- 745 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Millet Uyanınca Ne Olacak?
Oruç Baba bir yerde demiş ki: “Küresel kapitalizmin amacı, hem metalden hem de et ve kemikten oluşan robotlar üretmektir.”
İlahi Oruç Baba, âlem adamsın vesselam!
Ne uğraşırsın küreselcilerle, kapitalizmle?
Bunlarla uğraşacağına yanlarına kapak atsan daha iyi olmaz mı?
İyi maaşlı az çalışmalı bir iş sahibi olabilir, bir ihale kapabilir ya da bir kamu arazisini ucuz yollu kapatıp rezidansını dikebilirdin.
Bunların hiç birisi olmasa bile kömürün, makarnan kesinlikle garantiydi.
**
Vatandaş ne yapıyor?
a) Televizyondaki artık günde iki-üç tane çekilen ne idüğü belirsiz dizileri, seyredeni kendine bağlayan ama hiçbir şey kazandırmayan yarışma programlarını izliyor.
b) Cep telefonu ile günde 7-8 saat konuşuyor daha doğrusu geyik muhabbeti yapıyor.
c) Bilgisayarının başında gece geç saatlere kadar çeşitli porno siteleri dahil olmak üzere bir o siteye bir bu siteye gezinip duruyor. Ya da Facebook’ta “beğen” tuşunu tıklayarak bazen vatan kurtarıyor bazen de gönderisini okumadığı halde bir arkadaşının gönlünü almış oluyor.
d) Bin-iki bin lira geliri varken cebindeki 3-4 tane kredi kartını “cırt cırt” çektirip AVM’lerden çılgınca alış veriş yapma zevkinin tadını çıkarıyor.
e) Hepsi
**
Tabii ki doğru cevap (e) seçeneği yani “hepsi”.
Küreselciler, işbirlikçileri liboşların da katkısıyla bu halkın beynini yıkadılar.
Önlerine bir bilgisayar ve televizyon attılar, ceplerini birkaç tane kredi kartı koydular, ellerine de bir cep telefonu verdiler.
Ve dediler ki “Sen bir şey düşünme, sakın sorgulama! Sadece seyret, telefonunla dilediğin kadar konuş ve ödeyip ödeyemeyeceğin kaygısını taşımadan kredi kartınla bol bol alış veriş yap.”
Vatandaşı bir nevi hipnotize ettiler, yani uyuttular.
**
Evet, bir gün bu vatandaş mutlaka uyanacak. Ama…
Neden, ama?
Çünkü, bir Afrikalı liderin çok yerinde bir tesbiti var. Bilirsiniz. Demiş ki: “Avrupalılar geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde ise topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda baktık ki İncil bizim elimizdeydi. Topraklarımız ise beyazların olmuştu.”
Korkarım, vatandaş uyandığında yani gözlerini açtığında:
Bizim karşımızda televizyon ve bilgisayar, elimizde cep telefonu, cebimizde artık hiçbir işe yaramayan kredi kartlarımız olacak; bankalarımız, fabrikalarımız, arazilerimiz kısacası tüm kazanımlarımız da onların…
YORUMLAR
Ha bir de yerinde bir söz ve iyi bir tespit olmasına rağmen, Afrikalı bir liderin tesbiti malesef bize işlemez çünkü biz millet olarak abartıyı sevdiğimiz için, ya hep ya hiçtir.
( gerçi giden gitti) ama umarim uyandığımızda hepsi gitmiş olmaz, çünkü geri alabilmemiz için bir Mustafa Kemalimiz bile yok artık...
Gündüzümün çok yoğun geçmesine ve mesai saatlerimin uzun olmasına rağmen ve bütün bu koşuşturmaların yanında bazı özel sorunlarla boğuşmama rağmen son zamanlar da yorulmuyorum olsagerek ki üstüne üstelik bir de uyku sorunu musallat oldu bana.
