Şimdiye kadar hiç kimse taklit yoluyla büyüklüğe ulaşamamıştır. -- samuel johnson
Mücella Pakdemir
Mücella Pakdemir
@mucellapakdemir

SEN BİR DOMUZSUN

2 Nisan 2013 Salı
Yorum

SEN BİR DOMUZSUN

10

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

1830

Okunma

SEN BİR DOMUZSUN

SEN BİR DOMUZSUN

Betül, okulların açılmasına iki gün kala, annesinin ısrarı üzerine saçlarını ensesine kadar kısalttırmıştı. Şimdi yüzü iyice yuvarlaklaşmış ve güzelliği ortaya çıkmıştı. Boy aynasının karşısında sağa sola dönerek kendisini son bir kez inceledi. Sağ elinin işaret parmağını önce dudaklarına götürüp öptü, daha sonra öpücüğünü aynadaki görüntüsüne doğru uzatarak yanağına denk gelen noktaya kondurdu. Bu hareketi annesinden görmüştü.

- Anne, ben hazırım! diye seslendi. Serpil Hanım, mutfaktan çıkarak, ayakkabılarını giymek üzere olan kızının yanına geldi ve can paresini yanaklarından öperek uğurladı. Betül’ün kalbi arkadaşlarını görme arzusuyla dolu olduğundan, okul kapısına kadar nasıl geldiğini anlayamamıştı bile. Bahçedeki kısa törenden sonra, öğrencilerin itiş kakışları arasında sınıfına girdi. Hemen ön sıralardan birine oturdu. Bu yıl altıncı sınıfı okuyacaktı. Geçen seneden çok iyi anlaştığı Sinem’i görünce, ona seslenip yanına oturmasını sağladı.

Öğretmen Menekşe Hanım, çocukları sakinleştirip yoklama yapmaya başladı. İsimler okundukça adı geçen öğrenci “Buradayım.” diyordu. Geçen seneki kadro tek tek sayılıyordu işte. Derken, “512 Suat!” diye seslendi öğretmen. Sınıfın en arkasındaki sıradan, bir çocuk ayağa kalkarak, “Burada!” dedi ve der demez aceleyle yerine oturdu. Bütün başlar Suat’ın olduğu tarafa çevrilmişti. Demek ki aralarına yeni bir arkadaş katılmıştı. Onun çekingen tavrını görünce de kikirdeştiler.

Betül; güçlü kuvvetli, sarışın, yüzü utançtan kızarmış bu çocuğa yakınlık duydu. Teneffüs zili çalar çalmaz, onun yanına doğru seğirtti ve elini uzatarak “Merhaba, ben Betül.” dedi. Suat, uzatılan eli hafifçe sıktı. Ardından, “Kantine gitmem lâzım, sonra görüşürüz.” diyerek, sınıfı koşarcasına terk etti. Betül, canını çok sıkan bu olaydan sonra, Suat’la yakınlaşmayı ne kadar istese de bunu bir türlü beceremedi. Günler birbirini kovaladıkça Suat’ın etrafındaki arkadaşlarının sayısı artıyordu. İlk günkü mahcubiyetini çarçabuk üzerinden atmış, konuşkanlığı, yardımseverliği ve derslerdeki başarısıyla sınıfın en sevilen öğrencisi olmuştu. Çok yakışıklıydı ve sırf Betül değil, bütün kızlar ona hayrandı. Kıskançlık duygusu Betül’ün içini kemirmeye başlamıştı. Suat onun ilk aşkıydı çünkü. Hislerini içinde büyütüyor ama kimseciklere söyleyemiyordu. Hatta çok iyi anlaştığı, bütün sırlarını paylaştığı sıra arkadaşı Sinem’in bile bu durumdan haberi yoktu.

Nihayet bir gün, kararını verdi. Aşkını itiraf edecekti. Defterinin arka sayfasından bir parça kopararak üzerine “Seni seviyorum.” yazdı. Cebine koydu. Teneffüste Suat’ın yanına gidecek ve cebinden çıkartacağı kâğıdı eline tutuşturup, okumasını bekleyecekti. Heyecandan kalbi küt küt atıyordu. Zil çaldığında Suat’ın peşinden koridora fırladı. Tam düşüncesini gerçekleştireceği sırada, bir kız Suat’ın yanına yaklaştı ve hararetle bir şeyler anlatmaya başlayarak, onu adeta sürüklercesine bahçeye çıkardı. Bu kadarı da çok fazlaydı artık! Betül müthiş bir öfke seline kapılıp hüngür hüngür ağlamaya başladı. Ağlaması hafifledikten sonra sınıfa geri döndü. Defterinden bir parça daha kopardı ve üzerine bu sefer “Sen bir domuzsun.” yazdı. Suat’ın sırasına gitti ve kâğıdı defterinin arasına koydu.

