- 523 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÖZÜMDEKİ İNSAN
BİR PAZAR SABAHI
Gözlerimi açıp ilk kendime geldyim zaman
şuurumu yoklarken beyin cimlastiğini yaparken
hayallerimi tarihi eskilere dayalı bir konuya değindim
en anlamlı ve belki insanın işte bu diyeceği gençlik yılları
sevdiklerimden uzak sıla hasretiyle yanıp tutuşurken bir gün
ve bekarlık dediğimiz bir yaşam şekliydi.
hafta içi yorgunluktan birikmiş kirli çamaşır yıkama derdiğiydi bu
hafta sonu tatilinde bol bol yatmanın aksine işte çamaşır derdi vardı
bu görevi yaptıktan sonra şöyle bir uzanayım dedim bu arada çocuklarımın resimlerine
doyasıya bakarak gönlümü tatmin ettim bir,iki sayfada anı defterime bir şeyler yazdım.
bu bende bir hobiydi ve çok eskilere dayanan bir meraktı.
aşkı tattığım ilk günlerimden kalma bir sevdaydı bir özlemdi onu kendime alışkanlık etmiştim.
şimdiye kadar bu bende mevcut.neyse bunun burasında olmayalım.
sıkılmıştım dışarıya çıkıp açılayım dedim.nede olsa bekarlık hayatı yaşadığımız
arabama atladım ve inanın henüz nereye gideceğime karar vermiş değildim.
yola çıktım caddeler bom boş tabi ben bunu hafta sonu tatili zamanın vakitsiz olduğuna bağladım söylemeyi unuttum mevzusu geçen gurbetli ğin adı (ARABİSTAN cidde şehri)
şehrin içinde kaç kilometre gittiğimi bende bilmiyorum ama epey yol almıştım.
CİDDEYİ tanıyanlar bilirler oldukça büyük şehir.
normal günün kalabalık olduğu bir trafik ışıklarında lambaların geç ışığını beklerken,
şehrin o an ki sakin hali bizlere yansıyordu derken,tek tük gelen arabalar genelde sahile
doğru giden çoluk çocuklu aile arabalarıydı bunları görünce bende bir haller oldu
zaten evden stresli çıkmıştım bunlarda yarama tuz biber oldu elde olmayarak.
çoluk çocuğu görünce çocuklarıma olan özlemim den içimden bir ses isyan edercesine,
FELEĞE ulan diye hitap ettim adaletin bu muydu DEDİM.
ve devam ettim çoluk çocuğumdan binlerce kilometre uzakta ben burada yapayalınız,
sanki hesap istercesine bunlar gönül eğlendiriyor biz insan değilmiyiz.
DEDİM ,dedim ama ruh halim bozulmuştu stresliydim önümü görmez haldeydim.
sitemler devam ediyor köpürüyordum adeta belki o ruh halimle kaza yapmam içten bile değildi an meselesiğdi anlayacağınız.
bu olayda hakkın adalesiz olduğuna inanmıştım ki yer yerinden oynadı sanki.
olayın başlangıç yerinden geldiğim noktaya kadar fazla mesafe yoktu.
ama o anda yüzüme şamar yemiş gibi bir hal oldu bende.
bir ses bana hey....çocuk kendine gel diye uyardı.ve yine bir işarette dururken,
sola doğru baktığımda bir gerçeği görmemde kendime geleceğim belliydi.
o isyanım o haykırışım o sitem boşunaydı.
çünkü beterin beteri var sözünü doğrularcasına bir manzara duruyordu karşımda.
iki zavallı kadının çöp bidonlarını karıştırırken poşetlerine artık ekmek kırıntılarını,
atılmış meyvelerle karınlarını doyurduklarını gördüm.
ve arabamı bir yana çektim bu olayı çözmeye çalıştım.
yarım saate yakın kendime gelemedim sebebi şuydu,be..hey..insan dedim kendi kendime
demin sitem edip duruyordun ben insan değil miyim diye ya bu iki kadına ne diyeceksin.
onlar insan değil mi?
ve inanması zor ama özüme dönerken (18)yıl geçti aradan hala etkisinden kurtulamadım
en çok şok olduğum olay hakkın kudreti anında bana gerçeği göstermesidir.
ama ne olduysa bir andaki gafletim beni zora sokmuştu.
tabi bunları bir,iki sayfada öyle tarif etmek zordur.
ve ben politika yapıp ikna inandırıcı olsun diye anlatmadım bunları.
inanıyorum ki dünyada bundan milyonlarca sı var yeter ki insanın inancı olsun.
hani şöyledir.dedim ki kendime bu iki gariban kadın bu fiillerinden sonra
akşam yatmadan karınları doymuş olarak ALLAHA şüküretmeği bilecekler
bizse bulunduğumuz konum itibariyle belki dünya üzerindeki nüfusun yüz milyonlarcasından daha iyi olmamıza karşın hala isyanı düşünüyorsak ,
burada oturup düşünmemiz lazım .
ama bunu da söylemeden edemiyeceğim galiba
inançlarımızı sömürü amaçlı değil gerçek bir insan zihniyetle yapalım.
aksi olacaksa hiç ama hiç girişmeyelim gerçek manadaysa amin diyelim
YORUMLAR
Var kardeşim sadece orada değil Ülkemde de böyle manzaralar zor.en basiti sokak çocuklarının dramı.Halimize elbette şükür edeceğiz ama haksız kazananları da eleştirmek zorundayız.Akşama kadar çalışıp otuz lira kazanan var, bir yudum içkiye otuz lira veren var.Magazin köşelerinde ayda bir sevgili değiştirenlerde var.Bu çarpık yaşamda insan nasıl mutlu olabilir ki?
ama inançlı insanlarız her halukarda şükretmeyi bilmeliyiz.
yazınız çok anlamlıydı.İnsan önce kendi nefsinin bir muhasebesini yapmalıdır.
tebrik ederim.
salahattin
insanları kıyaslayarak düşüncemi anımla birleştirdim.
yinede eleştirinizi dikkate alarak teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum.