- 1811 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
MUTLULUĞUN AYAK SESLERİ!!!
MUTLULUĞUN AYAK SESLERİ!!!
Dışarıda lapa lapa yağan kar ve ben yine babamın damdan narasına uyandım.Yine meştefeyi ( kar küreği )kırmış olacak ki, anamdan yedeğini istiyor.Anam ezanla uyanmış,sedirde dışarıdan sızan sokak lambasının ışığında Kur’an-Kerimini çoktan okumuş olmalı ki,rahlesi , namaz başörtüsü ve seccadesi hala yerinde.Salonda kurulu olan guzine sobanın karıştırılma sesi geliyor.Sanırım yine sobanın üst tabağı düştü .Anam çoktan inekleri sağmış,bir güzel süzmüş ve çoktan sobanın üzerine pişmeye bırakmış.Bir yandan da söyleniyor kendi kendine hadi kızlar şimdi babanız gelecek,daha yatak yorgan yerde ,yine kızacak bana.Anımsıyorum da, biz ne yaparsak yapalım,babam illaki anama kızardı.Anamda sonradan bize.
Geceden mayaladığı sütün yüzü kaymak ile hamur çoktan guzinenin fırınında yerini almış, pişmeye başlamış.Patatesli, cacıklı,peynirli,haa belki de kıymalı.Ama ben sirmolu peynirli olanı tercih ederim.
Dışarıda lapa lapa kar,odamız soğuk,ama evimizde mutluluğun ayak sesleri…
***
Ne güzel bir gün anamın ayak sesi, babamın bağrışı, guzineden gelen hamur kokusu,yanımda hala uyuyan Meleğin nefesi.Belki sucukla kahvaltı edemeyecektik ama anamın parmak izlerinin çıktığı bazlamaları yiyecektik...Hele o asla tazeliğinden endişe etmediğimiz yumurtalar yok mu.Bazen kaygana,bazen de haşlama,öyle eskiden yumurtanın rafatan ,kaysı falan adları yoktu o zamanlar,ya yağda ya haşlama olurdu.
Dışarıda lapa lapa kar,odamız soğuk,ama evimizde mutluluğun ayak sesleri……
***
Asla bugün ne giysem derdi yoktu.Hiç kimse havayı böyle günler öncesinden tahmin etmez,camdan bakan babamın kıble tarafı açık bugün yağış yok demesi içimizi aydınlatırdı.Hava tahmini yok ,stres yok. İran -Irak savaşı varmış,bana ne,önemli olan yağmur yağdığında evimize damcı gelmemesi.Bundan daha beter bir şey yok bizim için. Daha küçükken ,annem yine damcı ( damdan sızan su damlaları ) gelmiş elbise örtüsü, esbablar batmış derken,ben damcıyı hep bir adam zannederdim.Kimmiş bu damcı anam bu kadar kızıyor diye…Sonradan öğrendim,damcının gökten ne yağarsa eve de o ağar olduğunu
Dışarıda lapa lapa kar,odamız soğuk,ama evimizde mutluluğun ayak sesleri…
***
Televizyon sadece dayımlarda vardı,Kaynanalar dizisini izlemeye giderdik ama tembihli,yerinizden kalkmayın,önümüze ne bırakılırsa yemeyin,edebli çocuk olun.O zaman anladım ki, ikram edilen bir şeyi yememek terbiyeli olduğumuzun göstergesi .
Bazen de gündüz giderdik dayımlara Lassi yi izlemeye.Hep öyle akıllı bir köpeğim olsun isterdim,dizi başlarken ben çoktan hayale dalar,çoktan Lassi ile dağ bayır dolaşır,zor durumda kalsam hep Lassiyi beni nasıl kurtaracağını hayal ederdim.Ama ne zaman bir köpek havlaması duysam,soluğu evde aldığımı kimseye belli etmedim yıllarca
Dışarıda lapa lapa kar,odamız soğuk,ama evimizde mutluluğun ayak sesleri…
***
Ne açlık vardı ne savaş,ne kadına şiddet vardı,ne terk edilen çocuklar, ne haber vardı ne hüzün.Gazetenin ne olduğunu bile bilmezdik. Akşam oturmasına gidilirdi komşuya akrabaya, sohbetin konusu ne eğitim,ne geçim sıkıntısı ne ülke sorunları ne kin ne öfke.Bir istigan çay,güzel bir sohbet, belki de kırk yılı kayda alan bir fincan kahve…
Dışarıda lapa lapa kar,odamız soğuk,ama evimizde mutluluğun ayak sesleri…
***
Soğuk kış geceleri yine elektrik yok.Gaz lambasını adı üstünde “idare lambasını” idareli kullanmak gerek.Guzineden sızan ateşin ışığı offfff değmeyin keyfimize,anamın dizine başımızı koymuşuz,anam başlamış hikayelere,kesik baş,delikli taş,dede maksut derken kısa metrajlı bir Ahlat filmi çekmişiz.Anamın orijinal hikayeleri bizim hikayelerimiz.Yalan yok,ihanet yok,benliğimizde bıraktığı hasar yok,keyfimiz yerinde anamın paylaştırdığı portakal kabukları guzinenin üzerinde çoktan yerini almış bile.Ablamın kavurduğu kavurga tabakları elimizde …
Biz öyle kestane falan da bilmezdik.Guzinenin sobasında pişen patates kebabının şöleni var az sonra.
