir sıcaklık var. Bir mutluluk, bir sevgi hissi... Tam olarak nasıl tanımlanır bilemiyorum ama öyle bir his var içimde. Şunu iyi biliyorum ki bazen olmayacak basit nedenlerle sinirlenip kişiliğini kısa süre için de olsa kaybedebilen ben yine çok basit, bazılarına göre anlamsız nedenlerle kendimi çok mutlu hissedebiliyorum. Bugün de öyle.
Ama nedenini biliyorum... O sevimli kız...
Bir komşum İsviçre’de yaşayan evli ve bir çocuk babası oğlunu ziyarete gitmişti. Oğlu omurgasındaki bir rahatsızlıktan ameliyat olmuş. İsviçre dönüşü kendisine bir geçmiş olsun ziyaretine gittiğimizde bana
"İstediğin fotoğrafları getirdim" dedi.
Bir şey anlamamıştım ve şaşkınlıkla sormuştum;
"Hangi fotoğraflar?"
"Heidi’nin evinde çekilen fotoğraflar" diye yanıtladı komşum.
Dalgınlığıma verin lütfen. Mutlaka istemişimdir onlardan böyle bir şey İsviçre’ye gideceklerini duyunca. Çünkü İsviçre deyince her zaman o dağları ve sonra da o dağların kızı Heidi’yi; kötülük nedir bilmeyen, çevresine sevgi tohumları aşılayan o sevimli kızı anımsarım hep...
Çocukluğumun geçtiği 1960’lı yıllarda "Resimli Bilgi" adında ansiklopedik bir dergide "Dağların Kızı Heidi" adıyla çizgi roman şeklinde yayınlanınca tanımıştım bu küçük kızı ilk defa. Resimli romanları okumak tabi ki sayfalar dolusu resimsiz yazılardan oluşan romanları okumaktan çok daha kolay gelirdi bize. Hele de haftada bir yalnızca bir veya iki sayfa yayınlanıyorsa. O zamanlar zaten yeşil ile mavinin tüm tonlarının iç içe olduğu Giresun’un olağanüstü doğasında yaşadığım için olayın geçtiği doğal alanların pek de ilgimi çektiği söylenemezdi.
Üniversite yıllarım olan 1970’li yıllarda siyah beyaz TV’de çizgi film olarak yayınlandı o sevimli kızın öyküsü. Bu defa daha bir ilgiyle izlemiştim. Siyah beyaz bile olsa çizgi filmlerin tüm güzelliği yanında Heidi’nin ruh güzelliğini de izlemiştim. Büyük bir hayranlıkla izlemiştim doğanın güzelliği yanında Heidi’nin tüm kötülüklerden uzak, sevgi dolu küçücük yüreğinin güzelliğini.
Evlenip çoluk çocuğa karışacağım günleri düşündükçe her nedense hep kız çocuk hayal ederdim. Heidi ve Polyanna gibi sevgi sembolü olmuş kızları hep olacağını düşündüğüm kendi kızıma örnek alırdım.
Evlendim, çoluk çocuğa karıştım. Ancak hep oğlum oldu. Kızım olmadı.
Olmadı ama içimdeki şefkat boşluğu asla kapanmadı. Kızım olmadı değil, artık tüm kızlar benim kızlarım. İsviçre’de çekilen o fotolar eski tatlı anılarımı tazeledi.
Bunun yanında bugün gittiğim bir markette kitap reyonunu dolaştığımda Heidi’nin de romanını gördüm ve aldım. Okudukça içimde bir mutluluk rüzgarı esiyor.
Kitabın üzerinde tüm saflığıyla kızımın resmi var.
Sevgi saçıyor çevresindeki insanlara, hayvanlara, dağlara, ovalara...
Ve benim sevgi pınarına dönüşmüş yüreğime....
Okudukça....
Kadir Tozlu
22.07.2003
YORUMLAR
efendim çok güzel anlatmışsınız heidiyi okumak veya izlemek kısmet olmadı bana sizin yazınızda okudum ve heidi hakkında bilgide edinmiş oldum sayenizde kutlarım güzel ve değerli kaleminizi saygılarımla selamlar
superbaba
Veya bulursanız çizgi film DVD'sini izleyin derim.
Değerli yorumunuz için teşekkürler.
superbaba
Güzel dilekleriniz size de gelsin.
Biliyor musun..Kadir bey eskiye ait bir şey elimize geçtiğinde hep aynı duyguları hissediyoruz..bir mutluluk dalgası yayılıyor her yanımıza..bende zaman zaman aynı mutluluk duygularını hissediyorum..yüreğimizin bir köşesinde kilitlenmiş sanki mutlu anlar...en küçük bir etki ile ortaya çıkıyor..Demek mutluluklarda hafızaya kayıt ediliyor...
Geçen gün çok eski bir kitabım arasında minicik bir kurumuş mine çiçeği buldum..Onu mutlaka ben koydum o kitabın arasına..zamanını hatırlamadım ama çok mutlu oldum...
Özellikle çocukluğumda okudum dünya klasikleri elime geçtiğimde..eski yani çocukluğumu yaşadığım evin üst kattaki odası aklıma gelir...penceren uzandığımda dut koparır yerdim ve büyük bir mutlulukla kitabımı okurdum..ne kadar çok büyük mutluluk yaşardım o anlarda...mesela heidi elime geçtiğinde ya da bir tezgahta gözüme değdiğinde çok büyük mutluluk hissederim...yani elimi uzatsam o mutluluğa dokunacak gibi hissederim bir an...
Çocuk kitaplarını yani çocuk klasiklerini okumayan çocukların,ileriki yaşantısında mutlu olmayacaklarını bir yazıda okumuştum...
Çünkü biz,o kitaplardan iyi insan olmayı,mutlu olmayı,kısaca insan olmayı eğlenceli bir şekilde öğrendik...
Balonlarda gezdik,dünya yı öğrendik...aya yolculuk yaptık,uzayı öğrendik..denizin içindeki mağaraları öğrendik...Kininin ateş düşürdüğünü öğrendik..ve daha bir çok şeyler....
Çok uzattım..saygılar...
superbaba
Mutluluğunuzu anlatan bu güzel duyguları mı?
istediğiniz kadar uzatabilirsiniz.
Mutlu olmak, mutluluğu paylaşmak herkesin hakkı değil midir.
Bu içten yorumunuzu etkili yorum seçiyorum...
Çok teşekkür ederim...
superbaba
Umarım kalıcı bir iz bırakmamıştır.
Değerli yorumunuz için teşekkürler.
superbaba
Bu yazının devamı da gelecek.
Üstelik bir de video ekledim şimdi. Bir bak istersen.