BİR DÜŞ KUR!
Bir düş kur; ille de tozpembe olması gerekmez düşlerinin rengi, en çok hangi renkte buluyorsan kendini, aldırmadan serpiştir düşlerine, bir düş kur ki; tepeden tırnağa senin olsun, her yerini güzelliklerle beze... Sevgilerin engin denizler gibi olsun, yüreğine sığmayacak okyanuslar kadar geniş olsun sevmelerin ve sevmenin tadına var yaratılan ne varsa yaratandan ötürü, sev! En güzel duygudur sevmek.
Ardına bakma artık; sonsuz gibi görünen yollarda yol alırken, ulaşılmaz sandığın ufuklara dik o güzel gözlerini, her sabah uyanınca yarım ölümden; geç aynanın karşısına, önce kendine gülümse, sonra tüm insanlığa ve göreceksin gününün gülüşün kadar aydınlık olduğunu, tebessümünün büyüsünü göreceksin. Mutluluk kapısını açacak sana o zaman zahmete girişmeden, çünkü sen gülümsersen aynı karşılığı alacağın insanlar çıkacak gün içinde karşına ve unutma ki gülümsemenin vergisi yok. Hayat telaşında geçiyor ömür; zaman denilen nehir akıp giderken gözümüzün önünden, ânın tadına var. Dün çocuktuk, bak bugün gençlik çağlarındayız, ne olacağı belli değil yarının ama belli olan bir gerçek var: bizde yaşlanacağız. Daha dün gençtik, bir bakmışsın ki karlar yağmış olacak o sırma saçlarına, o nedenle bırak telaşları geçmişinde, en sevdiğin şey neyse onu yap, ne bileyim en sevdiğin şarkıyı söyle kendin için, mutlu olmak mı istiyorsun mutlu et sevdiğin birini, çocuklarına vakit ayır, -hayatın telaşında unuttuğumuz geleceğimiz onlar-, değerlendir vaktini onları dinleyerek yada içindeki çocuğun sesine kulak ver torununla çocuklaş, hayat takviminden bir yaprakta böyle kopar gün biterken, bir şey kaybeder misiniz?
İçinden ne geçiyorsa yap haydi vakit kaybetmeden; şiirle karın doymaz deseler de insanlar aldırma ve dök içini mısralarla duygularının hamalı kâğıtlara, kendince aşkın resmini yap ama tuvale hüzün renklerini yansıtma, doyasıya yaşa!. . Muntazam tasarlanmış bir dünyada yaşıyorsun ki; aldığın nefesin değerinin farkına var, en basiti sevdiğini söyle korkusuzca, haykırırcasına yüreğinden yankılanarak gelen bir sesle ‘Seni Seviyorum’ de, çünkü yarın çok geç olabilir bu güzel cümleyi söylemek için...
Kim biliyor ki sonunu; bir taşın ayağımıza takılması, kalbimizin yorgun düşüp durması kadar yakın biz insanoğluna ölüm. Unutma! Emanet bir dünyada emanet bir canla yaşıyoruz ve bir gün gelecek ki, bu kavanoz dipli dünyadan zamanı gelince emanetimizi teslim edip ayrılacağız. Vakit kaybetme, erteleme hayallerini ve yaşamın tadını çıkar, bir düş kur; güzellikler üstüne...
Güneş pencerenizden, sevgi ve aşk kalbinizden ve o güzel gülümsemeniz yüzünüzden hiç ama hiç eksik olmasın.
BAKİ EVKARALI