- 805 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Kan ve Gözyaşı
Düşlerim böyle değildi çocukluğumda. Yada yaşamayı umduğum dünyada böyle değildi. Hep güzelliğin bulunduğu dünya sadece çocukluğumuzda kaldı. Hayallerle birlikte. Yaş ilerledikçe masallarda kaldı mutluluklar ve güzellikler. Bizde ise yıkıntılar ve hüzünler. Artık hayallerle değil yaşamakla uğraşır olmuşuz. Hepimizin yaşadıkları işte. Tüm insanlar bir yaşam savaşının içinde. Mutluluk nadir bulunan bir kavram sadece. Bulanlar ise genelde zannetmekte.
Her yerde bir acı hakim olmuş. Ufuklar karanlığa yelken açmakta. Aslında insanlığı unutuyoruz. Aldığın nefesteki oksijenin yanında kan ve barut kokusu çekiyorsun içine. Gözyaşları ise onların arasında kayboluyor sessizce.
Herhangi birimiz çocukluğunda böyle bir dünyayı düşlemiş midir acaba? Böyle bir dünyada yaşayacağını canlandırmış mıdır o minicik ve saf yüreğinde? Zannetmiyorum.
Bizler ne Mevlana’nın insanlığını ne Yunus’un sevgisini anlamadık anlayamıyoruz aslında. Etrafa baktığımızda binlerce olay yaşanmakta ve her yerde kan ve gözyaşı. İçimizde bulunan yüreğin sesini kapatmışız onun feryadına kulaklarımız tıkalı.
Yaşını bilmediğim üzerinde yaşadığımız dünya içinde aynı şekilde davranmaktayız ve yavaş yavaş onu onu öldürmekteyiz. Düşüncelerimizi sadece yaşamaya odaklamışız. Daha iyiye değil veya daha güzele. Sadece bugünü yaşamaya odaklıyız aslında hepimiz. Yarını düşünmüyoruz ve yarına adım atmak için çabalamıyoruz. Hayal diye bir şey yok aslında. Yarını düşünmeden nasıl hayal kurabiliriz ki? Hayalim dediğimiz şeyler kendimizi kandırmanın bir bahanesi sadece.
Her yer her köşe kan ve gözyaşına bulaşmışken hayal kurmak sıra dışı bir olay gibi. İnsanlığımızı yaşadığımız dünyamızı mahvediyoruz. Savaşıyoruz, vuruyoruz, öldürüyoruz dünyayı öldürüyoruz aslında ve adım adım kendimizi.
Çocuklarımıza hayal kurabilecekleri bir dünya bile bırakmıyoruz kısacası.
06.04.2013 14:40
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.