Ders zili çalınca herkes sırasına oturmuş ve öğretmeni dinlemeye başlamıştı. Betül, Suat’ın vereceği tepkiyi merak ettiğinden, onu gözetliyordu. Kendi sırası Suat’ın çaprazına denk geldiği için, gözetlediğini kimsenin fark etmesine imkân yoktu. Öğretmen Menekşe Hanım, çocuklardan tahtaya yazdığı bilgileri defterlerine geçirmelerini isteyince, Suat da defterini açtı. Notu görünce afalladı. Sonra kâğıdı avucunda buruşturup, sıranın altına doğru fırlattı. Betül beklediği tepkiyi alamayınca iç geçirdi ve kendini derse verdi. Teneffüste sınıfın boşalmasını bekleyerek, Suat’ın sırasına doğru gitti. Eğilip kâğıdı yerden aldı, cebine koydu. Takip eden günlerde bu gibi notlar yazmaya devam etti. “Küstüm”, “çirkin”, “budala”… Hatta bir keresinde “Duygularımın katilisin.” bile yazmıştı. Her seferinde Suat’ın tepkisini ölçüyor, onun sinirli tavırlarını gördükçe memnuniyeti artıyordu. Ona yüz vermeyen bu kendini beğenmiş ilk aşkından, böylelikle bir çeşit intikam alıyordu.

Yedinci sınıfa geçtiklerinde artık Suat yoktu. Babasının görevi gereği başka bir şehre taşınmışlardı. Betül Suat’ı hiç unutmadı.

Yıllar geçmişti. Betül, bulunduğu şehirdeki bir üniversiteye girmeyi başarmıştı. Bir gün, kampüste dolaşırken Suat’a rastladı. Kader onları tekrar buluşturmuştu. Tanıdığını belli edip etmeme konusunda tereddüde düştü ve ani bir kararla yolunu değiştirip, uzaklaştı. O günden sonra sık sık karşılaşır olmuşlardı. Betül her defasında, çocukken yaşadığı kalp kırıklığından mıdır bilemediği bir sebeple, yönünü değiştiriyordu. Aradan yaklaşık iki ay geçmişti. Okul yemekhanesinde karnını doyurduğu esnada Suat karşısına oturunca, artık kaçamadı. Biraz sonra Suat lâf attı ve konuşmaya başladılar. Delikanlı, eski sınıf arkadaşını hatırlamadığı için, bir yabancı gibi kendisi hakkında ufak tefek bilgiler veriyordu. Böyle olması daha iyiydi Betül açısından. Duygularını tekrar alevlendirip hayal kırıklığı yaşamanın ne faydası vardı ki?

Ancak olaylar düşündüğü gibi gelişmedi. Zira roller değişmiş, bu kez de Suat âşık olmuştu ve sonu evliliğe varacak ciddi bir ilişki yaşamak istiyordu. Betül bu isteği onun ağzından duyana kadar duygularını bastırmayı başarmıştı ama şimdi bir kuş gibi çırpınan yüreği “Aşkıma kaldığım yerden devam etmek istiyorum!” diye haykırıyordu. Mademki karşılıklı olarak birbirlerini seviyorlardı, ruhunu yoran bu sırrı artık açıklayacaktı.

- Cevabımı sana yarın bildirmemin bir sakıncası var mı Suat? dedi, sevdiği gencin gözlerinin içine bakarak. Önerisi kabul görünce vedalaşıp ayrıldılar.

O gece Betül, anı defterini dolabının çekmecesinden çıkardı. Arasında sakladığı iki adet kâğıt parçasını çantasının gözüne koydu. Ardından, geceliğini giyerek yatağa uzandı. Uyuyana kadar Suat’ı düşündü. Rüyasında sevdiğiyle el ele kırlarda koşup durdular.

Ertesi gün Suat’ı üniversite girişinde kendisini beklerken buldu. Yüzündeki yorgun ifadeden anlaşıldığına göre, bütün gece nasıl bir cevap alacağını düşünmüştü. Hiç konuşmadan uzun uzun bakıştılar. Nihayet, Betül çantasını açtı ve kâğıtlardan birini Suat’ın eline tutuşturdu. Suat, kâğıttaki “Sen bir domuzsun.” yazısını okuyunca çok şaşırdı. Gözleri maziye dalıp, donuklaştı. Hatırına, yıllar önce aldığı sinir bozucu notlar gelmişti. Başını kaldırarak,

- Yoksa o meçhul düşmanım sen miydin? diye sordu. Betül “evet” manasında kafasını salladı ve Suat’ın heyecandan terlemiş avucuna bu defa diğer kâğıdı koydu.

