- 946 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
LİSTEDE BEN DE VARMIYIM
“Akılları pazara çıkarmışlar herkes kendi aklını satın almış.” Bu sözü duymayanınız yoktur içinizde.. Bravo doğrusu. İnsanlar akıllı olduklarına inanmakla kalmadıkları gibi başkalarının akılını da beğenmiyorlar üstelik. Herkes kendini üstün ırkın temsilcisi sanıyor besbelli. Hayal bu ya..Kocaman bir pazar canlandırdım gözlerimde. Çeşit çeşit renk renk boy boy Akıllarla dopdolu bir pazar! Kimisi şık ambalajlarda kimisi kristal fanuslarda kimisi basit sıradan görünümlerde. Hepsi de sahiplerinin yanı başında sergiliyorlardı kendilerini! Pazarı bir uçtan bir uca dolanıp durdum. Yazık! Ne sergileyecek ne geri alabilecek ne de satabilecek bir aklım vardı elimde benim! Alıcısı Bulunmasa da kimse aklını ne satmaya ne de değiş-tokuş etmeye niyetli görünüyordu. Tam pazardan çıkmak üzereydim ki, bir adamla göz göze geldim. Baş işaretiyle yanına çağırıyordu beni. Gittim. “Akıl mı arıyorsun?” dedi. Şaşırdım! Nasıl anlamıştı niyetimi! Başıyla onayladım adamı. Güldü. Gözlerini kapattı. Başını salladı ağır ağır. “Bunlar senin işine yaramaz” dedi. Gözlerini açtı. Bakışları sonsuz bir boşluğa uzayıp gitti. “Bunların hepsi katkı maddeli. Çeşitli ve çok karışık maddelerle harmanlanmış akıllardır! En baskın olanları kurnazlık ve sahtekarlıktır” dedi kısık bir sesle “Her şeye karşın senin bile onların şık pırıltılı ambalajlarına kanıp aldanacağını hiç sanmıyorum” diyerek tamamladı sözlerini. Bu kez bakışları gözbebeklerimi delip geçti. “Şey...Ama çok temiz katkısız akıllar da var gibi görünüyor aralarında. Bakın! Şu karşıdaki masada mesela...” dedim. Adam masaya dönüp bakmadı bile. “Haklısın. Katkısız temiz kaliteli yüksek akıllar...Ama onlar miadı çoktan dolmuş olanlar!” dedi. “Fakat insanoğlu muhteşem akla sahip en üstün canlı varlık olduğuna göre bu koskocaman Akıl Pazarında bulunmayışları çok tuhaf değil mi. Hiç mi yok onlardan?” “Var...Var...Çok az sayıda olsa da var.” dedi dalgın dalgın. “Hani neredeler? Hangileri?” dedim adamın gözlerinin içine bakarak. Umutla. Adamın gözbebekleri küçüldü küçüldü…Kayboldu sonunda. “Onları burada bulamazsın!” dedi. Bunları söylerken adamın hem sesinden hem gözlerinin görüntüsünden öylesine ürperdim ki. Bir kez daha onları nerede bulabileceğini sormaya cesaret edemedim. Onun suskun kalacağını eski haline dönmesinden anlamıştım zaten.
-Bir şey daha sormak istiyorum size.
-Sor bakalım.
-Siz çok akıllı çok da iyi birine benziyorsunuz. Sizin burada ne işiniz var?
Adamı kızdırmayacağını umarak yumuşak bir tonda sormuştum bunu ona.
-Ben buranın koruma görevlisiyim.
-Nasıl yani?
-Bildiğin koruma görevlisi işte.
-Buradaki akılları gelecek tehlikelere karşı koruduğunuz mu söylüyorsunuz yani?
- Çok doğru anlamışsın.
-Ama herkes kendi aklının başında nöbetteymiş gibi değil mi zaten?
-Benim onları gelecek dış tehlikelere karşı koruma sorumluluğum var. Bu güne kadar başımıza ne geldiyse hep onların yüzünden gelmedi mi? Burada olup biten tüm kötülüklerin musibetlerin asıl sorumlusu onlar değil mi? Hep onların yüzünden bir adım olsun ileriye gidemedik. Bittik tükendik. Tek sermayemiz olan Aklımız kaldı elimizde kala kala. O da elimizden giderse!..
Neredeyse nefes almadan söylemişti bütün bunları adam.
-Ama bu denli zararlı maddeler içeren akılları ne yapsın ki onlar?
-Onlar her şeyi bilir. Buna da bir çare bir çözüm bulurlar. Merak etme sen.
-Yani siz şimdi bana önerebileceğiniz uygun bir Aklın olmadığını mı söylüyorsunuz?
-Ne yazık ki öyle. İnan bana bunlardan alıp kullanacağına Akılsız dolaş daha iyi. Hiç olmazsa kimseye bir zararın dokunmaz. Arada bir de uğra konuşuruz. Sevdim seni. dedi.
-Ha, sakın unutma. Bir çok şey göründüğü gibi değildir.” diye de seslendi arkamdan.
Bir kez daha öptüm öpülmeye değer ellerimi Rabbim’ e sonsuz Şükürler ederek.
Bir kez daha okşadım yıllardır başımdan çıkarmadığım Huni’mi sevgiyle sevinçle..
Bu toplumun % 65 ‘i APTALDIR! Dediği için katline ferman yazılan canımın içi Aziz NESİN’E bir kez daha Selamlarımı sevgilerimi yolladım Badem Ağacının bembeyaz çiçekleriyle…
Allah akıl versin! demeyi isterdim. Fakat bu güne değin dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir ülke yönetiminde toplumun Akıllı-Akılsız diye ikiye ayrıldığı görülmediği için sanırım Allah bir avuç toprak versin! demek geliyor içimden. Gel gelelim bu talihsiz kara toprak böyle bir güruhu nasıl bağrına basar!..
YORUMLAR
TÜLİN ÖZTUNÇ
Esenlik dileklerimle yolluyorum selemlerımı.
başımızda huni , boynumuzda çalar saatimiz....mutluyuz sanırım böyle! başkaları bahane ! .selamlar aklıma gelmişken :)
TÜLİN ÖZTUNÇ
Esenlikler dilerim...