Dışarıda lapa lapa kar,odamız soğuk,ama evimizde mutluluğun ayak sesleri…
***
Komşuluk vardı,inekleri bile Hacı Nene Çeşmesine sulamaya sırayla giderlerdi.Önce Ahmet Emi,sonra Yusuf Emim,sonra babam,sonra Yaholar,sonra Fırıncı Hoca,Sofi Kemal ve sonra Piroların Adıl amca …Sıralama ineği çok olandan aza göre yapılmıştı.Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi?Hele bir komşu o sabah mahallede dışarıda görünmese,endişelenirdi herkes,evine koşuşurdu,hüznü hüznümüz olurdu.Hele hasta ise tüm işi yapılırdı karşılıksız.Ekmeğini paylaşır,aşına ortak ederdi zordaki komşusunu.Komşu komşunun külüne muhtaçtır sözünün doğruluğunu gösterirdi cümle aleme…
Dışarıda lapa lapa kar,odamız soğuk,ama evimizde mutluluğun ayak sesleri…
***
Mis gibi tandır kokusu gelirdi.Sel ekmeği, tandır ekmeği,hele o tandıra düşen kündün tadı yok mu?Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, hem de mahalleli tüm komşularımızın elleri.Mis gibi kokardı seledeki ekmekler.Ekmek tahtası başında sohbetler çok koyu olurdu.Öyle fiskos masaları da yoktu.Eldiven temizliği de bilinmezdi.Ama çok sağlıklıydık.Sevgi muhabbet ile yoğrulan hamurlar,bereketi haktan dilenmiş dualarla açılan ekmekler.Hele tandırın bir tarafına mavi demlikte yapılmış isli çayın tadı ...Selden tandıra geçişte arada ekmeğin arasına konan peynirin tadı… Ekmeğin sonunda tandırda pişen kuru balık ve sonrasında çömlekte tandıra atılan çorti, değmeyin keyfimize.
Dışarıda lapa lapa kar,odamız soğuk,ama evimizde mutluluğun ayak sesleri…
***
Hasta olduğumuzda soluğu Hacı Namık ın muayenehanesinde alırdık.En ünlü tabib olduğunu bilirdik.Hele kuflandan ( salıncak ) düşüp kolumu kırdığım zaman babamın beni önce Nalbant Ustaya, sonra Cezayir’ın Fatma’ya gösterip,teşhis koymasını,en sonunda da Kırıkçı Seyfettin’e götürüp yakı attırmasını hiç unutamam...
Dışarıda lapa lapa kar,odamız soğuk,ama evimizde mutluluğun ayak sesleri…
***
Acaba biz mi zamanı eskittik, yoksa zaman mı bizim mutluluğumuzu elimizden aldı
Saygıyla Mutlu Kalınız !!!
Birgül KIRKLAR OTLU AHLAT
YORUMLAR
HARİKA BİR ZAMAN YOLCULUGU VE NOSTALJİK BİR TASVİR VE BİR ÇEŞİT DE OTOBİYOGRAFİ ÖRNEGİ..
^^Acaba biz mi zamanı eskittik, yoksa zaman mı bizim mutluluğumuzu elimizden aldı^.^^
Belkide hepsi..Zamanı kullandık kulalnılan her şey gibi zamanda eskidi..Gençler belki yeni zamana yeni hayelleri ümitleri düşleri ile başlıyorlar .Fakat biz orta yaşa gelmiş ler hayel kırıklıkları hüzünler unutulmuş sevdalar ile zamanı eskitmiş olmanın dogal sonucu mutluluklarımızda eksiliyor mu eskiyormu tam olarak bilmiyorum..
Makalede, yalın ve açık duyguları okuyan herkese o ^^^^Mis gibi tandır kokusu gelirdi.Sel ekmeği, tandır ekmeği,hele o tandıra düşen kündün tadı yok mu?Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, hem de mahalleli tüm komşularımızın elleri.Mis gibi kokardı seledeki ekmekler.^^^^ İŞTE O EKMEKLERİN KOKUSUNU HİSSETİRİYOR O MAHALLEDİKİ HAMURA-EKMEGE ELİ DEGEN HER DOST UN YÜREGİNİ O PARAGRAFIN SATIR ARALARINDA GÖRÜP İLİKLERİMİZE KADAR HİSSEDİYORUZ....
VE YAZARIMIZ HER PARAGRAFIN SONUNDA VURUGULADIGI...
^^^^Dışarıda lapa lapa kar,odamız soğuk,ama evimizde mutluluğun ayak sesleri…^^^^
Sanatçı -TEKİN KARABEY- Merhum cennet mekan aşık REYHANİ'nin ^^GİDİREM^^ bestesinde seslendiridig şiirinde derki
KARA YAGARDI ERZURUAMA ADAM BOYU,,
YÜREKLERİMİZ GİBİ BEMBEYAZ VE SIMSICAK..
Böyleydi galiba ..O ŞİİR TADINDA USTA BİR YAZAR MAKELESİ İLE MÜŞERREF OLMAK SU İÇER GİBİ AKICI ANLATIMLA O İNEKLERİN SULANDIGI ÇEŞMEDEN SU İÇER GİBİ AKAN BİR EDEBİ YAZI OKUDUM..
YAZAR-ŞAİR HANIMEFENDİYİ KUTLUYORUM...YÜREGİNİN HEP AYDINLIK DUYGULARININ HEP ÇOŞKUN,,KALEMİNİN HEP AÇIK OLMASINI DİLEYEREK YÜREGİNDEN SAYGIYLA ÖPÜYORUM...
Birgül OTLU
Eksik olmayınız
Hep mutlu olunuz,zaman yenik düşmeden
sağlıcakla
Birgül OTLU
Eksik olmayınız
Hep mutlu olunuz,zaman yenik düşmeden
sağlıcakla
Dışarıda lapa lapa kar,odamız soğuk,ama evimizde mutluluğun ayak sesleri…
harika bir çalışma, anılarda ve eskilerde kalan güzellik ve yaşanmışlıklar... Kaleminiz var olsun...Selamlar.