- Bu da sana bir türlü veremediğim ilk notumdu aşkım, dedi. Suat kâğıtta yazılanı bir çırpıda okudu: “Seni seviyorum.”

Hıçkırıklar boğazlarında düğümlenmiş bir halde birbirlerine sarıldılar.


Mücella Pakdemir

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sen bir domuzsun Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sen bir domuzsun yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SEN BİR DOMUZSUN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mihrican Ulupınar
Mihrican Ulupınar, @mihricanulupinar
4.4.2013 20:31:55
Hikaye çok sürükleyici ve duygu yüklü işlenmişti. Sadece başlık daha farklı olsa idi daha hoş olurdu diye düşünüyorum. Ellerine yüreğine sağlık kardeşim. Kalemin daim olsun.
ASLAN_
ASLAN_, @aslan-
3.4.2013 23:20:38

Kaleminiz daim olsun...

bitmesin istedim... cok güzel akici anlatisiniza hayran kalmamak elde degil...

Selam ve Saygilarimla
Gülayşe DELEN
Gülayşe DELEN, @gulaysedelen
3.4.2013 13:27:36
duygular ve anlatım çok güzeldi kutlarım canım sevgilerimle..
Hasan Özaydın
Hasan Özaydın, @hasanozayd305n
3.4.2013 12:16:54
SOKAKTA KALDI

Bende sevmiştim eskiden ,
Benim olmayan yarim vardı .
Örüklü saçları, kara gözleri .
Şiirlerimi ona yazardım.


Yolu uzatır eve oradan giderdim .
Gördüğümde arkasından takip ederdim.
Camdan uzun uzun bakardı ,
Bakışı merak mı acıma mıydı anlamadım .


Elele tutuşup gezmedik .
Şimdiki gençler mi şanslı .
Verilmeyen şiirleri elimde kaldı .
Yüreğimi veremedim ellerine .



Şairlerin aşk şiirleri bize ,
Şarkılar benim içindi sanki
Ayaklarımın dili olsa söylese
Sokağında geçerdi saatlerim ...

Götürdü yazınız eskilere ,tebrik ederim saygılarımla.
KNİSK
KNİSK, @knisk
3.4.2013 09:59:06
MÜCELLA HANIM MERHABALAR ;
GERÇEKTEN HARİKAYDI..HERKES GİBİ BENDE BİR ÇIRPIDA OKUDUM..ÜSTELİK SONUNU ÇOK MERAK EDEREK..AMA TIPKI BİR TÜRK FİLMİ GİBİ " mutlu son" LA BİTİŞİNE BENDE SEVİNDİM MUHATAPLARI ADINA..ŞİİRDEKİ BAŞARINIZIN DIŞINDA ,KALEMİNİZİN GÜCÜNÜDE ANLAMIŞ OLDUM BİR KERE DAHA.....
YÜREĞİNİZ VEDE KALEMİNİZ DERT GÖRMESİN..YÜREKTEN KUTLARIM ..EMEĞİNİZE SAĞLIK .
SELAM VE SAYGIMLA
atahan
atahan, @atahan
3.4.2013 02:28:55
basligin iticiliginin aksine harika öykü

yazari kalemini ve yüregini kutlarim

not: harika yazamamisim düzelttim

atahan tarafından 4/3/2013 2:31:43 AM zamanında düzenlenmiştir.
superbaba
superbaba, @superbaba
3.4.2013 02:04:35
Allah tamamına erdirsin inşallah...
Çok sürükleyici bir öyküydü.
Kutluyorum Mücella bacım.
Günün yazısı olmuş, onun için de kutluyorum.
bakican.
bakican., @bakican-
3.4.2013 00:45:41
kalemin hiç susmasın emi kutlarım seni ve güzel emeğinle bize verdiklerin için teşekkür ediyorum
SAADET KILIÇASLAN
SAADET KILIÇASLAN, @saadetkilicaslan
3.4.2013 00:11:02
sayın hocam ben Saadet Kılıçaslan SİZİ BURADA FACE SAYESİNDE BULDUM GEREK ŞİİRLERİNİZİ GEREK YAZILARINIZI HEYECANLA OKUDUĞUM KİMİ VAKİT AĞLADIĞIM HELE ŞEHİDİM GELİYOR ŞİİRİNİZİ HER FIRSATTA OKUYORUM AMA BU GÜZEL ESERİNİZİ OKUMAKTAN BÜYÜK HAZ ALDIM AYNI HEYECANLA OKUDUM KENDİMİ BETÜL SANDIM BİRDEN YAZAN YÜREĞİ TEBRİK EDERİM SAYGILAR DİLİYORUM
yön
yön, @yon
3.4.2013 00:08:53
10 puan verdi
Kaleminize ve yüreğinize sağlık.Saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.