SÜRGÜN
KAFKASLARDA TARİHİ GERÇEKLERİN ROMANI : SÜRGÜN
"...İnsanlara cehennem azabı getiren vagonlara doldurduktan iki gün sonra lokomotifin düdüğü uzunca çaldı..... Analar, ölmeden önce ruhlarını, kalpleini burada bırakıp kendilerini vatandan zorla koparıp gidiyorlardı.... Esmer ana, trenin azıcık açık kalmış kapısından, hasretle, sevgiyle ve gözlerindeki dağ kadar kederle dağlara bakmaya başladı. Dehnez’den ayrılan vatan kızı Esmer, bir de ondan şu anda gittikçe uzaklaşmakta olan Vedi dağları, Vedi toprağı, Dehnez Köyü, Dehnez Irmağı vardı..."
"Ayazına,soğuğuna, sıcağına, rüzgârına, tek yumruk havana kurban olayım, vatanım benim..." diyen analar,vatanlarından sürgün edilirken ağıtlar yakıyorlar, maniler söylüyorlar:
"Aras’ı ayırdılar,
Su ile doyurdular,
Ben senden ayrılmazdım,
Zor ile ayırdılar."
SÜRGÜN romanı bu sözlerle başlıyor.
İnsanı, tarihin acı gerçeklerine götürüyor. Doğduğu topraklardan ,anayurtlarından zorla koparılarak başka diyarlara ve ölüme götürülen anne ve çocuklar .Üç kardeş masalı ile büyüyen çocukların derin izler bırakan, yaralar açan, unutulmaz çilesi, tüm derinlikleriyle okuyucuyu sarıyor, sürüklüyor.
Olaylar, yer, zaman ve kişiler kurgu değil gerçek.
Eski, dökük, tahtaları aralanmış, banyosu, ayakyolu bulunmayan , hayvanların bile taşınmayacağı tren vagonları , yurtlarından sürgün edilen insanları meçhule taşımaktaydılar. Paramparça aileler, paramparça yürekler, uykusuz, yorgun, üzgün ve aç kadınlar ile çocuklar, paramparça vagonlara doldurularak uzak diyarların kıraç, susuz topraklarına serpilmişler.
Esmer anaların , Cihan anaların, Ali, Musa, Esat ve Arif Dedelerin ,Kafkaslarda ,o yıllarda Sovyetler Biirliği rejimi içinde yer alan Erivan bölgesinden başlayarak, Kazakistan ve Kırgızistan’a uzanan acı öyküleri bu romanda...Rejim karşıtı olanların " halk düşmanı " olarak ilân edilmeleri ve yurtlarından alınarak sürgün edilmeleri bu romanda...
"Ben ata yurdumda, Serdar Ağa gibi bir insana nasıl el kaldırırım? Oyle insanlara el kaldıranlar, soysuzdur..."
Keş Dağları’ndaki kekliklerin sesi Ağrı Dağı’nın kardeşi koc Savalan Dağı, Aras’ın ayrılıklara ağlayan türküleri ve yankılar yaratan, yüreklerin sesini yansıtan çağlayanları , Dehnez Köyü ile ırmağı ve havası , halkın, vatan sevgisi, toprak ve tarih sevgisi, özgürlük aşkı ,tutkuları, gelenekleri bu romanda harmanlanmış,yankılanmış...
"Biliyor musun , bizim çift kardeş Ağrı Dağı’nın kardeşidir. Bu gururlu dağ, koca Savalan’dır.Başı her daim pusuludur, çisektir. Savalan benim dedemdir, Seddar dede’ min dedesi Savalan... Bahar Nine’min dağlar hakkında " ÜÇ KARDEŞ" masalı vardı. Çocukluğumda hep anlatırdı bize. Allah biliyor, kaç gece o dağ kardeşlerin masalıyla uyumuşuzdur. Belki de dağların koynunda büyüdüğümden değil de, ninemin o masalları bu kadar sevdirmiştir bana bu dağları... Hâlâ hatırlıyorum, hiç unutamıyorum o masalı..."
Üç kardeş Masalı’ndan bir örnek:
"Bir varmış bir yokmuş. Yaradanın gönlünün hoş vaktinde yarttığı üç kardeş varmış. Bunlardan en büyüğünün adı Savalan, ondan küçük ikiz kardeşlerinin ikisinin de tek adı varmış... İkiz kardeşlerden Ağrı, ötekine sormuş: " Sen neden yüzünü insanlara, bize hiç göstermezsin" ? O da cevap vermiş :" Benim obamın üzerinde kara bulutlar çekildikten sonra benim yüzümü görebilirsin. Şimdi benim dertli bakışlarımı kimse görsün istemiyorum..."
Yürekler dayannabilirse , 350 sayfalık SÜRGÜN roma bir nefeste okunacak akışa ve bakışa sahip bulunmakta.
Her sayfa okunduğunda gözleriniz buğulanacak, gönlünüzde anaforlar yaratacak rüzgârlar esecek, dağların selini, göklerin yıldırımını yaşayacaksınız , insanlık tarihine kara leke olarak geçen yöneticilere defalarca lanet okuyacaksınız.
Tarihe ve Kafkaslardaki acı gerçeklere ışık tutan Miraslan Bekirli’ nin kaleme aldığı SÜRGÜN romanı, olayların içinde yaşamış canlı kaynaklara, bilgi ve belgelere dayanmakta.
Yıllar önce Kafkaslarda halkın başına gelenler anlatılırken, halk kültürü bütün yönleriyle en ince ayrıntılarına kadar romanda bir oya gibi işlenmiş:
"Ben aşığım, kendi de Borçalı’danım. Hakk aşığı Kara Tekur’un öğrencisiyim.... Şu bağlamayı, ben sadece ekmek ağacı- ekmek teknem olarak görüyorum. Ona, kutsal bir varlık gibi, dedelerimizin milli manevi değerlerinden en kıymetlisi gibi bakıyorum..."
Âşıkların toplumdaki yerini ,önemini ve değerini de anlatan Sürgün Romanı’da şu konuşmalara yer verilmiş.
Settaroğlu Musa lafa karıştı:
"Âşık, bizde âdet böyledir, bağlamayı gömleğinden -kılıfından çıkaranda gerektir ki... âşığa bahşiş verilir.... al ananın ak sütü gibi helalin olsun... çal âşık kardeşim , yüreğinle çal .... ...
"Zamane bed geldi, zalimsin felek,
Şamı sabaha, sabahı şama çekersin,
Bir anda yaparsın bin türlü kelek,
Kâh bozarsın , kâh nizama çekersin."
....şeytanın evlatları, her biri bir yandan bizi ve topraklarımızıı yağmaladıkları yetmiyormuş gibi kendimizden de kendimize düşman yarattılar... Âşık İrfanî çalıp söylemeye başladı ve bu anlar Settaroğlu Musa’nın yaralı ruhu kendi obasını,kendi dağlarını dolaşıyordu..."
Sürgünlerde yaşananları bütün boyutları ile anlatan romanda daha sonra hayatta kalan ve büyük mücadelelerle okuyarak yurtlarına dönen çocukların başarılarına yer verilmek.
"Büyük umutlarla,sevgiyle ve arzularla geldi Settaruşağı evlatları ana Azerbaycan’a, güzel Bakü’ye.."
Romanın ana kahramanlarından Settaruşakları’nın en kıymetli yadigârı Ali Aliyev’in sürgündeki hayatı ve daha sonra Bakü’ye dönüşü ve Prof. olarak yaptığı büyük hizmetler anlatılmakta.
Ünlü Kırgız yazar, dostum Cengiz Aytmatov ’un her zaman büyük övgüyle bahsettiği ve selamladığı gönül dostu Ali Musaoğlu Aliyev romanda derinliğine anlatılmış.
Çok değerli Azerbaycan yazarı Miraslan BEKİRLİ’nin, Prof. Dr. Ali Musaoğlu ALİYEV’in hayatını konu alan "SÜRGÜN" romanı,konusu, kahramanları, zamanı ve ders alınacak yönleriyle okuyucuyu sarmakta ve sürükleyerek tarihin derinliklerine götürmektedir.
