FİLİSTİN
2.FİLİSTİN
Artık Filistin ateşten bir ülke….
1933 yılından sonra Alman Nazilerinden kaçan Yahudi göçmenlerinin akımıyla Yahudi nüfusu 355000 e ulaştı. Araplar bu göçlere şiddet kullanarak ve uluslar arası ilişkilerle her yolu deneyerek tepki gösterdi. Fakat bir sonuç elde edemediler. Filistin Ulusal Hareketi bu tarihlerde Yahudilerle yaptıkları şiddet gösterilerinde zayıf düştü, saflarındaki binlerce insan hayatını kaybetti. Emin el Hüseyin sürgüne gönderildi, Yüksek Arap Komitesi lağvedildi. İsrail hâkimiyeti İngilizlerin, Fransızların ve ABD’nin desteği ile daha çok artırıldı.
İkinci dünya savaşı sonunda Yahudi devletinin hemen kurulmasını isteyen Yahudilerle bağımsız Filistin devleti kurulmasını isteyen Araplar karşı karşıya geldi.Yüksek Arap Komitesini oluşturan örgüt Kahire’de askeri guruplar oluşturdu ve gücünü artırmaya başladı .Arayı bulmaya çalışan İngiltere, çözümü (1947 şubat) birleşmiş milletler ‘e bıraktı.Genel kurul , Birleşmiş Milletler de Filistin için çoğunluğu Arap ve Yahudilerden oluşan özel bir komisyon kurdu(UNSCOP).Bu komisyon Filistin’in ikiye bölünmesini ve Kuddüs’ün uluslar arası statüye kavuşmasını önerdi.29 Kasım 1947 yılında Birleşmiş Milletler Kurulu bu öneriyi kabul etti. Arap devletleri tarafından kabul edilmeyen bu öneri Yahudilerle çatışmalara dönüştü.14 Mayıs 1948 yılında İsrail bağımsızlığını ilan etmesiyle İsrail Arap savaşı patlak verdi. Bu savaşta topraklarını genişleten ve karlı çıkan yine Yahudiler olmuştur. Binlerce Müslüman öldürüldü, kan ve gözyaşı o gün yine dinmedi, toprakları işgal edildi, dünya yine seyirci kaldı.
Filistin’in bağımsızlığı için mücadele eden Filistin Ulusal Harekatı zayıfladı ve etkinlik alanları daralmış pasif duruma düşmüş.1958 yılından sonra Filistin sorununu canlandırmak için özellikle Mısır ve Irak ‘ta bir çok girişimde bulunuldu.1960 yılında Birleşik Arap Cumhuriyeti tarafından düzenlenen seçimler Filistin’in temsili bir organa kavuşmasını sağladı.1964 de Kahire’de toplanan Arap konferansı
Filistin halkını ayrı bir kimlik içinde örgütleme kararı aldı. 2 Haziran 1964 yılında Kudüs’te Filistin Kurtuluş örgütü kuruldu. Düzenli bir ordu kurulması kararlaştırıldı. Bu örgütten başka 1950 lerden sonra gizli kurulmuş El-Fetih’ti(Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi)lideri ise Yaser Arafat’tı. Arap devletlerinden bağımsız hareket eden, ideolojik açıdan yurt sever milliyetçiliği benimseyen El Fetih, İsrail’e karşı silahlı mücadeleye yöneldi. Bu örgütlerin haricinde başka mücadeleci guruplarda vardı.1967 deki İsrail Arap savaşından sonra zayıflayan örgütler (El Fetih ve öteki komando guruplar)1968 de Filistin Ulusal Konseyine girdiler. Y.Arafat örgütün yürütme kurulu başkanlığına getirildi. Örgütün mücadelesi yıllarca sürdü.1980 de Kudüs’ü, 1981 de Golon tepelerini işgal eden İsrail örgütün gücünü kırmak için Lübnan’ı işgal eder. Örgüt kendi arasında anlaşmazlığa düşer, FKÖ ve El Fetih tekrar yollarını ayırır. Yine kan yine gözyaşları. Binlerce insan çocuk kadın yaşlı demeden İsrail askerleri tarafından öldürülüyor. Kalanlar aç susuz perişan.1987 yılında Birleşmiş Milletler ‘in 242 sayılı kararı kabul ediliyor. İsrail tanınıyor, Filistin Devleti kuruluyor, Arafat devlet başkanı seçiliyor. Savaş durdu mu ? Hayır. İsrail işgalinde olan Batı Şeria ve Gazze şeridinde silahsız ayaklanmalar devam etti.
27 Aralık 2008 Gazze kan ağlıyor !!!Gazze alev alev…..İsrail’in Gazze’yi işgal etmesiyle her taraf kan gölüne döndü.Havadan ve karadan Gazze’yi vuran İsrail kuvvetleri militan sivil demeden kan döküyor. 870 e yakın Filistinli öldürürken 2000 e yakın insan yaralı. Savaş hala devam ederken ölü ve yaralı sayısının her gün arttığı görülmekte. Her savaşta olduğu gibi bu savaşta da en çok zarar görenler çocuklar kadınlar ve masum insanlar. 40 km uzunluğunda 8 km eninde bir toprak parçası ve burada 500 bin Filistinli yaşamakta. Buna yaşamak denirse aç susuz perişan ilaç yok yardım yolları kesilmiş hastalar karanlık ölüme terk edilmiş. Dünya gözünü kapamış, kulağını feryatlara tıkamış. İsrail devlet Başkanı Şimon Peres, Başbakan Ehud Olmert savunma bakanı Ehud Barak cinayet şebekesinin karar organları, arkalarında ABD başkanı İngilizler ve sessiz kalan herkes, Arap ülkeleri Filistin Devlet başkanı Mahmut Abbas v.s. Tek gerekçeleri Hamas militanlarının İsrail’e roket atıyor iddiaları. Suriye de sürgünde bulunan Hamas lideri Halid Meşal tüm Filistinlileri mücadeleye çağırıyor. İnsanlığa savaşın durdurulması için çağrıda bulunurken, İsrail ordusu ölüm kustuğu Gazze’de insanlık dramı yaşanıyor. İsrail’in; adına Dökme Kurşun operasyonu dediği bu harekat korku dehşet ölümden başka bir çözüm getirmiyor.Ekmek yok su yok elektrik yok çıkış yolları kapatılmış çaresizlikten ölümü bekleyen binlerce mahzun insan……Kocaeli de var olan yüzlerce dernek ve vakıfların sesleri neden çıkmıyor .Tepkilerimizi neden meydanlarda göstermiyoruz.Sivil toplum kuruluşları olarak örgütlenerek bu insanlara yardım etme yollarını aramalı ve onlara dost elini uzatmalı.Destek için çaba harcayan ve yardımlarını Filistin’e ulaştıran, Filistinli kardeşlerimizin acısını yüreğinde hisseden sivil toplum örgütlerine teşekkür ederiz. Bu onurlu ve insani duygularımızı icraatlarımızla göstermeliyiz. Bu kara günde birlik ve beraberliğimizi sağlayarak Filistinli kardeşlerimizin acılarına ortak olmalıyız. Bütün Müslümanlar kardeştir. Filistinli kardeşlerimize salam olsun. Desteğimiz her zaman devam edecek…
Rubil DEMİR
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.