telefon/kitap
Ağır ağır soluyorum seni. Sanki yeni uyandım uykudan, üstümde bir mahmurluk var. Ellerim alışkanlıkla telefona gidiyor yine. Ellerime vurmak istiyorum ama bunun için yine onların varlığına muhtacım. Gidip şu duvara vursam ikisini de, kanasalar, yarılsalar, iş göremez hale gelseler de kullanamasam bir süre. Ne kadar süre? Unutacak kadar süre. Sorularımın zaman aşımına uğraması kadar bir süre. Olur mu? Bıkar mıyım bu problemin çözümünü bulmadan?
Allah kahretsin bu meraklı hallerini! Git, biraz kitap oku, dağılsın aklın. Okudum. Daha çok oku. Profosör mü olacağım daha çok okuyup da? Hedeflerin yok, senin sorunun bu. Hayır yanılıyorsun. Hedeflerim var. Sorunum da var, sorum da.
Ellerimi telefondan çektim işte. Hı hı, çektin. Aradıktan sonra. Ne olmuş aradıysam. Suç mu merak etmek? Ayıp denen bir şey var ama senin bundan haberin yok!
Yoksa yok! Ayıp diye diye bu hale geldim işte. Mutlu musun? Ya hu niye mutlu olayım. Sen mutsuzsun.
Hayır değilim. Tedirginim sadece. Ee bu tedirginlik ne kazandırıyor sana? Söyle hadi, niye sustun?
Hiçbir şey kazandırmıyor. Mutlu oldun mu? İlle de bir şeyler kazanmak mı olmalı ucunda? Belki kaybettiğimi duymak istiyorum. Belki yenildiğimi öğrenmek istiyorum.
Ne halin varsa gör!
Telefonu çantamın cebine atıyorum. Çalsa da duyamayacağım bir yere. Kitabı yine yüzüstü bırakmışım ayraç koymaya üşenip. Sayfaları kırışmış Gülmek geliyor içimden. Biz kırışıyoruz yıllar geçtikçe, kitabın sayfaları kırışmışsa n’olmuş! Bu halim beni tedirgin ediyor. Mutfaktan çayımı sigaramı alıp koltuğa yaslıyorum sırtımı. Oturarak okumayı sevmiyorum, uzanmam lazım. Ama o zaman da çayımı sigaramı içmek zorlaşıyor. İyisi mi balkonda içeyim çayı da sigarayı da. Hem evi kokutmamış olurum. Aman ne titizlik bu! Kes sesini iç sesim, kes. Her fırsatta beni alaya almaktan hiç vazgeçmeyeceksin değil mi! Balkon da ne güzel oluyor bu zamanlarda. Keşke yanımda olsaydın da birlikte içseydik çayı, sigarayı. Ne yapıyor ki acaba?
Bir arasam mı? Nerdeydi telefonum? Çantamın cebinde. Niye? Aramamak için koymuştum. Peki hemen pes etmeyelim öyleyse. Şu kitabın yazarı da kafayı yemiş galiba. Bir dediği bir dediğini tutmuyor. Kadına da şaşmıyor değilim, böyle dengesiz bir adama katlandığı için. Hey yavrum hey! Senin durumun çok farklı sanki! Ya hu bir susmadın gitti. Kapa çeneni de kendimle baş başa kalayım bir.
Kadın adamın hastalıklı yanlarına tutuluyor zaten. Öyle sağlam bir karakteri var ki!
Adamın bu gel gitleri bağlıyor onu kendine. Yalnız cıscıbıldak kalacak garibim romanın sonunda, bahse girerim ki. Kimle?
Romanı okumakta olan herhangi biriyle. Fena olmazdı değil mi? Bahis tutsak okurken. Sonunu tahmin etmece. Ne olur ki senin tahminin tutsa?
Akıllı, öngörülü taraf mı olursun? Hayır canım, ne ilgisi var! Oo, senli benli olduk bak; bu hayra alamet değil. Bir farkına varabilsen senin durumun zaten hayra alamet değil! Ne iç karartıcı bi sessin sen yaa! Sus hadi.
Kadın sanıyor ki adam eşinden boşanıp onunla evlenecek. Ah be güzel kardeşim, senin dediğin romanlarda bile olmaz ki bir romanın içindesin zaten. Okuyanlar sana acımayla bakıyor. Sevgilin için de hiç iyi şeyler düşünmüyorlar. Mesela ben. Senin yerinde olsam- Allah korusun- tekmeyi vururdum en başta. Adam dediğin güçlü durmalı. Ne o öyle ikide bir gözlerinin dolması, duygusala bağlayıp vicdan yaptırma durumları! Yok yok, senin kaderin taa baştan çizilmiş. Sen terk edilmeye mahkumsun.
Arasam mı? Ne yapıyordur acaba? Hala kızgın mıdır bana?
Bir ses mi geldi sanki?
Yok ya hu! Komşunun telefonu çalıyor.
En iyisi çıkarayım telefonu çantadan. Bakarsın önemli bir telefon gelir. Tabi ya başbakanla görüşmen vardı bugün, arayıp saatini bildirecekti sana!
Yine mi sen? Sus dedim ya! Amma arsızmışsın. Çağırmadan gelme.
O da öyle diyor ama sen ısrarla çağırıyorsun.
Pess!
Pess yani iç ses!
Ulan sırf sana inat aramıycam bir daha.
Ah be kızım, mahvetme hayatını. Bekleye bekleye yaşlandın. Kız kurusu diyecekler yakında. Hayır gelmez sana o adamdan.
Aman be, bir kere daha arasam ne olur sanki. Neydi numarası? Hah hatırladım.
Bak yine meşgule attı kör olmayasıca!
Şu meşgul tuşunu bulanın..!
YORUMLAR
Tam duygusal boyuta geçecekken gülmeyle sonlandı yazı :)
Çok iyiydi..
İsabella tarafından 18.8.2021 00:41:48 zamanında düzenlenmiştir.
deniz-ce
güzledi eğlenceliydi ama iç sesin cümlelerini italik yada koyu veya tam tersi yazaydın daha mıo dikkat çekerdi ne?
geçenlerde yanılmıyorsan bi yapmıştın 2 saatte yazdım demiştin ya ondan bahsediyuroum neyse böylesi de güzel olmuş (gıcık mıyım neyim kadını yormaya kalktım farkında olmadan )
senin nesir yazıların hep keyifli konunun önemi yok gerçekten içten
saygımla
Filiz Şahin. tarafından 4/10/2013 1:50:08 PM zamanında düzenlenmiştir.
:))) Hem güldüren hem düşündüren ve yalın ifadelerle dolu yazınızdan dolayı sizi tebrik ederim.
Bazen yazanlar,öyle edebi dehlizlere giriyor ki,hem kendileri hem de okuyan kayboluyor kelimelerin yapış yapış karanlık sokaklarında.
Çok beğendim...
Selam ve saygı ile. değerli yazar/şair/öğretmen/...
deniz-ce
çok sevdim
değerli yazarım:)
teşekkür ederim.
Roman da bile olsa insan dayanamıyor böylesi güçsüz tiplere. Erkeğe hiç yakışmıyor. Bize güçlü
belletildiğinden belkide.
İç ses, telefon, sigara ve okumak.. üçüyle birden başetmeye çalışırken bir de aklına evin sigara
dumanından kirleneceği geliyor, kadınsın..
Gerçekçi, güzel bir öykü olmuş kanki,
tebrik ve sevgimle,
yazıda da başarılısın..
deniz-ce
kafamızda bi dünya şey var hep
sevgimle...
deniz-ce
bildiğimi okuyorum hep.
sıkılmadan okuduğunzu- gerçi belki sıkılmışsıznızdır tahmin sadece-için teşkkür ederim hocam.