- 591 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Çocuğun Gözünden 28 Şubat
28 Şubat bu ülkenin en karanlık sayfalarından biridir.
1000 yıl sürmesi için çabalanan ama sadece 10 yıl içinde çatırdayan bir kepazeliktir.
Halkın seçtiği bir iktidarın devrildiği bir kahpeliktir.
Dindarların avlandığı bir zulümdür.
Medya ve yargı mensuplarının askerler önünde esas duruşa geçtiği ve brifing aldığı bir skandaldır.
Koca koca generallerin, tank yürüttükleri için önce övünecekleri, daha sonra ise bunu inkar edip kıvıracakları bir şaklabanlıktır.
Ekonominin hortumlandığı bir yavuz hırsızlıktır.
Bizler 28 Şubat döneminde çocuktuk, ekran başında gördük her şeyi.
Bugünlerin göbeğini kaşıyan ve suya sabuna dokunmayan elit Müslümanları gibi, o döneminde yüzeysel İslamcıları vardı.
Lafa gelince mangalda kül bırakmayan, ama bir polis arabası görse sesi soluğu kesilen tipler.
Yani yuvarlak konuşup, olayların özüne inmeyen, yaşanan ve yaşatılan zulmü görmezden gelen, “bana (nefsime) dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diyen, neme lazımcı tipler.
28 Şubat’ın bin yıl süreceği iddiasının, bu tip “Müslüman”ların cesaretlendirmesiyle söylendiği buradan belli değil mi…?
Birde bu, lafta “Müslüman” tiplere zıt, cihad eden erler de vardı o dönemler.
Tutuklanmaktan, işinden atılmaktan, öleceğini bile bile hapse girmekten korkmayan ve hapiste şehit olan erler.
O dönemde başörtüsü eylemlerine katılanları, sohbetlere gidenleri, ailesi başörtülü olanları, babası sakallı olanları, namaz kılanları, oruç tutanları düşman sayan, ama nedense aynı insanları askere almaktan imtina etmeyen, vergi almaktan imtina etmeyen bir sistem vardı.
O sistem ağır darbe aldı ama yok olmadı, etkinliği farklı biçimlerde ve makyajlanmış şekilde hala devam etmekte.
İşte o günlerde zulüm çarkına taş koyan, lafının ve eylemlerinin arkasında duran, halkına namlu doğrultanlara selam durmayan adamlar da vardı.
Kimisi hayatta, kimisi ise çoktan göçtü öteki aleme.
Yozgat-Sorgun’da bir işletmede aklımda çakan kıvılcımlar bunlar aslında.
Çayımızı beraber içtiğimiz Aydın Alkan ağabey bir kitap uzatıyor bana okumam için.
Kitabın yazarı Yakup Köse, 28 Şubat’a dair yaşadıklarını anlatmış.
Her satırı ibretlik bir kitap. ( Bir Çocuğun Gözünden 28 Şubat – Yakup Köse )
Yakup Köse başörtüsü gösterilerine katıldığı için 14 yaşında –yanlış okumadınız! 14 yaşında!- tutuklanıyor, mahkemelere çıkartılıyor, okuması için gönderilen kitaplarına engeller koyuluyor, tek kişilik hücreye atılıyor, dayak yiyor, üzerlerine kurşunlar yağıyor, işkence görüyor, hakarete uğruyor. Ve idam cezasına çarptırılıyor!
Devlet, kendi elinde olan mahkumlara teslim olmalarını söyleyip, binlerce gaz bombası atıp bir yiğidi de şehit ediyor.
Yakup Köse, mahkemeye çıkmadan önce annesi oğlunun çocuk olduğuna inanmaları için Micky Mause resimli tişört giydiriyor, oğlunun daha 18 yaşında bile olmadığını anlasınlar diye.
Mahkemenin cevabı ise Yakup Köse’nin kaleminin kırılması: İdam!
Ve yıllar sonra –masumiyetinin anlaşılmasından olsa gerek- tahliye olan o çok tehlikeli terörist (!) Yakup Köse askere çağrılıyor, neden mi? Ülkeyi teröristlerden kurtarmak için.
Yakup Köse dışarıda artık. Ancak yüzlerce Müslüman halâ o dönemin brifingli hakimlerince verilen hukuksuz cezalar dolayısıyla zindanda… İnanabiliyor musunuz.?
Kısaca toparlayacak olursak o zulmü çekenlerden bazıları bugün aramızdalar, kimisi oturup bir bardak çay içecek kadar yakınımızda, kimisi ne zaman tahliye olacağını bile bilmiyor ve kimisinin de ailesine verilen hüküm tutanağında tahliye tarihi olarak “ölünceye kadar” yazıyor.
Allah hayırlısını versin.
İnşallah verecektir de!
Bu ümmetin evlatlarının bağrına kalleş bir bıçak gibi saplanan 28 Şubat’ı tüm içtenliğiyle yazan, yüreğini ortaya koyan, hapisteki zamanlarında aslanlar gibi dik duran, hala davasına sahip çıkan Yakup Köse’yi yürekten kutluyorum.
Kitabın her satırına tek tek imzamı atıyorum.
Bu kitaptan haberdar olmamı sağladığı içinde Aydın Alkan ağabeye teşekkür ediyorum.
Allah bize bir daha istiklal Marşı yazdırmasın demiş ya Akif, Allah bu millete de bir daha 28 Şubatlar yaşatmasın inşallah..
Unutmayın; Küfür tek millettir.
Ve zalimler karşısında susan dilsiz şeytandır.
Hatırlatma;
Kitabın adı : Bir Çocuğun Gözünden 28 Şubat.
Yazar : Yakup Köse.
Not: BÇG neden büyük harflerle Yakup Köse anlatsın size.
Tunar Çalışkan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.