Çok şükür tv ye bakma gibi bir alışkanlığım yok artık. Üzülerek söylüyorum, hele hele türk kanallarını tamamen bloke ettim kendime.(Yanlış anlaşılmasın, Türk olmaktan gurur duyar, dilimizi konuşmaktan keyf alır, güzel ve doğru konuşanlara ise hayranlık duyarım. Elimden geldiği kadar gelenek ve göreneklerimizi yaşatmaya çalışır, tarihimizle her zaman övünür ve onur duyarım)
Hani, konuşmalarda ki sıfatlar, dizilerde ki konular, yarışmalarda ki saçmalıklar, haberlerde ki can sıkıcı yalan yanlış anlatılar beni bayınca, bu konuda aldığım karara hiç pişman olmadım. Anlıycanız Türk kanallarında görmek istemediğim sıfatlar gidene kadar, dizilerde ki zengin fakir, siyah beyaz, iyiler ve kötüler gibi başka hiç bir rengi ve konuyu icermeyen diziler bitene kadar ki (sokakta iki masum gencin elele dolaşamadığı bir ülkede, sanki aşka ve sevdaya değer veriliyormuş gibi ve doyasıya kendi öz iradeleri ile aşkı ve sevgiyi yasaya biliyor muş gibi filmlerde ve dizilerde akıl almaz aşklar bitene kadar ve insana daha faydalı yarışmalar ve daha sağlıklı programlar çıkana kadar ve de ajanslarda hiç değilse her beş haberden biri "oh oh çok şükür, yurdumda böyle güzel olaylar da olabiliyor"gibi cümleleri söyleyene kadar boykotum devam edecektir ki sevgili Ömer Faruk size katılıyorum böylesi saçmalıklar gerçekten insanın beynini uyuşturuyor.
Düşüne biliyor musunuz dizilerin arasında "çocuklar hadi yatağa" diye annelere hatırlatma yapılıyor.
ama malesef bu virüs sadece bizim ülkemizde değil şu an bütün dünya genelinde böyle..
“Sen bir şey düşünme, sakın, sorgulama! Sadece seyret ve uyu. bu kavramlar dünyada slogan haline geldi...
Yani düşünsenize uyumak diye bir kavram olmasaydı uyanmakta olmazdı, anlıycanız uyanabilmemiz için uyumamız gerekiyordu.
E malum uyuyunca da ELBET BIR GÜN UYANACAĞIZ değil mi ya.
Cep telefonlerının kafaya yakın tutulduğunda, ki konuşmak için kulağımıza yapıştırıyoruz, ışınlerının beyne zarar verdiğini bildiğim için fazla konuşmamaya gayret ederim. Yaşadığım ülkede fazla kredi kartı taşıma gibi bir lüksüm olmadığından geriye bir tek bilgisayar kalıyor ki bunu bulana bazen tsk bile edesim geliyor.
Böyle bir buluş olmasaydı ben bu gece kalkıp binlerce km uzaklıktaki bir kalemi nasıl okuya bilirdim.
sayfadan sayfaya atlarken, bu sayfaya tökezleyip düştüm yere, bir yerim acımadı, aksine hoşuma gitti.
Yazılar o kadar yumuşak ve akıcı ki kalkıp gitmeyi canım hiç istemedi ve gelmişken biraz kalmak istedim.
Bir kaç yazınızı okudum ve beğendim, yazdıran yüreğinize ve yazan kaleminize sağlık.
Bu arada, kömürün rengi olduğu için siyahtan, çok sevmeme rağmen makarnadan da nefret eder oldum artık...
Ömer hocam, doğru söze ne denir diyeceğim de Allah akıl vermiş fikir vermiş bilgisayar karşısında sabahlayacağımıza biraz da aklımızı kullansak olmaz mı?
Yerinde ve gerçekçi bir yazı.
Tebrikler, saygımla
Ömer Faruk Hüsmüllü
Değerli yorumunuza ve yazıma olan katkınıza çok teşekkür ederim.
Dilerim bu millet uyumuyordur! Çünkü uyuyanları uyandırmak o kadar kolay bir iş değil maalesef.
Selam ve saygılarımla...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Bizler Fatihin torunlarıyız ve kolay kolay uyumayız. Uyur numarası yapabiliriz.
Ömer Faruk Hüsmüllü
Selam ve saygılarımla...
Hocam günaydın.Saptamlarınızın hepsi doğru. Çok teşekkür ederim. Hipnotize olduk. Nasıl uyanacağız.Yaralarımı deştiniz Faruk hocam. Örneğin, özelleştirmeler.Zarar edenlerin yanında kar eden kurumları da sattılar. Devlet, üretmekle uğraşmazmış! Bu dedikleriniz tam gerçekleştiğinde,torunlarımıza karşı nasıl affettireceğiz kendimizi ? Arkamızdan dua yerine,ne ederler? Saygı ve selamlarımla...
aydini tarafından 4/1/2013 12:33:10 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ömer Faruk Hüsmüllü
Maalesef 80 senelik mal varlığınız şu anda bizim değil, yabancıların. Devlet üretim yapmazsa Avrupanın tüm ülkelerinde ve Amerikada durum nasıl acaba? Hem stratejik önemi olan varlıklarımızı satmak hangi akla hizmettir?
Gelecek neslin hakkını yediğimizi düşünüyorum. Bu nesil mutlaka arkamızdan beddua edecektir.
Yorumunuza teşekkürler.
Selam ve saygılarımla.