- 1041 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
Kristal
Öyküsü olmayan yağmurlarla yoğruluyor tüm şehirler, ben içimden içini geçiriyorum,
Toprak kuru üzüm kokusuyla deliriyor, pamuk dolduruyor uyku tüccarları yaşama
Elleri kanıyor dalların ve kökleri tuz kokuyor kaldırımların
yine de ekmeğe müptela öpüşüyor şiirler
İçinde okuyanı olmayan bir kıtadan düşüyoruz kurak dudakların çatlaklarından sızarak
Atlıkarıncalar hala beyaz boynunda ve avuçların bir kekik dalının baharı kadar sıcak
Tomurcuklarını kaybetmiş çocukların gözyaşı damlasının içinde buluyoruz öykümüzü, ıslanmışız
Okumaya kavuşuyoruz yani Asya’ya
Sen bana içindeki boşluğu anlatıyorsun
ben smokin giymiş duvarları,fısıldaşan bir ormanı kaybediyoruz ömrümüzde ki bahçede
o lunaparkın yerinde öldüm minderleri nefes alıyor
biz ise susmaya süslenmiş bir sevişmenin yumurtalarından çıkacak
güvercin yavrularını bekliyoruz çeviremediğimiz o sayfada
Akil bir korkuyla bağdaş kurmuş evimizdeki koridor,balkon yeni bir oda olmuş gökyüzüne
arızalı bir asansörde yüzyıllar önce unutulmuş şarap şişesini buluyorum ki
o bekleyiş değerli kılıyor İçimizdeki sarhoşluğu
Yedi gün süre veriyor Tanrı sekizinci günde bitmeli diyor bu köprü,oysa ki biz ıslanmışız
öykümüzü buluyoruz tüm meleklerden habersiz,hüzünlü
sarılmaya tutuşuyoruz yani sığınmaya,
sevgi sözcüklerinin hiç söylenmediği yağlı boya tablolarına uzanıyoruz,
muson yağmurları karşılıyor bizi, birlikte bir şiir yazmaya başlıyoruz kristal sesli
İçim için
için dışarısı ve içerisi sekizinci günün içinde, yedi günü yitirmiş ellerimiz bizim için
İçin içim
içim köprünün altı ve üstü içinde, sekizinci gün Tanrı tebessüm ediyor yüzünde bizim için
…
.
Kristal Yazısına Yorum Yap
"Kristal" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.