- 1067 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ACABA..?
Acaba..?
Bu bende ki pazartesi sendromu mu..?
Sanmam gerçi de..:)))
Dıştan bakıldığında...
Kimine göre hazır cevabım, kimine göre laf ebeliğine soyunmuşluğum, hatta demagoji yapıyormuş gibi bir izlenim yaratmışlığım da vardır... Arada aldığım duyumlara göre de giyim tarzım, hayata bakış açım ve kalitemden dolayı (içimin güzelliklerinde bihaber olanların söylediği) burnu havada deyimine maruz kalmama rağmen suskunluğumu korumuşluğum da vardır... Her ne kadar böyle görülüp, algılanmış olsamda.
Bence; çoğu kez zoru başarmayı sevdiğimden dolayıdır, hemen pes edip havluyu yere atmayışım ve inadına düz duvarlara tırmanışım... Hakkımda böyle düşünülmesine rağmen, hiç kimsenin kusursuz ve 4.4 lük olmadığını biliyorum. Ayrıca bu düşünceyi taşıyanlar için kendimi paralama ihtiyacı hissetmemem gerektiğinin de bilincindeyim... Zaman her şeyin göstergesidir, bugün neyin ne olduğunu göremeyenler bir gün elbette anlayacaklardır gerçekleri... Kimine göre ipe sapa gelmeyen kimine göre de çılgınca gelebilecek hayallerim var benim. "Tut tutabilirsen" ve "delisin sen" dedirtebilecek kadar...
Genelde oturaklı, yerine göre dört başı mağrur hanım hanımcığım, deli damarıma basılmadığı sürece... Durduk yerde kimseye takılmam, fikrim sorulmadan da bir şey söylemem. İletişimde olduğum insanları ne küçümser ne de kendimden üstün görürüm. Hangi mevkide olursa olsun o kişilerin yanında konuşurken ezilip büzülmem, aşağılık kompleksine kapılmam...
Tanımadığım insanlara asla önyargılı davranmam, mizacıma ters düşer. Karşımda dengesiz insanı konuşturmam, hayatıma kimsenin müdahale etmesini istemem... Babamın oğlu dahi olsa buna müsaade etmem... İnsanların açığını yakalamak için uğraşmam onlar atıp tutarken sadece hafızaya kaydeder yeri geldimi ağzını bir daha açamayacak şekilde kapatırım. Hakareti bir marifet saymam...
Bana göre aslında her lafa verilecek bir cevabımla, karşımdaki insana kim olursa olsun bunu hatır etmeden yüzüne karşı eveleyip gevelemeden direkt söyleyiş şeklim var... Tüm bunları bana sağlayan, güvendiğim, minneti borç bildiğim zehir gibi işleyen pratik bir de zekâm var... Daha ne olsun dedirten cinsten.
Zaman zaman deli dolu, bazen uçuk kaçık gelebilecek, ve yine kimse için feda etmeyecek... Yani mülteci isteklere dayalı hayallerimin dışında inançlarım doğrultusunda beni ben yapan cesaretim var... Üstelik bu saydıklarımın bir çoğunu hayata geçirmek için beni sürekli tetikleyen kocaman bir yüreğe sahip oluşumun da elbette bana büyük katgısı var...
Senin benim hakkımda ne düşündüğün çok da önemli değil arkadaş, çünkü ben kim ve ne olduğumun farkındayım... Tahmin edemeyecek olduğun kadar da yere sağlam basmaktayım. Tek zaafım koca bir yürek taşıdığımdan ve de insanlara değer veriyor olmamdan dolayı acımasız olamamam, gerektiğinde de aşırı hoşgörülü davranabilmem... Tabiki bu kadarcık kusur kadı kızında da var.:))
Tek tahammülsüzlüğüm karşımdaki insanın aptalca yalanları ve bunu yaparken gözümde bu denli küçülmesini görememesi... O insan türlerini yanımda yöremde barındırmıyorum her ne kadar yaptıklarının hata olduğunu görüp, özür dilemiş olsalar dahi... Onlar adına sadece üzülüyorum, ne kadar güçsüz ve aciz yaratıklar diye... Onlara can- ı gönülden benden ırak olmalarını, yollarının hep açık, kulvarlarında başarılarının devamını diliyorum...
Sağlıcakla kalınız, güzel günler sizlerin olsun... Yüreğinizden SEVGİ denen kutsal duyguyu eksik, hayallerinizi ise kimse için feda etmeyiniz. Mutluluk ve hoşgörü içinde gönlünüzce yaşayınız...
Sevgi Batbay Özçelik
YORUMLAR
insanı kendini tanıması ve bunu güzel bir dille anlatması ne güzel. , eksiklerini, hatalarını, yüreğini bilip kendini sorgulamak,kabullenmek harika bir şey. bunu bir baskasından dinler iken bazen küsebilir, bazen şımara biliriz ama bu yazıdan sonra ben sizi tanımış oldum. duruşunuz ve sözleriniz zaten sizi destekliyor. saygılarımla..