- 697 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
dün..bugün...ve yarın....sene 2021...
sana bu mektubumu sahil kenarında martıların sesi eşliğinde yazıyorum...güneşin batmasına 1 saat var ve ben hep yaptığım gibi günümü yine seninle dolduruyor , yine seninle kapatıyorum..mektubumu şişeye koyup atmayacağım bu kez ,bizzat getiririm belki kimbilir? belki geçen seneki gibi beni yolcu ettikten sonra açıp okursun yazdıklarımı ben sensiz ve sessiz karanlıklarda yol alırken...
her sene olduğu gibi güllerin ve mektubun yine şahane bir şekilde ulaştılar bana..yine hızır gibi yetiştiler yokluğunda......beklediğim gibi...gelmeyeceğinden korkarak belkide gelemeyeceğinden, gönderemeyeceğinden korkarak ama yinede sabırsızlıkla bekledim hep...biliyormusun...biran önce sene dolsun ve bitsin istiyorum, akreple yelkovanın son derece büyük bir hızla dönmesini ve tüm zamanın geçmesini istiyorum güllerime kavuşabilmek için....yoksa ömür hızla geçmiş bir önemi yok ..
aylar önce aradın ya bir kez...sesini duydum ya...hala kulaklarımda çınlıyor sesin....nefesin halen boynumda geziniyor sanki...içimi ürpertiyorsun..nasıl bir tutku nasıl bir özlemsin ki sen?? bunca yıl çıkmadın ne düşlerimden, ne beynimden, ne yüreğimden.....iyiki varsın..iyiki kahramanımsın...
geçen sene buluştuğumuz ve bitmesini hiç istemediğim o gün...hani yolcu etmiştin ya beni aştide....hani sanki son kez sarılıyormuşuz gibi sarılmış ve kenetlenmiştik ya birbirimize...en güzel sevdaya,en güzel ayrılığa ve özleme tanıklık ediyorlardı ya hani diğer yolcular..onlar bize imrenirken biz ne ahlar çekiyorduk ya içimizden hani....ah kahramanımm ...ne zor geçti o yolculuk bir bilsen...bir yanım sen doluyken, diğer yanım senden uzaklara yol alıyorsu yine...ama ne kadar yollar olsada aramızda,ayrılıklar olsada biz yine beraberdik hep..aslolan bu değilmiydi...birçok insanın saçma bulduğu şeyleri, biz gerçeğe dönüştürmedik mi?yaşamadıkmı en derinden...imkansız sevdamız gibi..
Yıllar geçti...biz geçmedik birbirimizden...ben senin hep mutlu olmanı ,ne olursa olsun mutlu olmanı diledim ....hep bunun için dua ettim...hep bunun için yalvardım allahıma...sevgi bu değilmidir...sevdiğinin mutluluğunu ve huzurunu kendinden önce düşünmek değilmidir?ben seni hep düşündüm inan...
Çocukların nasıl.....oğlan hala ağırbaşlı ama son derece zeki...babası gibi:). peki ya kız ?? O hala muzur mu eskisi gibi...nasip olursa resimlerini gönderirmisin bana gelecek yıl ki mektubunda..?senden olan parçaları , senden olan o dünya güzeli varlıkları görmek istiyorum.müsade edersen tabi...ah bu kız çocukları hep mi böyle olurlar..hiç yabancı gelmiyor bana muzurlukları.. kendimden mi biliyorum yoksa..?..bir zamanlar bende öyle değilmiydim...senin muzurun değilmiydim...30 yaşıma bile yaklaşırken yine sana muzurluklar yapmazmıydım çocuklar gibi...ve sen...en güzel içtenliğinle karşılamazmıydın çocukluklarımı?eşlik etmezmiydin bana...
dedin ya hani kızıma baktıkça seni görebiliyorum diye...iyiki çocukluğumu yaşamışım sende..iyiki çocuk yüreğim hep coşmuş seninle..baktığın her yerde, baktığın bir yüzde beni görebilmen ne güzel yarim...nasıl hoşuma gitti biliyormusun anlatması zor...
oğlun nasıl oldu?daha iyimi...ufak bir rahatsızlık gerçirdi demişsin mektubunda..umarım daha iyidir...Rabbime hep dua ettim onun için...sana we ailene hep dua ettim...sen azıcık üzülsen ben yanarım, sen azıcık üzülsen ben yüreğimden kanarım biliyorsun...
yıllar önce iyiki bu mektup ve gül olayını çıkartmışsın...öyle sabırsızlıkla bekliyorum ki bir yılın geçmesini...uyusam diyorum bir yıl uyusam ve güllerimin geleceği gün uyansam diyorum...ama sonra yookk olmaz diyorum..uyursam kim anlatacak sevdamızı, kim hüzünlendirecek martıları bile...yok olmaz..uyumak olmaz..ben hep seni yaşamalı, seni anlatmalıyım...uyumak senin için yazılacak kaç satırın eksik kalması demektir bilirmisin?
beni sorarsan daha iyi sayılırım.geçen gün doktora gitmek zorunda kaldım..ama gayet iyiyim..soğuk algınlığı işte..önemli birşey yok...zaten yaş ilerledikçe iyice hasta oluor insan...ama merak etme sen..kendime iyi bakıyorum...zaten söz verdiğim gibi yemeklerime yıllardır hala büyük bir özen gösteriyorum....ama yinede biraz halsiz hissediyorum kendimi nicedir...biraz yorgun gibiyim...deniz havası iyi geliyor bir yandan..diğer yandan akşamları dolaşırsam hemen etkileniyorum rüzgarlardan...ne olursa olsun hayattayım, hayattasın,çok şükür yaşadığını biliyor ve bunun için şükrediyorum rabbime...
en büyük korkum mektubun ve gülünün gelmediği zamandır...çünkü o zaman biliyor olacağım neden gönderemediğini...kimbilir belkide sen ulaştığını düşündüğün mektuplarının gelmediğini, bana ulaşamadığını öğreneceksin ansızın..işte bu yüzden bugünlerimize binlerce şükürler olsun....postacı çocuk sağolsun hikayemizi biliyor ve inanırmısın o bile büyük bir heyecanla getiriyor bana mektubumu...."beyazgül hanım, beyazgül hanım " diye heyecanla bir seslenişi var kapıdan , duyman lazım...
senden öğrendiklerimle devam ettim hep yoluma, senden öğrendiklerimle söz verdiğim gibi yaşadım hep...ama seni hep özleyerek...hasretimi dindirmiyor ne yazılanlar ne söylenenler...ve hiç dinmeyecek....
sen yıllarca hep en derinden özlenen ve beklenen sevgili.....
sen yıllarca hep dökülen yüreğimden...
sen en büyük yarım kalmışlığım
acısıda sevgiside hiç çıkmayan içimden...
ben kıyı oldum sen dalga..martılar uçuşuyor yine üzerimde..
nasıl ki dalga vurur gider ya hep kıyıya,kavuşamazlar ya hiç
bizde öyleyiz evet...
martılalrın selamı var sana...
bu kez P.S demeyeceğim....
çünkü SENİ TAA YÜREĞİMDEN ,CANEWİMDEN,DELİCESİNE ÖZLEDİMM..
biliyorsun..
22/03/2008
BEYAZGÜLÜN