Bilim ve akıl yolunda teknoloji alanında çağları aşan çalışmaları ile nobel adaylığı desteklenmesi istenen Prof.Dr. Ali Musaoğlu Alyev, Avrasya Dostluk Kültür Sanat ve Turizm Kurumu tarafından " Türk Düyasına ve Bilime Üstün Hizmet Ödülü " ile ödüllendirilmiştir.
Uluslararası Cengiz Aytmatov Külübü Üyesi bir şair, yazar ve kültür adamı olarak, Ali Musaoğlu’nun şahsında Kafkasya ve Azerbaycan tarihine ışık tutan "SÜRGÜN" romanını duyarlı yüreği ve geniş bilgisiyle kaleme alan ünlü yazar Miraslan Bekirli’yi gönülden kutluyorum.
Prof.Dr. Hayrettin İvgin ve Prof.Dr. Elçin İsgenderzade editörlüğünde, dizgi ve mizampajını Kültür Ajans Ltd.Şti. nin yaptığı , Türk Dünyası Araştırmaları Uluslarası İlimler Akademisi Yayınlarından çıkan ,( Konur sok.no:66/7 Bakanlıklar- Ankara adresinden temin edilebilecek ) bir solukta okunacak , Miraslan Bekirli ’nin SÜRGÜN romanını öğretmen ve öğrencilere, tarihe ilgi duyan herkese tavsiye ediyorum.
"İnsan okur" sözü böyle eserler için söylenmiştir.
YAHYA AKSOY
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme e. Genel Müdürü
Ankara
YORUMLAR
bu değerli romanı bize çok güzel bir biçimde tanıtmayı başardığınızı belirtmeliyim öncelikle.
romanın tarih kokan sayfalarından bize kesitler sunmanız roman hakkında okuyucunun bilgi edinmesine vesile oldu.
mutlaka okuyacağım.
teşekkür ederim bu güzel eseri bizlere duyurduğunuz için.
selamlar saygılar...
ipekyolu
en iyi dileklerimle selam ve saygılar sunarım...
"Aras’ı ayırdılar,
Su ile doyurdular,
Ben senden ayrılmazdım,
Zor ile ayırdılar."
Uluslararası Cengiz Aytmatov Külübü Üyesi bir şair, yazar ve kültür adamı olarak, Ali Musaoğlu’nun şahsında Kafkasya ve Azerbaycan tarihine ışık tutan "SÜRGÜN" romanını duyarlı yüreği ve geniş bilgisiyle kaleme alan ünlü yazar Miraslan Bekirli’yi gönülden kutluyorum.
Prof.Dr. Hayrettin İvgin ve Prof.Dr. Elçin İsgenderzade editörlüğünde, dizgi ve mizampajını Kültür Ajans Ltd.Şti. nin yaptığı , Türk Dünyası Araştırmaları Uluslarası İlimler Akademisi Yayınlarından çıkan ,( Konur sok.no:66/7 Bakanlıklar- Ankara adresinden temin edilebilecek ) bir solukta okunacak , Miraslan Bekirli ’nin SÜRGÜN romanını öğretmen ve öğrencilere, tarihe ilgi duyan herkese tavsiye ediyorum.
"İnsan okur" sözü böyle eserler için söylenmiştir.
GÜNAYDIN GÖNLÜ GÜZEL İNSAN, DEĞERLİ ÜSTADIM ;
BİR KÜLTÜR HİZMETİ DAHA SUNARAK BİZLERİ BİR ESER HAKKINDA DAHA AYDINLATTINIZ HABERDAR ETTİNİZ....SAĞ OLUN VAR OLUN..
YÜREĞİNİZ VEDE KALEMİNİZ DERT GÖRMESİN..YÜREKTEN KUTLARIM ..EMEĞİNİZE SAĞLIK .
SELAM VE SAYGIMLA
ipekyolu
Değerli kardeşim Kaşif bey
güzel değerlendirmenize çok teşekkür eder,
selamlarımla başarılar dilerim.