- 853 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ESTAĞFURULLAHHHH.....
Birikti bir sürü macera yine.Macera diyorum da belki de değil.Böyle komiklikler,şakalar gibin daha çok.Herkes yaşıyor bir şeyler ne de olsa.Bir çok insan neler neler yaşıyor da yazmıyor.Denese yazmayı belki de çok hoş şeyler çıkacak.Belki de çıkmayacak.Belki ben de yazmayı bırakmalıyım,Belki de bir ahşap kursuna filan mı gitmeliyim? Belki de daha sosyal olsam ?Belki de ...belki de...neysemmm.Bana gelince;aslında bana bu aralar iyi saatlerde olsunlar akın akın geliyorlar da çaktırmıyorum fazla.Bu dolunay zamanları bir tuhaf olduğum da doğru ,orman çekiyor ormannn.Ama çam ağaçlarıyla çevrili bir yerde oturmanın avantajlarını yaşayıp ,ormana doğru gitttt ,içine içineee,orda yaşaaaa iç sözlerini pek de ciddiye almayıp,e işte orman heryerde canımcım,soğuktur şimdi oralar ,nem de iyi gelmez diz ağrılarına kardeşimm ,aman ne gereği var evde oturrr , tv neyin seyret,youtube da iki illimunati ,üç de bohemya korusu ,dört beş adet bilderberg belgeseline bak da için kararsın diyen diğer akraba iç sesimi dinliyorum.
Velhasıl bu aralar yaşadığım bazı komikliklerin,absürdlüklerin,ciddimsi saçmalıkların,abidik gubidik hayat derslerinin bir adeti hemen alt satırda başlıyor sayın okuyucum.
Günlerden geçen haftanın bir günüydü.Böyle hava bugünlerdeki gibi değildi.Sıcak, boğucu, bol lodoslu ,kafaya kafaya basan,yeni çektirdiğin fönü darmadağan edip ,saçını burnuna kulağına sokan abidik rüzgar da yok idi.Özetle,hava soğuk idi .Ne de olsa hafta içi,kim görcek üzerindeki devasa klorak izini canım diyerekten giydiğim pembemsi eşofman altım ve üstümde gri yağmurluğum ve de hepsi özgürce bir tarafa gitmiş saçlarımı az da olsa örten beyaz ,ucu pomponlu beremle saldım kendimi alt sitenin sokaklarına.Sitemizin bekçisi,aslan parçası ,nerdeyse bana artık ismimle hitap edecek tarzda beni benimseyen köpeğimiz de yanımda yürümeye başladı.İyice samimi olup ,karşılıklı konuşmaya başladığımız bir anda(daha çok ben anlattım bişiler işte,o dinleyici pozisyonundaydı ) ,sokağın diğer yanından bir beyin bize doğru yürüdüğünü gördük.Biz gördük,aslanla ben yani.Yürüdükçe bize doğru yengeçvari yaklaşan beyle, kovboy filmlerinden bir bölümü de oynamaya başladık.O yaklaşıyor ben ve aslan yaklaşıyor.Biraz daha yaklaşıp birbirimizi kesiyoruz kısık gözlerle.Velhasıl daha yaklaşıyoruz,evet daha da yakınlaşıyoruz ve de yaklaşıyoruz birbirimize ve ve vee mütemadiyen yaklaşıyoruzzz ...sözlerini kesip ,olayı anlatıyım barim.Beyefendi normal bir insan .Öyle görünüyor ilk bakışta.Üstünde olması gereken pantalonu var.Paltomsu bişi de hemen onun üstünde.Başında da kasket var.Renklerini bilemicem .Beyefendi geçer gider yandan derken,yanımıza daha bir yengeç stili yanaşıp bana ve de aslanıma ’’Büyrünnnn...evettt, buyrünnn bakalımmm...’’diyor bir çırpıda.Aslan parçası nedense oralı değil,duvarın üstündeki calio cinsi kediyle bakışıyorlar.Eh yani diyorum kendi kendime.İş bana düştü.Bu absürd söz öbeğine ne cevap verilir şimdi ki?Ben de gözlerimi iyice bir kısıp beyefendiye ’’Estağfurullahhh...siz büyrünnn beyefendiii,siz buyrünnnn ’’ diyorum .Aslan parçası ,calio cinsi olup renk cümbüşü halindeki sokak kedisini kendine daha yakın görüp ona doğru seyirtiyor.Ben ortaya çıkan absürd karşılaşma ve de konuşma tarzını sindirmeye çalışarak ilerilere,ilerdeki çayırda otlayan koyunlara doğru içli içli bakıyorum ve de başımdaki bere pomponlarını çılgınca sallaya sallaya uzaklaşıyorum.Bana neden buyrunnn dediğini anlamayan beyefendi de ,ona neden estağfurullahhh siz büyrunnn diyen bendeniz de yavaşça uzaklaşıyoruz birbirimizden.İki sokak daha geziyorum ben aslan parçasıyla bilahare,içimden devamlı buyrünnn,yokkk efemmm siz buyrunnn ,estağfurullahhh sesleri diyerekten.....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.