- 854 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KÖR TALİH-2
---Filiz "kısa boylu tıknaz pek de güzel olmayan fakat büyük şehirde büyümüşlüğün verdiği rahat giyim kuşam ve bakımlı oluşu albenili gösterir kendisini".
---- Ertesi gün gün Arabistan’a uçak bileti almaya gidecek olan Kemal’i bir kaç gün birlikte Ankara’da gezip eylenmek için ikna eder.
Kemal’i görür görmez zaten bir türlü küllenmeyen aşkı tekrar alevlenir Filiz’in.
---Kahvaltıdan sonra Kasım bey ve ev halkından müsade alınarak gezmeye çıkarlar, el ele göz göze gece geç vakitlere kadar eğlence mekanlarında gülüp eylenirken Filiz nasıl yapsada Kemal’i
Arabistan’a gitmekten vaz geçirse diye bir sürü plan hazırlamıştır kafasında eve döndüklerinde bir kahve yapar ve balkonda içerlerken, Kemal’e "sende beni hala unutamamışsın bunu her halinle belli ediyorsun deli gibi aşıksın, gel Arabistan’a gitme ben boşanırken yüklü bir nafaka aldım oğlum ve kendim için onunla bir ev açarız sana da Ankara da iş buluruz" der ..
---Kemal beden gücü işini pek sevmeyen biraz tembel yapılıdır, Filiz’in Teklifine hayır demek gelmez içinden, Kasım bey’inde bir kaç tane evi vardır birini dayar döşer ve yerleşirler.
-
--Filiz, babasının ahbaplarından Hasan bey’in şehir içi taksilerinden birine şöför lazım olduğunu öğrenir tam Kemal’e göre bir iş der ve yerleştirir.
----Kemal Nazlı ile evliliğinden hiç kimseye bahsetmez.Bir kaç ay sonra Filiz hamile kalır,
bu duruma ve rahatlığa alışan Kemal halinden pek memnundur, kendi ailesine eskisi kadar olmasa da arada para gönderip mektup yazar, hala Arabistan’daymış izlenimi vardır evde fakat Gülsüm hanım oğlunun Akrabaları olan Kasım bey’in kızı ile Ankara’da yaşadıını yine ortak bir akraba aracılığı ile öğrenir fakat gelini Nazlı’dan çocuklardan ve eşinden gizler.
---Onbeş günlük elinin kınasıyla kalan taze gelin Nazlı baba evinden aldığı terbiye ve yengelerinden gördüğü kayınpeder ve kayınvalideye hizmetinde hiç kusur etmeden devam etmekte kocasının biraz daha maddi birikimle dönüp ayrı bir ev açacağı günü iple çekmektedir..
---Gülsüm hanım çok otoriter baskın karakterli biridir fakat ne olduysa son günlerde kurbanlar keserek aldığı Nazlı’ya bir külkedisi muamelesi yapar, sanki bu durumdan yılıp kendi kendi kendine baba evine çekip gitmesini istercesine ezmeye başlar gelinini.
---Kayın pederi hariç evde ki iki görümce ve yaşları biraz daha ufak olan iki kayın biraderlerde annesine uyarak sürekli emirler yağdırıp durup dinlenme bilmeden hizmet isterler Nazlı gelinden, kayın pederi karısına kızsa da gelinine davranışından dolayı Gülsüm hanım onuda yıllarca onu da çok ezmiş sindirmiştir, adamcağız canından bezmiş fakat çocukların hatırına sesini çıkaramaz hale gelmiştir, hep başı önünde Maden’e işine gider gelir ne fazla güler, ne de bir
muhabbete bulunur, içine kapanır kendi halinde sakin sessiz biri olup çıkar Naci bey..
-
--Nazlı ise maruz kaldığı bu durumu kendi ailesine yansıtmayı pek istemez, yengelerinin yanında koca evinden dedi kodu götürmüş olma durumuna düşmeyi onuruna yediremez, kayınvalide ve görümcelerin yaptığı eziyetleri içine atıp özlemle kocasının Arabistandan geleceği günü bekler.
Gün günü zayflayan ve elinden yüzünden iltihaplı sevilceler çıkan Nazlı’nın kötü bir şeyler yaşadığının farkına varır ailesi sorsalarda söylemez çünkü küçük abisi ve eşine bir keresinde söylemek istemiş küçük abi "çekeceksin kızım bizim eşlerimizde ana babamıza hiç söylenmeden hizmet ediyor bir sürü kahır çekiyorlar bu iş böyle kocan gelene kadar sabret"diye kız kardeşini terslemiştir..
----Annesi ve küçük abisi Nazlı’yı Kemal’e vermekle doğru yaptıklarına inanırken, baba ve siyasi suçtan ceza evinde yatan büyük Abi hala içlerine sindirememişlerdir bu evliliği,büyük abi daha önce Kemal damatları olmadan aylak gezip sırf yakışıllığına güvenip bazı genç kızlarla gezip tozduğunu duymuş bir türlü içi ısınmamıştı...
---Nişanlarının ilk günü Ceza evine abisinin elini öpmeye giden Nazlı ve Kemal’e "bak Kemal bana kalsa bacımı asla sana vermezdim, madem ki birbirinizi istemişsiniz diyecek sözüm yok. Eğer bacımın değerini kıymetini bilmezsen ister dokuz çocuğun olsun çeker bacımı alırım senin elinden demişti" .Onun içinde Nazlı’ya koca evinde ne yaşarsa yaşasın bazı şeylerin baba ve büyük abiye söylenmesini istemiyordu annesi ve küçük abi kaderinmiş yaşayacakmışsın sen bizim kızımızsın saygın bir aileye layık olduğunu göstemelisin daha iyi bir gelin olmalısın diyerekte üstelik tembih ediliyorlardı..
Bu durum böylece tam dokuz ay geçmişti ki Fatma hanım Ankara’ya tedavi için gidip dönen komşusu Hatice hanıma geçmiş olsun’a gidene kadar..
devam edecek
YORUMLAR
Değerli kardeşim mükemmel anlatımınızı beğendim ve hikayeyi pür dikkat okudum .
Bence nazlı kızımızın işi çok zor sonu vahim olur gibime geliyor .
Onu destekleyen kimse yokki..Kime güvensin kime dert yansın..
Eşi olacak kemal de zaten şeytana uymuş onunda sonu kötü olacak ..alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste diyorum..özetle bu hikaye toplumumuzun bilinçsiz oluşundan kaynaklanıyor ve cehalet kurbanları her gün artıyor ..onun için özellikle kızlarımızın aklını başına almaları ve cehaletten kurtulmalarını diliyorum.Tek kelime ile eğitim diyorum.
Birde çok acele ediliyor biraz beklemek gerek değilmi kız af buyurunuz bir mal değil ki hemen alınıp satılsın..geleceği hiç düşünülmeden kıza sorulmadan ve araştırılmadan maddiyat ve fiziki güzelliğe kanıp insanlarımızın geleceğini karartıyorlar..Rabbim hepimizi böylesi uygunsuz ve acı olaylardan korusun..Böyle değerli bir çalışmaya imza attığınız için sizi tekrar tebrik ederim..
selam ve saygılarımla.